DÜNYASuriye

ABD artık ÖSO’ya doğrudan komuta edecek!

ABD Dışişleri Bakanı 11 günlük Afrika gezisinin ardından dün Türkiye’ye gelerek, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’le görüştü. Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmenin ardından iki bakan ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, görüştükleri konular hakkında basına bilgi verdi.

“Operasyonel planlama”

Hillary Clinton basın toplantısında Suriye konusunda “yoğun bir operasyonel planlama yaptıklarını” söyledi. Clinton, “Çatışmalar başladığından bu yana yakın bir işbirliği içindeyiz. Fakat artık operasyonel planlamanın hakiki ayrıntılarına girmemiz gerekiyor ve bunun iki hükümet arasında yapılmasına ihtiyaç var” diye konuştu. ABD Dışişleri Bakanı sözlerini, “İstihbarat servislerimiz ve ordularımızın çok önemli sorumlulukları ve oynayacak roller bulunuyor. Bu nedenle tam da bunları yerine getirmek için bir çalışma grubu oluşturacağız” diye sürdürdü. Pek çok olasılık üzerinde durduklarını söyleyen Clinton, bu olasılıkların kimyasal silah kullanılmasını da içerdiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise basın toplantısında “Çatışmanın başından bu yana aramızda koordinasyon vardı. Ama artık operasyonel planlamanın detaylarına girmemiz lazım. İstihbarat servislerimiz ve ordularımızın büyük sorumluluğu var ve bunu başarmak için çalışma grubu başlattık” demesi boşuna değil” şeklinde konuştu.

Uçuşa yasak bölge ihtimali

Bir gazetecinin muhaliflerin kontrol ettiklerini iddia ettikleri bölgeler üzerinde uçuşa yasak bölge ilan edilip edilmeyeceği yönündeki sorusuna da cevap veren Hillary Clinton, bunun mümkün olduğunu söyleyerek, “Sorunuzda belirttiğiniz hususlar tam da Bakan’la benim daha derinlemesine analiz edilmesi gerektiği konusunda üzerinde anlaştığımız başlıklar” diye devam etti.

Geçtiğimiz hafta üst düzey bir ABD’li yetkili Suriye’nin hava sahasının uçuşa kapatılması seçeneğinin halen masanın üzerinde olduğunu belirtmişti. Obama’nın terörle mücadele baş danışmanı John Brennan, “ABD hükümeti mevcut duruma ve ne tür senaryoların gelişebileceğine bakıyor ve bu koşullara en uygun olasılık planlarını çıkartıyor” demiş, uçuşa yasak bölge ihtimalinin ise “masanın üzerinden kalkmadığını” sözlerine eklemişti. Brennan’ın açıklaması Jonhn McCain’in başını çektiği Cumhuriyetçi senatörlerin Suriye’nin kuzey bölgesinde uçuşa yasak bölge ilan edilmesi yönündeki baskısı sonrasında gelmişti.

ABD ÖSO’nun komutasını ele alacak

Clinton ve Davutoğlu’nun sözünü ettiği “somut operasyonel planlama”nın en önemli başlıklarından bir tanesinin de ana komuta merkezi Türkiye’de bulunan Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) yönetilmesi konusunu doğrudan ele almak gibi görünüyor. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, ÖSO’nun komuta ve koordinasyon yapısının geliştirilmesi, diğer muhalif gruplarla koordinasyonun sağlanması ve önümüzdeki aylarda oluşabilecek askeri ve “insani” gelişmelere karşı hazırlıklı olunması için iki ülke arasında ortak çalışma başlatılacağı ifade edildi.

CNN Türk’e demeç veren üst düzey bir ABD’li yetkili, toplantıları izleyen Türk yetkililer de Amerikan tarafının Suriye krizine bir son vermek amacıyla daha güçlü ”irade beyan ettiğini” ve “elini taşın altına koymaya” daha hazır olduğunu belirtti. Kurulacağı açıklanan “çalışma grupları” ABD yönetiminin silahlı grupları organize etmek ve yönetmek konusunda daha doğrudan bir rol üstleneceğini ve bu konuda Türkiye’yle daha yoğun bir işbirliği yapılacağını gösteriyor.

Bu kapsamda ilk aşamada “mültecilere yardım” adı altında 5,5 milyar dolarlık bir fonun daha devreye sokulacağı açıklandı. “İnsani yardım” gerekçesiyle verilen bu paranın önemli bir kısmı ÖSO gibi grupların iletişim teçhizatları ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacak.

Clinton “şimdilik” ÖSO’ya silah vermeyeceklerini söylese de, ÖSO’nun yapısını daha iyi tanımak istediklerini ifade etti. Ayrıca bundan sonraki aşamada ÖSO’nun komuta sisteminin geliştirilmesi ve hiyerarşik düzenli bir ordu yapısı kurulması için ortak görüş beyan edildi.

Hangi silahların kullanacağına ve askeri taktiklere ABD karar verecek

ABD’nin, muhalifler tarafından talep edilen MANPAD adlı uçaksavar füzelerini vermemesinin sebebi, muhaliflere daha fazla ağır silah verilmesinin ölü sayısını artıracağı endişesi olarak açıklandı. Başka bir açıdan bakıldığında ABD, muhaliflerin ne tür silahlarla savaşacağı konusundaki stratejik planlama yapma inisiyatifini elinde tutmayı tercih ediyor denilebilir. Diğer yandan, muhaliflerin elinde ciddi miktarda ağır silah da bulunduğu biliniyor.

ABD’nin, ÖSO başta olmak üzere silahlı grupların hangi silahlarla savaşacağına karar verme inisiyatifi dışında, bu grupların askeri taktiklerini de doğrudan şekillendirmeye başlayacağı anlaşılıyor. “ÖSO’nun komuta sisteminin geliştirilmesi ve hiyerarşik bir ordu yapısı kurulması” konusunda yapılan vurgu da buna işaret ediyor. Ancak mesele, Halep’e yönelik yoğun saldırıların “taktik olarak durdurulması” ve hazırlıklar tamamlandıktan sonra Halep’i almak üzere daha şiddetli bir saldırı başlatılması gibi “ince planları” da içeriyor.

Tampon bölge olasılığı arttı

Clinton’un Türkiye ziyareti sonrasında tekrar yoğun bir şekilde gündeme gelen bir diğer başlık da Suriye’nin kuzeyinde bir tampon bölge oluşturulması oldu. Geçmişte bu seçeneğe soğuk bakan ABD’nin “operasyonel planlama” aşamasıyla birlikte bu tür ihtimallerin analiz edilmesi için çalışma gruplarını görevlendirmesi gündeme geldi.

Clinton “muhalif gençler”den çok etkilenmiş

Davutoğlu’yla görüşmesi öncesinde Suriyeli muhaliflerden oluşan bir heyetle de görüşen Clinton, “Bu genç eylemcilerden çok etkilendim” diye konuştu.

Suriye’ye karşı yeni yaptırımlar

Bu arada Vaşington yönetimi geçtiğimiz hafta Suriye’ye karşı yeni ekonomik yaptırım kararları aldığını duyurdu. Suriye’nin devlete ait petrol şirketi Syrol’u hedefleyen yaptırımların gerekçesi, şirketin İran’a ve Hizbullah’a benzin tedarik etmesi olarak açıklandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu