Arabistan’da İnsan Hakları İhlalleri Sürüyor
Arabistan’da insan hakları ihlalleri hız kesmeden devam ediyor. Riyad, Ortadoğu’nun Arap ülkeleri arasında insan hakları ihlallerinde başı çekiyor. Arabistan vatandaşları en düşük güvenlik şartları altında güncel yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
Hiç kimse Suud diktatörlüğü ile en ufak muhalefette bulunmaya cesaret edemiyor.
Bu arada Amerika ve Suud rejiminin diğer batılı hamileri kral Abdullah ve Suud hanedanının işledikleri cinayetlerin karşısında susmayı tercih ediyor. Arabistan yasalarına göre bu ülkede İslam dini resmi din olarak biliniyor, ancak Suud rejimi Vahabi alimlerin yorumladığı İslam şeriatini benimsiyor ve bu yüzden diğer mezheplerin izleyenlerine ağır baskı uyguluyor.
Riyad yönetimi Arabistan’da başka dinlere mensup olan insanların dini inançları gereği yerine getirmeleri gereken ibadetleri yasaklıyor ve Vahabi tarikatı dışındaki diğer İslamî mezheplere de büyük kısıtlamalar uyguluyor.
Arabistan’da başka dinleri eğitmek veya yaymak da yasak. Bu politika özellikle Şii mezhebine karşı daha da belirgin hale geliyor. Nitekim Arabistan’da yaşayan Şii Müslümanlar en ilkel haklarından mahrum bırakılıyor. Arabistanlı Şii Müslümanlar devlet erkanlarında hiç bir önemli mevkiye getirilmiyor ve hükümetin özel politikaları yüzünden en yoksul kesim olarak biliniyor.
Oysa Arabistan’ın en zengin petrol kaynakları Şii Müslümanların yaşadığı bölgelerin altındadır. Fakat Riyad yönetimi bu bölgelerden çıkardığı petrolün paralarını bölgenin imarı için asla harcamıyor. Geçenlerde Katif halkı protesto eylemi düzenleyerek Suud rejimi güvenlik güçlerinin bazı vatandaşları şehit etmesine itiraz etti ve ayrıca Suud zindanlarında yatan siyasi tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Katif halkı güvenlik güçlerinin bazı vatandaşlarını protesto etmek üzere, yürüyüşüne şehitlerin mezarlığı önünden başladı. Protestocular kentin ana caddelerini katederken, güvenlik güçlerinin Avamiye kentinde Ahmet Ali adlı bir aktivisti şehit etmesini kınadı.
Eylem sırasında protestocular güvenlik güçlerinin zırhlı araçlarla insanların üzerine yürümesine ve insanları tutuklama bahanesi ile sivil araçlarla baskın düzenlemelerini kınadı ve ayrıca rejim zindanlarından yatan şeyh Namr Bagır Namr’ı desteklediklerini ilan ederek şeyh Namr ve diğer siyasi tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Arabistan’ın Doğu bölgesi Mart 2011’den beri Arabistan vatandaşlarının protesto eylemlerine sahne oluyor.
Arabistan’da insan hakları ihlaller, Riyad yönetiminin Amerika ve batılı ülkelere verdiği tavizlerle kolayca göz ardı ediliyor ve hiç bir ciddi tepki ile karşılaşmıyor. Gerçi arada bir Arabistan aleyhinde bazı raporlar da yayınlanıyor, ancak pratikte hiç bir ciddi engelleme yapılmıyor. Amerika ve Avrupa ülkeleri Arabistan’ı sadece bazı genel eleştirilerle yetiniyor.
Ancak Arabistan’da halkın Suud rejimine yönelik itirazlarının yeni bir aşamaya geldiği anlaşılıyor. Arabistan’da Suud rejimi petrol gelirinin yarattığı imkanları sadece kraliyet hanedanına sunuyor ve diğer insanlar için yaşam şartları oldukça zorlaşıyor. İnsan hakları ihlalleri hız kesmeden sürüyor.
Buna karşın BM ve diğer ilgili uluslararası örgütler suskunluklarını sürdürüyor. Gerçekte bu örgütler bu suskunluklarını nasıl izah edebiliyor? Acaba bu örgütler Suud rejimlerinin cinayetlerini göremiyor mu? Acaba bu örgütler suud rejiminin cinayetlerini belgeleyemiyor mu? Kuşkusuz bu örgütlerin elinde bu bağlamda bir çok belge bulunuyor, ama bu belgeleri örtbas etmeyi tercih ettikleri anlaşılıyor. Arabistan halkı ve bölge milletleri insan hakları iddiasında bulunan uluslararası örgütlerin bu utanmaz tutumunu asla unutmayacaktır.
Bahreyn milleti de zalim Halife rejimine yönelik mücadelesini sürdürüyor. Ancak Maname rejimi Riyad rejimi ile elele bir kaç gün daha iktidarın başında kalmaya çalışıyor. Şunu da unutmamak gerekir ki Bahreyn’i Arabistan’a ilhak etme komplosu da Halife ve Suud rejimlerinin çökmesini engelleyemeyecektir ve Amerika kuklası bu iki rejim er geç Ortadoğu bölgesinin siyasi ve stratejik dengelerinden silinip gideceği kesindir.
