İran’da yasama, yargı erki başkanları ve meclisin ardından Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’e bağlılık ve itaatini açıkladı.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’e hitaben kaleme aldığı mektupta, “Ben ve hükümetimin size olan gönülden bağlılığı ve muhabbeti ebedidir” ifadesini kullandı.
Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’e sağlık ve esenlik dileklerinde de bulunan Ahmedinejad, kabinedeki konuşmasında da “Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’in üzülmesine asla razı olmadım ve olmayacağım” demişti.
Meclisteki milletvekillerinin imzaladığı bildiride de “Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’in emirlerine itaati vacip ve kanuni bir düstur olarak kabul ediyoruz” ifadesi kullanılmıştı.
Meclis Başkanı Ali Laricani de Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’e hitaben yaptığı konuşmada, “Yasama, yürütme ve yargı erkine olan şefkatli ve hayırlı ikazlarınızı, hatalarımızın düzeltilmesi için bir genel kanun kabul ediyoruz. Bizimle ilgili olan sorunlardan dolayı özür diliyoruz” diye konuşmuştu.
Yargı Erki Başkanı Ayetullah Muhammed Sadık Laricani de Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’e gönderdiği mektupta, “Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da tavsiye ve uyarılarınız doğrultusunda daha sağlam adımlar atacağız” ifadelerine yer vermişti.
Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney, erkler arasındaki yetki kullanımına ilişkin tartışmalar ve karşılıklı suçlamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş, “Halk huzur, sükunet ve ahlaka riayet edilmesini istiyor. Ben, şimdilik nasihat ediyorum” diyerek tüm tarafları uyarmıştı.
İş, Refah ve Kooperatif Bakanı Abdulrıza Şeyhülislami hakkında verilen gensorunun mecliste görüşülmesi sırasında Ahmedinejad ve Laricani arasında tartışma çıkmış, taraflar birbirini suçlamıştı.
Kamuoyunda rahatsızlığa neden olan tartışmaların ardından dini ve siyasi liderler ile sivil toplum kuruluşları, yayınladıkları bildirilerde tüm tarafları uyarmış, gerginlikten kaçınmalarını istemişlerdi.
