Amerika’nın İran Karşıtı Yaptırımları ve Bu Yaptırımların İptali Hususundaki Talepler
Ölümcül Koronavirüs hastalığının yayılmasına rağmen bu salgın ile topyekun ve sürekli mücadeleye ihtiyaç duyulduğu dönemde Amerika hala İran’a maksimum baskı siyaseti doğrultusunda baskı uygulamakta ısrarcı olup yeni yaptırımlar uygulamaktadır. Bu doğrultuda Amerika İran’ın barışçıl nükleer faaliyetleri bahanesi ile birçok İranlı bilim adamını da yaptırımlara tabi tutmuştur.
Washington İran’ın nükleer yakıt çevrimindeki faaliyetlerinin artmasının dünya güvenliği ve barışı için tehlikeli olduğunu öne sürüyor. Amerika dışişleri bakanlığının bu husustaki bildirisinde şöyle bir ifadeye yer veriliyor: ” 16 Mart’ta, İran rejiminin kabul edilemez nükleer faaliyetlerinin artmasına karşılık olarak ticaret bakanlığı 5 İranlı nükleer bilim adamı için kısıtlamalar uygulayacaktır. “
Trump hükümeti İran’ın beş adım dahilinde nükleer anlaşmadaki taahhütlerini azaltma girişiminin Avrupalıların İran’a karşı Amerikan yaptırımlarının etkisini azaltmak doğrultusundaki taahhütlerini yerine getirmemelerine karşılık olduğunu kasten göz ardı ediyor.
Zaten bu olayların sebebi olan Washington da İran’ın son nükleer faaliyetleri ve girişimlerinin özellikle de zenginleştirilmiş uranyum rezervlerinin arttırılması ve zenginleştirme oranını arttırmasının İran’ın nükleer silah peşinde olduğu anlamına geldiğini öne sürüyor. Halbuki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu İran ile ilgili 16 raporunda açık bir dille İran’ın nükleer faaliyetlerine bir çarpıklık olmadığına vurgu yapmış ve son raporunda da İran’ın taahhütlerini azaltma konusunu ele almasına rağmen İran’ın nükleer silaha geri dönme isteğinden ve emarelerinden hiç ama hiç söz etmemiştir.
Bir başka önemli husus ise Trump hükümetinin son günlerde İran’ın petrokimya ve nükleer alanlarındaki yaptırımlarının İran’ın koronavirüs ile geniş çaplı bir şekilde mücadele verdiği sırada her zamandan daha fazla tıbbi ve medikal yardımlara ihtiyacı olduğu bir sırada gerçekleştirilmesidir. Buna rağmen şimdi de Washington bu hastalığın tedavisi hususunda verilecek yardımların bile en büyük engeli sayılıyor.
Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo ise tamamen yalan bir iddiada bulunarak Amerika’nın İran’a yardım etmeye hazır olduğunu ileri sürdü.
Pompeo şöyle bir açıklamada bulundu:” Biz hem İran hem Kuzey Kore’ye ihtiyaçları olduğu yardımı verme önerisinde bulunduk. Tıbbi malzemeleri BMT veya diğer ülkeler aracılığı ile bu ülkelere gönderebileceğimizi söyledik. “
Buna rağmen Amerika bu doğrultuda hiçbir adım atmamış bundan sonra da hep oyunbozanlık yapacaktır. Gerçekte Washington sırf lafta kalan iddialar ile aslında İran’a karşı yaptırımları arttıracaktır.
Dünya Sağlık Örgütü genel müdürü Thedros Adhanom ise şöyle bir açıklamada bulundu: ” Washington bize İran’a karşı yaptırımları bu ülkenin koronavirüs ile mücadelesini kolaylaştırmak için azaltacağı sözünü vermiştir. “
Ancak Amerika’nın İran’a karşı git gide yaptırımlarını arttırmasından dolayı bu iddiaların yalan olduğu da söylenmelidir.
Aynı zamanda insanlığı tehdit eden koronavirüsün ciddi bir tehlike olduğundan ve de Amerika yaptırımlarının İran’ı bu hastalık ile mücadelede etkilediğinden dolayı şimdi de Amerika iç arenasında bile bu yaptırımları kaldırma talepleri belirmektedir.
Gelecek Amerika başkanlığında Demokratların adaylarından Bernie Sanders 18 Mart günü İran’a karşı yaptırımların korona hastalığından dolayı kaldırılmasını istemişti.
Sanders paylaştığı Tweet’te şöyle yazmıştı: “İran koronavirüs pandemiği sırasında felaket derecede zayiat vermektedir. Amerika yaptırımları bu insanlık dramında rolü olmamalı…. Biz İran’ın koronavirüs ile mücadeledeki kabiliyetlerini etkileyecek her hangi yaptırımı kaldırmalıyız. “
Bu taleplere rağmen Trump hükümetinin performansı ve geçmişi Beyaz Saray üst düzey makamlarının İran’a karşı yaptırımların yan etkilerine ve insanların hayatlarının tehlikeye düşmesine bile zerre kadar önem vermediğini sırf her yola baş vurarak Tahran’ı kendi yasa dışı ve zorba siyasetleri karşısında teslim ettirmek istediklerini gösteriyor.