IrakMEDYA ANALİZ

Barzani Petrol Parasını ABD’ye Aktarıyor

Dünyanın sayılı petrol sahibi ülkelerinden biri olan Irak, işgalcilerin fitnesiyle bu zenginliğin getirdiği savaşlardan başını kaldıramıyor

Irak Merkezi Hükumeti ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki anlaşmazlık sürerken petrolden elde edilen bütün gelirlerin Amerikan Bankalarına aktarıldığı ortaya çıktı. Maliki yönetimine karşı her fırsatta‘bağımsız’ girişimlere imza atan Bölgesel Kürt Yönetimi çok uluslu petrol şirketleriyle federal yönetimden bağımsız ve farklı nitelikte anlaşmalar yapmış.

 

Sömürgecilerin iştahı kabarıyor

 

Kürt Bölgesel Yönetimi kendi kontrolündeki coğrafyanın kaynakları üzerinde yetki ve kontrol sahibi olmayı amaçlıyor. Irak’ın tek refah kaynağı olan petrol zenginliği, başta işgalci ABD olmak üzere devletlerin siyasi desteğini arkasına alarak hareket eden çok uluslu şirketlerin de iştahını kabartıyor. Irak’ın petrolü ülkede politik, etnik, mezhepsel çatışmaları çıkarma uğruna hesaplar yapılmasına ve her geçen gün daha da kızışan bir iktidar ve güç mücadelesine neden oluyor.

 

Dünyanın sayılı petrol sahibi ülkelerinden biri olan Irak, işgalcilerin fitnesiyle bu zenginliğin getirdiği savaşlardan başınıkaldıramıyor. Irak Merkezi Hükümeti ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki anlaşmazlık sürerken petrolden elde edilen bütün gelirlerin Amerikan Bankalarına aktarıldığı ortaya çıktı. Maliki yönetimine karşı her fırsatta ‘bağımsız’girişimlere imza atan Bölgesel Kürt Yönetimi çok uluslu petrol şirketleriyle federal yönetimden bağımsız ve farklı nitelikte anlaşmalar yapmıştır.

 

Irak’ta son dönemde merkezi hükümet ve Bölgesel Kürt Yönetimi arasında savaşın eşiğine kadar gelen anlaşmazlıkların en önemli maddelerinden biri olan petrol meselesi Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi ORSAM tarafından masaya yatırıldı. ORSAM Enerji Danışmanı ve Turkish Petroleum International Company (TPIC) Uluslararası Ticaret Şefi Hakan Demir’in hazırladığı “Irak’ta Petrol Mücadelesi: Çok Uluslu Şirketler, Uluslararasıanlaşmalar ve Anayasal Tartışmaların ışığında bir analiz” ismi ile yayınlandı.

 

Kürt Bölgesel Yönetimi kendi kontrolündeki coğrafyanın kaynakları üzerinde yetki ve kontrol sahibi olmayı amaçlıyor. Irak’ın tek refah kaynağı olan petrol zenginliği, başta işgalci ABD olmak üzere devletlerin siyasi desteğini arkasına alarak hareket eden çok uluslu şirketlerin de iştahınıkabartıyor. Irak’ın petrolü ülkede politik, etnik, mezhepsel çatışmalarıçıkarma uğruna hesaplar yapılmasına ve her geçen gün daha da kızışan bir iktidar ve güç mücadelesine neden oluyor.

 

IRAKTA BÜYÜK ÇATIŞMA RİSKLERİ MEVCUT

 

ABD işgalinden kaynaklı iktidar-güç mücadelesi temelindeki etnik ve mezhepsel çekişmelerin dozajı giderek artmakta. İstikrarsızlığıbesleyen bu süreç Irak içindeki dengelerin yanı sıra bölgesel etkiler de doğurmakta. ORSAM’ın hazırladığı petrol raporuna göre bugün Irak’ta güvenlik ve siyasal istikrar kadar önemli bir tartışma konusu da ülkenin enerji kaynaklarının yönetimiyle ilgili belirsizlik ve ihtilaflar. Irak’ta petrol ve gaz alanında çok uluslu petrol şirketleri ile merkezi hükümet ve Bölgesel Kürt Yönetimi arasında üretim paylaşımı ve teknik servis hizmet kontratlarıyapılmaya devam edilmekte. Taraflar arasındaki ihtilaflar, büyük bir çatışma potansiyeli içermekte.

 

TAM BİR FİTNE ORTAMI HÂKİM

 

Irak’ta merkezi yönetim ülkenin tüm kaynakları üzerinde yetki ve kontrol sahibi olmayı amaçlarken Kürt Bölgesel Yönetimi de kendi kontrolündeki coğrafyanın kaynakları üzerinde benzer bir amaç gütmekte. Fakat her iki iktidar merkezinin de referans aldığı yasalar ve akdedilmiş petrol anlaşmaları birbirinden farklılık taşımakta. Söz konusu farklılıklar bugüne kadar büyük krizlere ve akabinde fiili çatışmaya dönüşmeden bir şekilde idare edilmiş olsa da, artık sorunlara kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki baskı arttı. Zira enerji kaynakları üzerindeki mücadelenin etnik ve mezhepsel çatışmalara kaynaklık edebileceği konusunda görüş birliği var. Öte yandan Irak’ın refah kaynağı olarak görülen zenginliklerinin büyüklüğü, devletlerin siyasi desteğini arkasına alarak hareket eden çok ulusluşirketlerin de sahada birtakım mücadeleler vermelerine neden olmakta. Neticede enerji kaynakları bağlamında Irak’ta politik, etnik, mezhepsel vb. grupların katıldığı, uluslararası anlamda da yoğun bir yönlendirme ve baskınının olduğu, her geçen gün daha da kızışan bir iktidar ve güç mücadelesi sahnelenmekte.

 

PETROLDEN GELEN BÜTÜN PARA AMERİKAN BANKASINA GİDİYOR

 

ORSAM’ın verdiği bilgilere göre Kürt bölgesel yönetimi işgalci ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesine yaklaşık 1 ay kala Exxon şirketi ile Al Qush, Baeshiqa, Pirmam, Betwata, Qara-Hanjeer ve Arbat içeren 6 petrol sahası için uluslararası bir anlaşma imzalamıştır. Anlaşmaları yasa dışı ilan eden Maliki yönetimi ise Amerikalı şirketlerin Kürt bölgesinde ekonomik değil politik amaçlarla hareket ettiğini belirtmekte. 2003 işgali sonrası Irak’ın petrol ve türevlerinden elde edilen gelirleri Amerikan Federal Rezerv Bankası(FED)’nda Irak Merkez Bankası adına oluşturulan Irak Kalkınma Fonu (Iraq Development Fund-IDF) hesabına aktarılmıştır. Bu anlamda Irak’ın petrol gelirlerinin harcanması noktasında Amerikan Federal Rezerv Bankası’nın önemli bir gücü elinde tuttuğu görülmektedir.

 

ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERİN GÖZÜ IRAK’IN PETROLÜNDE

 

ORSAM Danışmanı Doç Dr. Veysel Ayhan’ın danışmanlığında ORSAM Enerji Danışmanı Hakan Demir tarafından hazırlanan “Irak’ta Petrol Mücadelesi: Çok Uluslu Şirketler, Uluslararası Anlaşmalar ve Anayasal Tartışmaların Işığında bir Analiz” başlıklı rapora göre Irak, 143 milyar varil petrol rezervi ve 3.158 milyar m3 gaz rezerviyle önemli bir kaynak ülke konumunda. Irak petrollerinin %75’i Irak’ın güney bölgesinde, %25’i Irak’ın kuzey ve orta bölgesinde yoğunlaşmış durumda. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kuzey bölgesinde kontrol ettiği petrol rezervi %6 iken yalnızca Kerkük bölgesinin rezerv miktarı ise %14. Nisan 2008’de Saddam döneminde yapılan tüm petrol kontratlarının hükümsüz olduğunun ilan edilmesinin ardından Iraklı yetkililer 2012 Ocağına kadar içerisinde Amerikalı ve İngiliz şirketlerin de bulunduğu uluslararası petrol şirketleri ile 4 tur ihale kapsamında geliştirme ve üretim servis anlaşmaları ve teknik servis anlaşmaları yapmıştır.

 

HERKESİN KENDİ HESABI VAR

 

Irak petrollerinin petrol şirketleri ve Irak için taşıdığıanlamı da özetleyen ORSAM raporuna göre Amerikan ve İngiliz şirketleri için Irak petrol pazarında yer almak ekonomik olduğu kadar güç ve prestij; Çin, Rus, Hindistan, Avusturya, Kanada, Kore, Hindistan ve diğer ülke şirketleri için ekonomik kazanç ve büyümek için fırsat; Irak için ise geleceğe taşınmanın kaynağı şeklinde özetlenebilir. Iraklı yetkililer de petrollerinin kendi halkının kaderi ve geleceği olduğunu her fırsatta dile getirmektedirler. Petrol kaynaklarının yönetimi Bölgesel Kürt Yönetimi ile Federal yönetim arasında ihtilaf konusu olmakla birlikte bu konu mevcut koşullarda iktidar çekişmelerinin ve güvenlik sorunlarının gerisinde bir yerdedir.

 

Kürt yönetimi kafasına göre hareket ediyor

 

Bölgesel Kürt Yönetimi çok uluslu petrol şirketleriyle Federal yönetimden bağımsız ve farklı nitelikte anlaşmalar yapmıştır. Bölgesel Kürt Yönetimi bugüne kadar değişik ülkelerden yaklaşık 40 petrol şirketi ile konsorsiyum veya tekil olarak 40 arama blokunda petrol arama, üretim ve geliştirme faaliyetleri için anlaşma yapmıştır. Bölgesel Yönetim Türk firmalarıyla da üretim paylaşımı anlaşması yapılmıştır. Bölgesel yönetimin Federal yönetimden bağımsız yapmış olduğu anlaşmalar Federal hükümet ile ihtilafa konu olmakta.

 

IRAK DAHA FAZLA KARIŞABİLİR

 

ORSAM’ın raporuna göre özellikle federal petrol ve gaz yasası tasarısı konusunda sıcak politik çekişmeler ve ihtilaflar yaşanmasıhalinde Irak’taki yabancı petrol şirketleri milliyetçi ve mezhep temelli örgütlerin hedefi olabilir. Irak ekonomisinde ve gelecek planlamalarında petrol ve gaz kaynaklarının ne derece hayati bir anlama sahip olduğu dikkate alındığında petrol şirketlerinin güvenli ve istikrarlı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmesinin taşıdığı hassasiyet daha iyi anlaşılacaktır. Irak’ta enerji kaynaklarının yasal olarak işletilmesi ve yetki sınırlarının belirlenmesi konusunda, gruplar toplumsal alanda silahlı saldırılar veya örgütsel toplu imha yöntemleriyle pazarlık güçlerini artırmaya çalışılabiliyorlar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu