DÜNYAİNSAN HAKLARISuriye

Esad işkencesi raporunu hazırlayanların Yasin el-Kadı ve Raşid Gannuşi ile bağlantısı ifşa edildi

Önceki gün (20 Ocak 2014)yayımlanan ve içinde çokça tutarsızlık barındıran “Suriye’de katliam” raporunu hazırlayan hukuk bürosunun müvekkilleri arasında, Başbakan Erdoğan’ın “hayırsever” olduğunu söylediği Yasin el-Kadı ve Tunus’taki Müslüman Kardeşler liderlerinden Raşid Gannuşi de bulunuyor.

CNN International, Guardian, TRT ve AA ortak yayınıyla dünyaya servis edilen “Suriye’de işkence” raporunun üzerindeki sis perdesi aralanmaya devam ediyor.

Katar tarafından finanse edilen Londra merkezli Carter-Ruck and Co. isimli hukuk bürosunun 2006 yılındaki Trafigura skandalında kazandığı kötü şöhrete, rapordaki tutarsızlıklara değinilmişti.

Ancak adı geçen hukuk bürosunun icraatları bununla sınırlı değil. Carter-Ruck and Co. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “dostları” olan isimleri savunmasıyla da tanınıyor.

Guardian’ın 16 Ekim 2003 tarihli haberine göre, bir grup oldukça zengin Suudi işadamı, kendilerini El Kaide ile bağlantılı gibi gösteren yayınlara karşı bir “iftira davası” kampanyası başlattı.

Bu zengin Suudlar arasında eskiden Suudi Arabistan Ulusal Ticaret Bankası’nın tepesinde olan Halid bin Mahfuz, oğlu Abdurrahman, Tunus’taki Müslüman Kardeşler bağlantılı Ennahda Partisi lideri Raşid Gannuşi, Yasin el-Kadı, Yusuf Cemil, Cemil’in kardeşi Muhammed yer alıyordu. Bu isimler, aralarında Wall Street Journal Avrupa, İngiliz Sunday Times gibi gazetelerin de bulunduğu gazete ve bazı kitaplara karşı davalar açtırdılar.

Bu isimlerin avukatlığını, üç hukuk bürosu üstlendi: Carter-Ruck and Co., Eversheds, ve Kendall Freeman. Carter-Ruck and Co.’nun avukatlığını üstlendiği isimler ise Yasin el-Kadı, Raşid Gannuşi ve Yusuf Cemil. El Kadı’nın Avrupa mahkemelerine başvurarak, mahkeme önünde kendisini savunamadığı için “insan hakkı ihlali” olduğunu iddia eden avukatları, Carter-Ruck and Co.’dandı.

O dönem Guardian’a konuşan avukat Geraldine Proudler, bu hukuk bürolarının temel amacının müvekkillerine verilen zararı düzeltmek değil, davayı kazanarak elde ettikleri “reklam” olduğunu belirtiyordu.

Yine Carter-Ruck’ın, hukuk piyasasında “kazanma yoksa, para da yok” diye bilinen ve iftira davalarından bilinen ekolün en önemli temsilcisi olduğu vurgulanıyor. Buna göre, eğer dava kazanılırsa, avukatlar müvekkillerinden bir “başarı ücreti” alıyorlar. Böylece aldıkları ücreti, saat başına 700 avro veya daha fazlası üzerinden işleterek ikiye katlıyorlar.

Carter-Ruck and Co.’nun savunmasını üstlendiği gruplardan bir tanesi de, Uluslararası İslami Yardım Örgütü (IIRO). Suudi Arabistan merkezli bu örgüt, Dünya Müslümanlar Birliği isimli Suudi hükümeti tarafından finanse edilen bir başka örgütün yapısı içinde faaliyet yürütüyor.

İslam Konferansı Örgütü’nde de gözlemci statüsünde yer alan IIRO, Birleşmiş Milletler’le de koordineli çalışarak 2003-2004 yıllarında toplam 36 milyon dolarlık “yardım” harcaması yaptı.

Ancak IIRO, özellikle 11 Eylül 2001’deki ikiz kuleler saldırısının ardından şüphe çekmeye başladı. Terörist Saldırılar Hakkında Ulusal Komisyon üyesi Steven Emerson, IIRO’yu “radikal İslamcı bir kuruluş” olarak tanımlarken, tüm dünyadaki militanları beslemekle suçladı.

Daha ciddi bir iddia ise şu: 1988 yılında Filipinler’e gelen Muhammed Cemal Halife, Usame bin Ladin’in kayınpederiydi. Halife, IIRO’nun kurucu direktörüydü ve örgütü El Kaide ile Filipinler’deki ayrılıkçı İslami örgüt şeflerinden Ebu Sayyaf ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasında bir kayış olarak kullandı. Ancak Halife, isminin 11 Eylül davasında geçmesine rağmen, ABD mahkemesi tarafından bu davaya dahil edilmedi.

IIRO’nun Endonezya ve Filipinler ofisleri, ABD Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi tarafından terör örgütü listesine alındı. Birleşmiş Milletler El Kaide Yaptırım Ofisi de, iki ofisi kendi listesine dahil etti.

Carter-Ruck and Co., IIRO’nun ofisleri hakkındaki kararın kaldırılması için iki kuruma da başvuru yaptı. Birleşmiş Milletler ile ilgili olan karar çok yakında, 6 Ocak 2014’te karara bağlandı. Birleşmiş Milletler ombudsmanlarından Kimberly Prost’un tavsiyesi üzerine, Aralık 2012’de hukuk bürosu tarafından IIRO’nun ofislerinin El Kaide yaptırımlarından kurtulması için bir dilekçe sunuldu. Dilekçe, oybirliği ile kabul edildi ve IIRO’nun Endonezya ve Filipinler ofislerinin El Kaide yaptırımları listesinden çıkartılmasına karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu