DÜNYAKüçük ManşetlerMEDYA ANALİZ

ABD, İran’ın Latin Amerika’daki Etkisinden Dolayı Paranoya İçerisinde

Press TV Londra’dan Latin America Bureau editörü Javier Farje ile meseleyi ele almak için bir röportaj gerçekleştirdi. Farje’ye San Francisco’dan Latin Amerika uzmanı Gloria Estela Riva ile Londra’dan Latin Amerika uzmanı Isaac Bigio eşlik ediyor.

Javier Farje Press TV’ye İran bölgedeki ülkelerle ilişkilerini geliştirirken Amerika Birleşik Devletleri Latin Amerika’daki etkisini kaybetti, dedi.

 Bu yorum Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama Dışişleri Bakanlığı’ndan 180 gün içinde İran’ın Latin Amerika ile gelişen ilişkilerine karşı atağı amaçlayan bir strateji geliştirmesini isteyen “Batı Yarımküre’de İran Karşıtı Kanun”u çıkardıktan sonra geldi.

Press TV Londra’dan Latin America Bureau editörü Javier Farje ile meseleyi derinlemesine tartışmak için bir röportaj gerçekleştirdi. Farje’ye San Francisco’dan Latin Amerika uzmanı Gloria Estela Riva ile Londra’dan Latin Amerika uzmanı Isaac Bigio eşlik ediyor.

Aşağıdaki metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.

 Press TV: Duruma bakalım. HR3783 no.lu Kongre Tasarısı, Washington “İran’ın Batı Yarımküre’de büyüyen düşmanca varlığına ve faaliyetlerine ve diğer amaçlarına karşı etkili bir strateji” sağlamalıdır, diyor. Sizce bu gerçekten ne anlama geliyor?

Farje: Peki, bu, herkese Soğuk Savaş retoriğini hatırlattığından hayli garip bir durum.

 Öyle görünüyor ki, Amerika Birleşik Devletleri’nde İran Latin Amerika’da devasa bir etki yaratıyor gibi bir yanlış anlama var. Biliyoruz ki olay bu değildir. Latin Amerika’daki bu örnekte İran sadece diğer kıtalarla açık diplomatik ilişkiler kurmak isteyen bir ülkedir.

Sizin haberinizin başlangıcında bahsettiğiniz ve Amerikalıların fark eder görünmedikleri değişen şeyler neler? Latin Amerika’da bazı şeyler değişti. Latin Amerika’da daha çok sol kanat hükümetler var ve onlar ilişkide oldukları veya olmadıkları (ülkelere) yönelik daha bağımsız bir tutum sergilemeye karar verdiler. Bu Amerika Birleşik Devletleri’nde yanlış bir tavır olarak görülüyor.

Bu açıdan Geoff Thale ile hemfikirim. Geoff Thale Amerika Birleşik Devletleri ile Latin Amerika arasındaki ilişkilere dair çalışma yapan Amerika merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Latin Amerika için Washington Ofisinin program yöneticisidir.

Olan, Latin Amerika’nın yaptırımlardan rahatsızlık hissetmesidir. İran’a karşı uygulanan acımasız yaptırımların kabulü hususunda çok rahatsızlar.

Bu, Venezüella veya Nikaragua yahut Küba İran yanlısı Amerika karşıtı, Latin Amerika ve İran’ı Amerika’ya karşı birlikte mücadele ettirecek bir ittifak kuracakları anlamına gelmez. Venezüella ve İran veya Brezilya ve İran arasındaki ilişkilerin şartları böyle olmadığından bu olmayacak.

Latin Amerika’da büyük bir İran etkisi bir yanlış anlaşılma olarak görünüyor ama bu gerçekte Amerika Birleşik Devletleri’nin Latin Amerika’da etkisini yitirdiğini yansıtır. Amerika artık Latin Amerika’ya dünyadaki diğer ülkelerle nasıl ilişkiler kuracağını dikte edemez. Onlar bu ilişkileri yanlış anlıyor görünüyorlar.

Onların fark etmez göründükleri şey, çok ters tepecek olmasından dolayı, bunun büyük bir stratejik hata olduğudur. Latin Amerika’daki insanlar Amerika’nın kendilerine dünyadaki diğer ülkelerle nasıl ilişkiler kurmaları gerektiğine dair etki etmek istediğini hissedeceklerdir.

Press TV: Bu duruma ve Latin Amerika’nın kararına bakalım. Az evvel dediğiniz gibi, bu kesinlikle farklı bir karar. Daha önceki Güney Amerika ile aynı değil.

 İnsanlar –birçoğu devrimci perspektifleriyle- Amerika Birleşik Devletleri bu doğal ittifakın türü ihtimalinden endişelenebilir (derler) diye düşünüyor musunuz?

 Latin Amerika’da bugün gördüğümüz (şey) şimdi bir başka ülkede (oluyor) mesela, Latin Amerika’daki bir diğer ülkede bir İspanyol şirketi millileştirildi. Bazı devrimci Latin Amerika ülkeleri ile İran İslam Cumhuriyeti arasında bakış açısı itibariyle bir dereceye kadar doğal bir ittifak mı var?

Farje: Ben bu çeşit ittifaklar açısından biraz kuşkucuyum zira her şeyden evvel, birbirinden tamamen farklı politik, ekonomik, dini iki sistem arasında bir ittifak nasıl oluşturulabilir? Bu ancak basitçe Latin Amerika ile daha evvel geleneksel bağları olmayan bir ülke arasındaki ilişkilerin başlangıcıdır. Bu ilk noktadır.

İkincisi, Amerika Birleşik Devletleri’nde sizin söylediğinizi, Latin Amerika’da bir çeşit Amerikan karşıtı, İran yanlısı ittifak olduğunu ileri süren yorumcuların olduğu görülüyor.

Ben, İran’ı güçlü bir biçimde destekleyen Venezüella, Ekvator ve Bolivya gibi ülkeler arasında bile, mümkün olmaması sebebiyle, buna yönelik bir faaliyet olmadığından bu meselede/ örnekte bunun (böyle bir ittifakın) olacağını düşünmüyorum.

Bence varlığı iddia edilen Amerikan karşıtı ittifaka,  İran ile Latin Amerika arasında bir tür köklü ittifak olacakmışçasına iddialara ilişkin olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde bir miktar paranoya var. Bağımsız yorumcular söylediklerimle hemfikir olacak olsalar da, bence mesele bu değildir.

Burada ne oluyor ve ben meselenin geçmişine dönmek istiyorum ki, bu konuşmanın başında değinmiştim, Latin Amerikalılar İran’a karşı uygulanan yaptırımlardan nasıl rahatsızlık hissediyorlar. Latin Amerika’daki bir çok insan ve Amerika Birleşik Devletleri’nin geleneksel müttefikleri dahil olmak üzere birçok ülke bu yaptırımların orantısız olduğuna, çok sert olduğuna, İran’daki sıradan halkı etkilediğine inanıyor ve bu yüzden bundan rahatsızlar.

Bu bir tür stratejik ittifak olacak anlamına gelmez. Bakış açılarında bazı ortak noktalar olacaktır ama Amerikalıların da dikkatten kaçırdığı bazı şeyler var ki zikretmek çok önemlidir, doğrusu Latin Amerika ülkeleri için İran ile iyi ilişkilere ve Amerika Birleşik Devletleri ile de iyi ilişkilere sahip olmak kuvvetle muhtemeldir.

Bu, Brezilya örneğidir. Brezilya dünyadaki en etkili, en büyük ülkelerden birisi olarak zuhur ediyor, dünyanın en büyük beşinci ekonomisidir.

Başkan Lula hükümeti boyunca Lula ve Başkan Obama arasında iyi bir ilişki vardı ve hatta Başkan Bush ile de, yine Başkan Lula ve Cumhurbaşkanı Ahmedinejad arasında iyi ilişkiler vardır. Bu kuvvetle muhtemeldir.

Bu, Brezilya asla bir tür Amerikan karşıtı, İran yanlısı ittifak kurmayacağından, zira bu mümkün olmadığından, paranoyanın bir çeşididir.

Burada basitçe, iki ülke, bir kıta var ve bu ülkeler birbirini tanımaya, birbirlerinin politik, dini, kültürel ve tarihi arka planlarındaki farklılıklara saygı duymaya çalışıyorlar.

Amerikan yönetimi bu ülkeler bir ittifak kuracak şeklindeki bir düşünce çevresinde oluşan bir tür paranoyadan dolayı bundan rahatsızlık duyuyor gibi görünüyor. Bu tür bir ittifakı oluşturmak mümkün değil, bu yüzden bu konuda Amerika Birleşik Devletleri’nde paranoyak bir amil var.

Press TV: Ele aldığımız bu durumda, mesela aslında İran İslam Cumhuriyeti şu an Amerika Birleşik Devletleri tarafında kuşatılıyor. Amerikalıların Afganistan’da askerleri var, elbette onlar Pakistan’dalar, Türkiye’deler, Fars Körfezi’ndeler. Ve hala İran’ın doğrusu bir şey söylemeye ve şikâyet etmeye hakkı yok.

Şimdi biz (bu örneği) Latin Amerika’ya götürürsek ki Amerika Birleşikleri Devleti’nin kendi ülkesi bile değildir, Amerika, Tahran’ın bu ülkelerle iş ilişkileri kurmaya bile hakkı yoktur, diyor. Bu nasıl olabilir? Nasıl böylesi bir çifte standart olabilir ve böyle bir çifte standarda niçin izin veriliyor?

Farje:  Bu çifte standartlar Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’ın Kuzey Yarımküre’deki faaliyetlerinin önlenmesi garip kanununa ilişkin davranışlarının özüdür.  Her şeyden evvel, bunu nasıl uygulayacaklarını bilmiyorum.

 Evet, bu beni bu konuşmada yaptığım (açıklamadaki) ilk noktaya geri götüren unsurlardan birisidir ki bu, Latin Amerikalılar İran’a dayatılan yaptırımlardan geçmişte Küba’ya uygulanan yaptırımların yarattığı problemlerden dolayı rahatsızlık duyuyorlar anlamına gelir. Ve bildiğimiz gibi, Latin Amerika ülkelerinin çoğu şu an bu yaptırımlara karşıdır. Bundan program boyunca bahsedildi.

Bu durumda, İran’ın dünyanın diğer kısmındaki, onlar için konuşabilecek insanları bilgilendirmek zorunda olduğuna dair konuşuyoruz, zira bunu kendileri yapamazlar.

Aslında, şu anda burada olan şey, sizin de sorunuzda belirttiğiniz gibi,  Latin Amerika’nın, biz bu yaptırımlardan yana değiliz, biz İran’a bu şekilde muamele edilmesinden yana değiliz; biz burada çifte standart olduğunu düşünüyoruz, demesidir. Bu yüzden, onlar bu anlamıyla İran’ın tarafında yer alıyorlar. Şimdi, bu Amerikan karşıtı, İran yanlısı bir ittifak değildir. Bu hedeflerin tesadüfü belirli noktalardır: yaptırımlar, uluslararası ticaret, bölge ticareti vesaire…

İran tüm bu sesleri yaptırımları durdurmak için toplamaya çalışıyor. Böylelikle Latin Amerika da yabancı müdahaleden bağımsızlığını ortaya koyuyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu