DÜNYAİNSAN HAKLARI

Kışkırtma Eğilimiyle Yazılmış Güvenilir Olmayan Bir Rapor

Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi güvenlik konseyinin dün BM Genel Sekreterin “Silahlı Çatışmalar ve Çocuklar” başlığı altındaki raporunu tartışmak amacıyla düzenlediği oturumda bir konuşma yaptı.

Caferi, Genel Sekreterin silahlı çatışmalar ve çocuklara ilişkin 11. Raporundan duyduğu endişeyi dile getirerek raporun içerdiği yanlış bilgilerin görevi sona eren silahlı çatışmalarda çocukların korunmasından sorumlu özel temsilci Radhika Coomaraswamy tarafından hazırlandığına dikkat çekti.

Suriye temsilcisi, raporun profesyonel ve güvenilir olmadığını, Suriye’ye hakaret etme, çocukları koruma ve şiddeti durdurma anlaşmalarına bağlılığını ve imajını sarsma hedefi taşıyan raporun kışkırtma eğilimiyle yazıldığını söyleyerek söz konusu rapordaki iddiaları reddettiğini ve bu önemli insani meselenin siyasallaştırılmasını kınadığını ifade etti.

Öne Sürdükleri İddiaların Doğruluğunu Kanıtlarla İspat Etmeleri Gerekirdi

Caferi, raporu hazırlayanların öne sürdükleri iddiaları delillerle ispatlamaları gerektiğini söyleyerek “raporu hazırlayanların kaynağı medya ve Suriye karşıtı propaganda olan iddialara dayanmak yerine öne sürdüklerini delil ve kanıtlarla ispatlamalarını ve en azından Suriye hükümetinin bakış açısını göz önünde bulundurmalarını temenni ediyorduk” dedi.

Raporu hazırlayan Coomaraswamy’ın çocuklara yönelik şiddetin tüm sorumluluğunu Suriye askeri ve güvenlik birimlerine yüklemekte ısrar ettiğini, bu birimleri okulları bombalamak ve çocuklara zarar vermekle suçladığını dile getirdi.

Ayrıca, terör gruplarının saflarında çocukları kullandığını ve silah taşıyıp terör eylemlerine katılmaya ittiğini kanıtlayan onlarca resmi ve gayri resmi raporu kasıtlı şekilde göz ardı ettiğine değindi.

Caferi, Uluslar arası Soruşturma Komisyonunun Suriye’ye ilişkin son raporunda silahlı terör gruplarının 18 yaşın altındaki çocukları yaralıların taşınması ve silahlılar adına postacı olarak kullandıklarına değindiğine dikkat çekerek Suriye’nin çocuk hakları sözleşmesi ve bu sözleşmenin çocukların silahlı çatışmalara katılımına ilişkin ihtiyari ek protokolüne uyduğunu bildirdi.

BM Genel Sekreteri eski temsilcisinin, Suriye ile ilgili paragrafta dışarıdan desteklenen ve finanse edilen silahlı terör gruplarının 2070 okul ve kreşi kundaklayıp yıktıklarına ve sağlık merkezlerine saldırdıklarına değinmesini gerektiğinin altını çizdi.

Çocuk Haklarını Silahlı Gruplar İhlal Ediyor

Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi, Suriye’de çocuk haklarını ihlal eden, hasta, yaralı, çocuk ve engellilerin bazı semtlerden tahliye edilmesini engelleyenlerin silahlı terör grupları olduğuna işaret ederek Homs’ta Uluslar arası Kızıl Haç Komitesinin huzurunda yaşananları hatırlattı.

Silahlı terör gruplarının Şam Kırsalında öğretim yılının ilk gününde çocuklara hediye olarak bir ilkokulu bombaladığını bildirerek bunun sonucunda onlarca çocuğun yaralandığını belirtti.

“Çocuk ve eğitim hakkını savunanlardan hiç kimse bu olaylardan söz etmiyor.

Bazılarının her zaman olduğu gibi asayiş güçlerini itham etmeleri de şaşırtıcı değil. BM Genel Sekreteri Temsilcisi raporunda benden okulların boşaltılmasına ilişkin çağrısını Suriye hükümetine aktarmamı istediğine değinirken verdiğim karşılığa değinmeyi ihmal etmiş” diye konuşan Caferi, Cenevre’de Suriye’deki İnsani Durum konusunda düzenlenen 5 . Forumda OCHA koordinatörünün okulların hükümet güçlerinin karargâhı olarak değil göç eden ailelerin sığınma yeri olarak kullanıldıklarını Genel Sekreterin temsilcisine anlattığına işaret etti.

Coomaraswamy’ın Arap ülkelerindeki bazı kesimlerin eleştirdiği “Helal Cinsel Cİhad” olarak adlandırılan olguyla ilgili belge ve raporların eline geçip geçmediğini sorgulayan Caferi, “bu cihadı helal görenler Türkiye ve Ürdün’deki Suriye mülteci kamplarında 14-16 yaş arasındaki Suriyeli genç kızlarla büyük paralar karşılığında evleniyor. Temsilci Türk kamplarında Türk korumalarının 86 Suriyeli kadına tecavüz etmelerini soruşturmadı mı?” diye belirtti.

Temsilcinin yasa dışı tek taraflı ekonomik önlemlerin Suriyeli çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine de değinmesi gerektiğine dikkat çeken Caferi, ulusal bankalara para aktarma zorluğunun çocukların aşılarının temin edilmesi ve temel hizmetlerin karşılanmasını engellediğine işaret etti.

Caferi, raporun Suriye’ye 8 paragraf ayırırken Golan’da İsrail işgali altında yaşayan Suriyeli çocuklara hiçbir şekilde değinmemesini kınayarak Golan’daki çocukların gündelik ihlal ve işgal katliamlarına maruz kaldıklarının altını çizdi.

BM Genel Sekreteri Temsilcisinin hazırladığı raporun, işgal altındaki Filistinli çocukların maruz kaldığı ihlal ve saldırılara da değinmediğine dikkat çekerek NATO güçlerinin askeri müdahalesi sonucu Irak, Libya ve Yemende ölen çocukların sayısına işaret etti.

“Suriye hükümeti vatandaşlarını koruma hakkını vurgularken güvenlik konseyinin tüm üyelerini Suriye’de terörü finanse eden Arap, bölgesel ve uluslar arası taraflara teröristlere sundukları desteği sonlandırmaları için baskı yapılmasını talep ediyor” diyen temsilci, aynı zamanda tek taraflı yasa dışı yaptırımların ahlaksız ve yasa dışı yönünü ortaya çıkarmaya çağırdığını bildirdi.

Gerçekleri Yansıtmayan Dengesiz Bir Rapor

Diğer yandan Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Yardımcısı Sergei Karev, silahlı çatışmalar ve çocuklara ilişkin BM raporunu eleştirerek silahlı terör gruplarının Suriye’deki çocuklara yönelik saldırılarını geçiştirdiğine dikkat çekti.

Rus temsilci, silahlı çocukların korunmasına ilişkin herhangi bir icraat konusunda hükümetle işbirliği yapma gerekliliğini vurgulayarak eski BM Genel Sekreteri temsilcisinin görevinden ayrılması nedeniyle raporun birçok yerine müdahale etmediğini, çünkü görevinin tüm koruma şekillerini içermediğini, sadece güvenlik konseyinin gündemindeki durumlarla sınırlı olduğunu ifade etti.

Çin’in BM Daimi Temsilcisi ise, güvenlik konseyinin çatışmanın ardından yeniden yapılandırma ve çocukların topluma yeniden uyum sağlamaları yönünde çaba harcaması gerektiğine dikkat çekerek çatışma taraflarının sivillerin haklarına saygı gösterme sorumluluğu taşıdıklarının altını çizdi.

Bununla birlikte Pakistan, Sudan ve Irak temsilcileri rapordan duydukları memnuniyetsizlik ve rahatsızlığı dile getirerek gerçekleri yansıtmayan dengesiz bir rapor olarak nitelendirdiler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu