DÜNYAHABERLERMEDYA ANALİZSon Dakika

11 Kasım 2013 Şehidler Günümüz Mübarek Olsun

11 Kasım neden Şehidler Günü olarak ilan edildi?

Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrullah, 11 Kasım 2009’da düzenlenen Şehidler Günü’nde yaptığı konuşmasında ise Ahmed Kassir’in şehadet gününün neden Şehidler Günü olarak ilan edildiğini şöyle açıklamıştı:

“11 Kasım’ı Hizbullah şehidlerinin günü olarak seçtik. Çünkü bugün şehidlerin emiri Ahmed Kassir’in şehid olduğu gündür. Bugün onun, ruhu, bedeni, aklı, kalbi, bilinci, düşüncesi ve aşkıyla Allah’la buluşmaya gittiği gündür. Allah’a giden en kısa yol onun yolunda cihad etmek ve bu cihadın yolunda savaşmaktır. Sur şehrindeki ilk şehadet eylemi düşmanın muhafazalı kalelerinden önce kibrini yerle bir eden bir eylemdi. Bizden biri Allah’ın ayetlerini {yüzlerinizi karartmaları için} anlamak isterse o dönem Siyonist İsrail Savaş Bakanı olan Ariel Şaron’un Sur’daki İsrail askeri liderinin karargahının yıkıntıları üzerinde dururkenki yüz haline bakması yeter. Bu yüzde zayıflık, aşağılanma ve yenilgi duygusunun peyda olduğu görülmektedir.
Bugün bizim için büyük bir gündü. Müjde, şükür ve yakında gelecek zafere karşı beslenen büyük ümidin günüydü. Bugün, Ahmed Kassir’den önce ve sonra akmış kanlar ve harcanmış çabaların bereketiyle geldi. Bugün direniş yolundaki yol gösterici şehid liderlerimizin günüdür. Bugün, direniş şehidlerinin efendisi ve hocamız Abbas Musevi, direniş şehidlerinin şeyhi, arif, zahit Rağıp Harp, büyük cihad lideri İmad Muğniye, bu direnişin içinde yer alan bölgeleri, savaş birlikleri ve konumların mesuliyetinde olan lider şehidlerin günüdür. Bugün 1982’de başlayıp şu ana kadar devam eden yürüyüşümüze ve ailemize katılan bütün şehidlerin günüdür.
Bu günde her sene ve her yıldönümünde olduğu gibi onlarla gurur duyuşumuzu, cihadlarıyla övündüğümüzü, yaptıkları fedakârlıkları takdir edişimizi, tavsiyeleri ve adımlarının izinden gidişimizi, başarı ve zaferlerini muhafaza edişimizi ifade etmek için toplandık. Bugün aramızda baş tacımız olan şehid aileleri bulunuyor. Bugünde gözlerimiz, hafızamız, vicdanımız, çocuklarımız ve torunlarımızın önünde şehidlerimizin isimlerini, resimlerini ve yüzlerini hatırlıyor ve onların hafızalarına bu isimleri kazıyoruz. Onların buna ihtiyacı yok bilakis buna ihtiyacı olan biziz. {Onlar Rableri katındadırlar, rızıklandırılmaktadırlar} Şehid oldukları, bu dünyadan göçüp Allah’ın katına çıktıkları ilk andan beri Allah katında yüce makam, nimet ve lütufla sevindirilmişlerdir. Onlar şehadeti ve Allah’a kavuşmayı sevdiler. Onlar sevdiler, aşık oldular, temenni ettiler, istediler, çabaladılar, cihad ettiler ve kazandılar. Bizim ise buna ihtiyacımız var. Çünkü onların nurlu yüzlerini gördüğümüzde, aziz isimlerini duyduğumuzda ve yaptıkları fedakârlıkları hatırladığımızda sorumluluk gözümüzde devleşiyor ve onun seviyesine yükseliyoruz. Azmimize azim katılıyor, beraberce verdiğimiz söze vefalı olma duygusu içimizde büyüyor. Arkamıza dönüp bakmıyoruz çünkü yorgunluk, zayıflık ya da meşakkat anında arkamıza bakarsak onların adları, isimleri, sözleri ve tavsiyeleri bize vermiş olduğumuz sözü hatırlatır ve utanırız, başımızı toprağa gömeriz. Sonra izzetin olduğu yere doğru yol alır ve vuslat arzusuyla ruhlarımız aşka gelir.
Biz buna muhtacız çünkü basirete ihtiyacımız var. Onlar sa basiret ehli. Daima onlara, sadakate, temizlik ve paklığa sığınalım. Sözler, olaylar, temenni ve hırslar bizi kirlettiği zaman onlara sığınalım çünkü biz her zaman bize öğüt verecek, dünya gerçeğini hatırlatıp bize ondan el çektirecek, ahiret gerçeğini öğretip yüzümüzü ona çevirtecek ve onun için çalışmamızı sağlayacak kişiye muhtacız. Onların eğitim halkalarına katılalım. Çünkü onlar âlemler, halkımız ve bizim üzerimizde Allah’ın delilidirler. Bizler ise; az yardım eden ve çok düşman olmasına rağmen zafer kazanma gücümüzü ispat etmiş kişileriz. Onları yol gösterici, hidayet verici ve bir ışık olarak hep başucumuzda bulunduruyoruz. Bu sayede yolumuza devam ediyor ve geri adım atmıyor, hiçbir korkutma, tehdit ve boyun eğdirme karşısında zayıf düşmüyoruz.
Şehidler gününde şehid ailelerinin, şehidlerin fedakarlıkları ve ailelerinin sabırları karşısında Allah’a halkımıza ve ümmetimize ihsanda bulunduğu için şükrediyoruz. Aramızda arif, şuurlu, iman, sabır, basiret, cihad ve izzet ehli, zulmü kabul etmeyen, zelillik, boyun eğme ve teslim olmayı reddeden, bizi, onurumuzu, toprağımızı, ve egemenliğimizi müdafaa eden, bize bütün bu zaferleri bahşeden nesiller vardı. Bugün işgalcinin 1982 yılında kirlettiği, onunla birlikte Beyrut, Cebel ve Bekaa’yı da kirlettiği Güney Dahiye’de toplandık. Bugün, bütün o fedakârlık yıllarından sonra Şeba Çiftlikleri ve Kefer Şuba hariç Dahiye, Beyrut, Cebel ve Bekaa kurtarılmıştır. Bütün şehid olmuş direnişçilerin kanlarının bereketiyle, bütün bu fedakârlıklarla bugün onların üzerimizdeki emeğini, itiraf ediyor ve 1982’den 2000 ve Siyonist-Amerikan kibir projelerini durdurdukları –sonuncusu yeni Ortadoğu projesidir- 2006’ya kadar sundukları şeyler için onlara teşekkür ediyoruz. Onlara diyoruz ki; sevgili şehidlerimiz biz bugün burada onurumuz, egemenliğimiz, izzetimizle yaşıyor, güçlü olduğumuzu, dünyaya malik olduğumuzu ve sizin kanınız, hidayetiniz ve fedakârlığınızla ahirete de sahip olabileceğimizi hissediyoruz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu