DÜNYAİran

“Direnişe Destek İçin İslam Âlimleri Uluslararası Konferansı” Beyrut’ta Başladı

Geçtiğimiz Eylül ayının 19’unda Tahran’da düzenlenen “Direnişe Destek İçin İslam Âlimleri Uluslararası Konferansı”nda kurulacağı açıklanan “Direniş Âlimleri Küresel Birliği”nin kurucu heyeti ilk çalışmalarını başlattı.

Açılış oturumu “İslam Mezheplerini Yakınlaştırma Kurumu” Genel Sekreteri Ayetullah Şeyh Muhsin Araki’nin başkanlığında, kurucu üyelerin, Müslüman âlim ve düşünürlerden oluşan kalabalık bir grubun, İslami hareket liderlerinin, İran’dan, Lübnan’dan, Suriye’den, Irak’tan, Türkiye’den, Senegal’den, Malezya’dan, Mısır’dan, Avusturalya’dan, Tunus’tan gelen siyasi isimlerin katılımıyla gerçekleşti.

Bir gün sürecek olan toplantı Beyrut Havaalanı’na yakın bir mekânda gerçekleşiyor. Toplantı kapsamında 4 oturum düzenlenmesi düşünülüyor. Bunlardan biri açılış oturumu, diğer ikisi çalışma oturumları, sonuncusu da sonuç açıklamasının ve tavsiyelerin konuşulacağı sonuç oturumu şeklinde gerçekleşecek.

Sabah gerçekleştirilen açılış oturumunda birçok kişi konuşma yaptı. Bu kişiler konuşmalarında Lübnan’daki ve Filistin’deki direnişe destek verilmesi, dini ve mezhebi fitneye karşı mücadele etmek gerektiği ve İslam dünyasında yaşanan genel meseleler üzerinde durdular. Konuşmacılar İslam ümmetinin her bölümünü kapsayan bir vahdetin sağlanmasının gerekliliğine vurgu yaparken; direnişin mezhebi bir sınıfa mahkûm kalmasının yalnızca tekfircilere hizmet edeceğini belirttiler.

Oturum esnasında konuşma yapan “İslam Mezheplerini Yakınlaştırma Kurumu” Yüksek Konseyi Başkanı Ayetullah Şeyh Muhammed Ali Teshiri, “Direniş Âlimleri Küresel Birliği diğer İslami oluşumların karşısına alternatif olarak çıkmayı hedeflemiyor. Biz bazı hainlerin ekmeğine yağ süren satılmış çok sayıda âlim gördük. Dikkat edin, âlimleri toplumdan tecrit etmek için büyük planlar kuruyorlar. Direniş şeriatın ikamesi için şehadet hattı üzere durmaktadır. Direniş buradaki âlimlerin hedeflerinin temelini oluşturuyor” dedi.

Diğer yandan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım İslam ümmetine karşı kurulan komplolarla mücadele etmek için “Şii-Sünni Birliği”ni sağlamanın gerekliliği üzerinde durdu.

Mezhepçi ve hizipçi bir tavra bürünmekten uzak durmaya çağıran Şeyh Kasım sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fitneciler iki gruptan oluşuyorlar: Diktatör yöneticiler ve Hariciler… Amerika eğer tekfircilere destek sağlıyorsa bu tekfircilerin de Amerika’nın kuklası olduğu anlamına gelir.

Bugün dünyadaki mücadele temelde iki taraf arasında yürütülmektedir: Direniş ekseni ve Amerika-İsrail ekseni… Bugün direniş ekseninin mezhebi bir ayrılığa maruz kalması tekfircilerin işine yarayacaktır. Direniş bir cihattır. Direnişten sadır olan her cihadi hareket köklü bir harekettir. Bugünkü direniş Filistin ve Kudüs’ün özgürlüğü için İsrail’e karşı yürütülmektedir.

Direniş Âlimleri Birliği doğru İslam anlayışı, vahdet ve direniş üzerine kuruludur. İran, Lübnan, Filistin ve dünyanın diğer yerlerinde yürütülmekte olan direnişin temsilcisidir. Lübnan ise direnişin ve vahdetin merkezi konumundadır.”

Suriye müftüsü Şeyh Ahmed Bedreddin Hassun ise konuşmasında şunları söyledi:

“Biz bir mevki ya da bir kazanç elde etmek için çalışmıyoruz. Biz yalnızca mukaddesata ve insanlığın onuruna sahip çıkmak için çalışıyoruz. Eğer biz bir çaba ortaya koymazsak bu, insanlığın diri diri toprağa gömülmesi anlamına gelecektir.

Direniş kıyamet gününe kadar Rasulullah(sav)’ın öğretisine sadık kalacaktır. Direniş İmam Hüseyin(as)’ın yolunu kendisine yol edinmiştir.

Direnişin sözü diğer her silahtan güçlüdür. Biz bugün yalnızca Müslümanları değil, tüm dünyayı direnişe katılmaya çağırıyoruz.

Suriye direnişinin kazandığı gün Lübnan da zafer elde edecektir. Suriye’nin tek suçu direnişin yanında yer almak oldu. Bugün Suriye’de yaşananları “devrim” olarak niteleyen âlimleri olan bitene canlı tanık olmak için Halep’e davet ediyorum.”

Bir diğer konuşma da Tunus Genel Müftüsü Şeyh Hamza Said’den geldi. Şeyh “Âlimlerin yalnızca konuşmak değil, aynı zamanda bu meselenin sorumluluğunu üstlenmek gibi bir görevleri var. Âlimlerin sorumluluğu yöneticilerin ve ümmetin ıslahı için çalışmaktır. İslam alimlerini ilk ve son sözü söylemek için inisiyatif almaya çağırıyorum” dedi ve direnişe destek veren bir kuruma mensup olmaktan dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti.

Şeyh Said sözlerini şöyle sürdürdü: “Direnişin amacı birilerine düşmanlık beslemek değildir. Direnişin önceliği barışın tesisidir. Mescid-i Aksa kalbimizde büyük bir yaradır. Ancak bugün Kudüs’ün özgürlüğü bile önemini yitirmeye yüz tutmuş durumda… Bizim için Filistin’in ve Aksa’nın özgürlüğü öncelikli bir meseledir.”

Konferansın devamında kurumun iç sistemi üzerinde tartışılması, ilkelerinin belirlenmesi, direnişe verilen desteği artırmak için ileriye dönük planlar yapılması planlanıyor. Ayrıca mezhepçi ve hizipçi güçlere karşı yürüttüğü mücadelede direnişi destekleyen, bölgede Amerika’nın ve İsrail’in özellikle de Aksa ve Kudüs aleyhinde yürüttüğü komplolarına karşı koyan Arap ya da Müslüman kimliğine sahip kurum ya da tarafların bu birliğe katılması için gayret sarf edilmesi gerektiği üzerinde de duruldu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu