DÜNYAİNSAN HAKLARIMEDYA ANALİZSuriye

Esad: Teröristlerin Eylem ve İdeolojilerinden Kurtulup Suriye’yi Eskisinden Daha İyi Hale Getireceğiz

Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad İtalyan Rai News 24 Televizyonuyla yaptığı röportajda; Suriye devletinin bu süreç içinde temel hedefinin, terör gruplarıyla birlikte terörlerinden ve ideolojilerinden kurtulmak olduğunun altını çizdi.

El-Esad; Suriye’nin krizi aşması ardından kriz öncesine nazaran çok daha iyi olacağını ifade etti.

Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunun Suriye’deki krizin çözümünde rol oynama gücünde olmadığını belirten el-Esad; bu bağlamda başarı için gerekli muhtelif faktörlere sahip olmadıklarını söyledi.

Durum Kararla Değil, Suriye’nin İradesine Bağlıdır

Suriye’nin, kimyasal tersanesini yok etmeyi talep eden uluslar arası güvenlik konseyinin kararına bağlı kalıp kalmayacağına ilişkin soruya cevabında el-Esad; Suriye’nin bu karardan önce Uluslar arası Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütüne katıldığına dikkat çekti.

Rusya’nın Suriye’deki kimyasal silahlarla ilgili girişiminin ana bölümünün Suriye iradesinde olduğunu ifade eden el-Esad; dolayısıyla durumun, güvenlik konseyinin kararıyla değil, Suriye’nin iradesiyle bağlantılı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı el-Esad; doğal olarak Suriye’nin, kimyasal silahlarını yok etme iradesine sahip olduğunu vurgularken, 2003 yılında Ortadoğu’nun her türlü kitle imha silahlarından arındırılması için ilk girişimde bulunan ülke olduğunu hatırlattı.

Kimyasal Silahları Yok Etmek Suriye’nin Değil, Örgütün İşidir

Oldukça Karmaşık bir mesele olması itibarıyla kimyasal silahların nasıl yok edileceği sorusuna cevabında el-Esad; Suriye’ye düşen rolün sadece kimyasal tersanesine ilişkin gerekli bilgileri vermek ve uluslar arası kimyasal silahları yasaklama örgütü uzmanlarının çalışmalarını kolaylaştırmak olduğunu belirtti.

El-Esad; meselenin pratik sürecin teknik yönünde olduğuna işaret ederken, uzmanlar ekibinin teröristlerin bulundukları bölgelere ulaşımları ve bu silahları söküp yok etmelerinde bir kısım sorunların olabileceğini söyledi.

Suriye’nin uzmanların güvenliğini sağlaması konusunda ise el-Esad; doğal olarak Suriye’nin bunu yapacağını belirtti.

Diyalog Sonucu Referanduma Sunulacak

Kendisinin önümüzdeki süreç için siyasi haritasına ilişkin soruya cevabında el-Esad; Suriye’nin krizin başından beri siyasi süreç yada başka bir değimle siyasi çözüme büyük bir önem verdiğini vurguladı. El-Esad; fakat siyasi sürecin tüm meseleleri çözmeyi beklemenin mümkün olmadığını, buna rağmen siyasi süreçte ilerlemek gerektiğini belirtti.

Asıl meselenin tüm Suriyelilerin diyalog masasına oturup Suriye’nin geleceğini ve siyasi sistemini belirlemek olduğunu belirten el-Esad; diyalog masasında uzlaşmaya sağlanacak her şeyin halkın referandumuyla kararlaştırılacağını ifade etti.

El-Esad Suriye’nin baştan beri bunu ilan edip hayata geçirmeye çalıştığını, önümüzdeki süreç içinde de bunu yapacağını söyledi.

Yabancı Askeri ve Siyasi Müdahale Talep Edenlerle Diyalog Mümkün Değildir

Diyalogun silahlılar dahil tüm muhalefeti kapsayıp kapsamayacağı konusunda el-Esad; silahlıların muhalefet olmadığını, onların terörist olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı el-Esad muhalefetin siyasi olduğunu, belirli bir programı ve vizyona sahip olması gerektiğini belirtirken, öldürme, yıkma, kundaklama, sabotaj ve suikastın muhalefet olmadığının altını çizdi.

El-Esad, tüm siyasi partilerin diyaloga dahil olabileceğini belirtirken, silahlıların ise ancak silahlarını teslim etmeleri ardından normal vatandaşlar gibi diyalog dahilinde olabileceklerini söyledi.

Sözlerine devam eden el-Esad; Suriye’nin Kaide Örgütüne tabi gruplar yada yabancı askeri müdahale talep edenlerle diyaloga geçmesinin kesinlikle mümkün olmadığını ifade etti.

Çerçevesi Netleştikten Sonra Katılım Düzeyi Belirlenir

Cenevre II Konferansına bizzat kendisin katılıp katılmayacağı sorusuna cevabında el-Esad; konferans çerçevesinin henüz netleşmediğine dikkat çekti.

El-Esad, Suriye hükümeti olarak katılım düzeyinin ancak, konferansın niteliği, kimin katılacağı ve organize kriterlerinin belli olması ardından belirlenebileceğini açıkladı.

Bu Devletler ABD’nin Taşeronlarıdır

Katar, Suudi Arabistan ve teröristleri destekleyen diğer devletlerin Cenevre II Konferansına katılımlarına ilişkin soruya cevabında; ABD’nin, bu devletlerin tümünün efendisi olduğunu ve ona tabi olduklarını söyledi.

El-Esad dolayısıyla ABD’nin var olmasıyla bu devletlerin bulunmalarının sadece şekli olduğunu belirtti.

Uluslar arası Güçlerin Bulunması Pratiksel Bir Durum Değildir

Suriye’deki saha durumlarının oldukça karmaşık olmasıyla anlaşmazlık taraflarını ayıracak bir kısım uluslar arası güçlerin Suriye tarafından kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin soruya cevabında el-Esad; uluslar arası güçlerin pratiksel bir adım olamayacağını söyledi.

Suriye’deki durumun iki ülke arasında bir savaş yada belirli sınırlar arasında olmadığını, durumun bölgeden bölgeye geçen silahlı çetelerden ibaret olduğunu belirten el-Esad; yine de ilke olarak Suriye’nin uluslar arası güçleri kabul etmeyeceğini söyledi.

El-Esad; Suriye’nin bunu kabul etse bile belli sınırlar yada ön cephe olmamasıyla başarısının imkansız olduğunu söyledi.

Suriye’deki durumların her yerden gelen silahlı teröristlerden ibaret olduğuna işaret eden el-Esad; bu teröristlerin Suriye ordusundan azledilmeleri değil de bertaraf edilmelerinin gerektiğini ifade etti.

Avrupalılar Suriye’ye İnanıyor Ama ABD’nin Hegemonyasından Çıkamıyor

İtalya’nın önümüzdeki siyasi süreç içindeki rolüne ilişkin soruya cevabında el-Esad; pratikte İtalya’nın kendine has bir tutuma sahip olmadığını ve Avrupa devletlerinin tutumlarıyla hareket ettiğini söyledi.

Avrupa devletlerinin de ABD’in tutumlarıyla hareket ettiğine dikkat çeken el-Esad; “Avrupalı çok sayıda yetkiliden Suriye’nin söylediklerine inandıklarını ve ikna olduklarını duydum. Fakat bunu ilan edemiyorlar.

Bu ilk defa olmayıp sadece Suriye’deki kriz sürecinde değil her zaman gördüğüm bir durumdur. Her daim herhangi bir role iki yönden bakmak gerekiyor; ilki, bu rolün güvenirliği, ikincisi de rol sahibi şahıs, hükümet veya devletin diğer taraflarla bağlantılarıdır..” şeklinde konuştu.

Avrupa devletlerinin ABD eski başkanı George Bush döneminden beri ABD ile aynı tutumlara takındıklarını ve aynı politikayı izlediklerini ifade eden el-Esad; dolayısıyla bağımsız bir karara sahip olmayanların güvenirlikten yoksun olduklarını söyledi.

Sözlerine devam eden el-Esad; Suriye’nin temel olarak olumlu katlılarda bulunacak her rolü memnuniyetle karşıladığını ve karşılayacağının altını çizerken, fakat mantık olarak her hangi bir rolün belirli bir tabana ihtiyacı olduğunu, bu taban olmadan başarı sağlamanın mümkün olmadığını söyledi.

Yakınlaşma Tüm Bölge Davalarına Olumlu Yansıyacak

Son süreç içinde durumların hızlı bir değişim gösterdiği ve bunun Suriye’deki durumlara etkisine ilişkin soruya cevabında el-Esad; bunun birçok nedenden dolayı Suriye’deki durumlara olumlu etkisi olacağına inandığını söyledi.

El-Esad İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve ABD Başkanı Barack Obama arasındaki telefon görüşmesiyle ilgili olarak ise Suriye ve İran arasındaki benzer noktalara dikkat çekti.

İran ve ABD arasında yakınlaşmanın olması halinde bu yakınlaşmanın bilinçli bir şekilde olacağına işaret eden el-Esad; ABD’nin dürüst olması halinde bunun sadece Suriye’deki krize değil, bölgedeki bir çok davaya olumlu yansımaları olacağını belirtti.

Tüm Azınlıklara Büyük Bir Önem Verilecek

Önümüzdeki birkaç yıl içinde Suriye’deki Hıristiyanlar ve diğer azınlıklara ilişkin tutumu konusunda el-Esad; Suriye’nin, birçok kültürden oluşan bir mozaik levhası olduğuna işaret etti.

El-Esad; Suriye’nin Hıristiyanlıktan ve Müslümanlıktan önce bile yüzyıllardır renkli bir mozaik levhasından ibaret olmasıyla sosyal ve demografik yapısında değişimin olmasının gelecekte büyük bir sorun teşkil edeceğini söyledi.

Suriye’nin devlet ve halk olarak laik bir yapıya sahip olduğunu belirten el-Esad; dolayısıyla önümüzdeki süreç içinde başta kiliseleri yakılan ve tehcir edilen Hıristiyanlar olmak üzere tüm azınlıklara büyük bir önem verileceğini belirtti.

Sözlerine devam eden el-Esad, demografik yapıyı değiştirmenin ciddi bir tehlike teşkil etmesiyle, bu meselenin sadece Suriye değil, bölgesel ve uluslar arası bir mesele olduğuna dikkat çekti.

Suriye’nin Elinde Kesin Kanıtlar Var

Kısa bir süre önce Suriye’ye yönelik askeri tehditlerin geri dönüp dönmeyeceği ve kimyasal silah kullanılması iddialarına ilişkin soruya cevabında el-Esad; Suriye ordusunun kesinlikle ve mutlak bir şekilde kimyasal silah kullanmadığını belirtti.

El-Esad kimyasal silah kullanacak birlikler yada bu bağlamda herhangi bir hazırlığın yapılmadığına dikkat çekerken, kimyasal silahların terör çeteleri tarafından kullanıldığına ilişkin Suriye’nin elinde kesin kanıtların mevcut olduğunu vurguladı.

Kimyasal silahların kullanıldığı iddialarını araştırmak için Suriye’nin BM’den uzman ekip göndermesini kendisi istediğini hatırlatan el-Esad; ABD’nin bu ekibin gönderilmesini neden engellemeye ve geciktirmeye çalıştığı sorusuna dikkat çekti.

El-Esad; ABD’nin ‘Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığı’ iddialarıyla ortaya koyduğu görüntülerin doğruluğunun kimse tarafından araştırılmadığına işaret ederek, bu görüntülerdeki çocukların bir çok yerde muhtelif konumlarla değişik iddialarla kullanıldığına dikkat çekti.

Teröristlerin kullandıkları kimyasal maddeler, kapları ve Suriye’ye nasıl geçirildiklerine ilaveten bu kimyasal maddelerle ilgili teröristlerin kendi itiraflarından oluşan bir dizi kesin kanıtın Suriye’nin elinde olduğuna dikkat eçken el-Esad; saldırıda bazı tarafların olduğunu ve kimin kullandığını gösteren bir dizi gerçekçi göstergenin mevcut olduğunu ifade etti.

Kimyasal Silahları Kullanmak Bir Şahsın Otoritesinde Olamaz

Kimyasal silahın kendisine yada orduya yakın bir şahıs tarafından art niyetle kullanılmış olma ihtimaline ilişkin soruya cevabında el-Esad; hiçbir ülkede bu şekilde stratejik bir silahı kullanmanın bir şahısın otoritesinde olmasının mümkün olmadığına vurgu yaptı.

El-Esad; başka bir ülkeyle savaş durumunda bile bu tür silahları kullanmanın oldukça karmaşık olduğuna işaret ederek, tekniksel ve komuta zinciri açısından oldukça muhtelif bir mekanizmaya sahip olduğunu, dolayısıyla bu rivayetin mantıklı olmadığını ifade etti.

Suriye ordusunda kimyasal silahları kullanacak birliklerin mevcut olmadığını belirten el-Esad; bu silahları kullanmak için uzman birliklerin orduya katılmaları gerektiğini, bunun da olmadığını açıkladı.

Krizin İlk Haftasında Ordu ve Polislerden Şehitler Oldu

Krizin başında ‘muhalefete karşı sert davrandığı’ ve bundan pişman olup olmadığına ilişkin soruya cevabında el-Esad; her şeyden önde ‘sert davranma’ kelimesinin tanımlanması gerektiğini, çünkü krizin başında tüm durumlara anayasal çerçevede yaklaşıp çözmeye çalıştığını belirtti.

El-Esad ABD idaresinin 1995 yılında orduyu Los Angeles’e göndermesinin ‘sert davranış’ olarak nitelendirilip nitelendirilmediği sorusunu dile getirdi.

Krizin ilk haftasında ordu ve polis güçlerinin şehit verdiklerine dikkat çeken el-Esad; teröristlerle savaşmanın anayasa çerçevesinde bir sorumluluk ve gereklilik olduğunun altını çizdi.

El-Esad, fakat sahadaki hatalardan söz edilecek olursa, bu gibi hataların her zaman dünyanın her ülkesinde olduğunu ve olabileceğini ifade etti.

Sözlerine devam eden el-Esad; her zaman dünyanın genelinde genel politikalar ile pratikteki uygulamalar arasında fark gözetilmesi gerektiğini belirtti.

Hatalar Ancak Krizden Sonra Analiz Edilebilir

Daha fazla şeyler yapabilme fırsatı ve işlediği hatalara ilişkin soruya cevabında el-Esad; doğal olarak her insanın hata yapabileceğini ifade ederken, bu hatalara hüküm verme kriterlerinin önemine dikkat çekti. El-Esad; hataları analiz etme ve hüküm vermenin ancak krizden sonra mümkün olabileceğini, o zaman da insanların mantıklı ve gerçekçi eleştirilerde bulunabileceklerini söyledi.

Görevden Çekilmem Durumları Daha İyi Hale Getirecek Mi?

‘Vatanın ve halkının barışı uğruna görevden çekilip yurdunu terk etmeyi hiç düşündün mü?’ sorusuna cevabında el-Esad; bunun görevi terk etmesinin gerçekten durumları daha iyi hale getirip getirmeyeceği sorusunun cevabına bağlı olduğunu ifade etti.

El-Esad; görevden ayrılmasının gerçekten ve bilfiil durumları daha iyi hale getirmesi durumunda bunda hiç tereddüt etmeyeceğini söyledi.

Fakat şu ana dek durumların bir Cumhurbaşkanı olarak görevinde kalmasını gerektirdiğinin altını çizen el-Esad, bir kasırga durumunda kaptanın gemiyi terk etmesi gerektiğine vurgu yaptı. El-Esad; sorumluluk sahibi bir kaptanın gemisini güven içinde karaya getirmeden bırakıp gitmesinin doğru olmadığını söyledi.

Gemiyi güven içinde karaya ulaştırma kriterlerine ilişkin soruya cevabında el-Esad; bunun iki durumdan ibaret olduğunu söyledi.

Adaylığım Suriye Halkının İsteğine Bağlıdır

İlkinde Suriye’nin geleceği ve siyasi sistemini belirleyecek diyalogun önemine dikkat eken el-Esad; ikincisinde ise Suriye dışından terörist ve silah akışıyla birlikte teröristlere mali ve lojistik desteğe son verme aracılığı ile şiddete son vermenin önemine vurgu yaptı. El-Esad iki durumun da bir biriyle bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

Sözlerine devam eden el-Esad; ‘şahsım konusunda ise buna karar verecek tek vesile seçim sandıkları aracılığı ile Suriye halkıdır. Ben Suriye halkının arzusuna ve vereceği karara uyacağım..” şeklinde konuştu.

2014 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığı konusunda; bunun tamamen Suriye halkının isteğine bağlı olduğunu, halkın kendisini istediğini hissetmesi halinde aday olacağını, istemediğini hissetmesi halinde de olmayacağını söyledi.

Kapalı Bir İdeolojide Demokrasi ve Reformlardan Söz Etmek Mümkün Değildir

Göreve ilk geldiğinde tüm Suriyelilerin ideallerini gerçekleştirmede umut teşkil ettiğini ve bu krizden sonra tekrar umut kaynağı olma fırsatının olup olmadığına ilişkin soruya cevabında el-Esad; bu bağlamda hem iç hem de dış faktörlere değinmek gerektiğini belirtti.

Suriye’nin dünyanın en karmaşık bölgesinin bir parçası olduğuna işaret eden el-Esad; dolayısıyla çevresinden etkilendiğini ifade etti.

El-Esad iç faktörlerden söz ederken, reformların cumhurbaşkanı yada hükümet reformu olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı yada hükümetin reformları yönetmesi gerektiğini belirten el-Esad, fakat reform ve demokrasi meselesinin bütünüyle toplumla ilgili olduğunu ifade etti.

Sözlerine devam eden el-Esad; reform ve demokrasi meselesinin anayasa veya kanunlardan ibaret olmadığını, tamamen kültürel ve sosyal bir mesele olduğuna dikkat çekti. Değişimin halkın sahip olduğu kültürel, sosyal, geleneksel ve ahlaki değerlerle meydana geleceğini belirten el-Esad; her toplumun kendine has ayrıcalıkları ve özelliklerinin bulunduğunu söyledi.

Suriye toplumunun da farklı kültürlere sahip olmasıyla oldukça karmaşık olduğuna işaret eden el-Esad; her şeye rağmen Suriye’de ileriye dönük bir değişimin olmadığını söylemenin yanlış olduğunu söyledi. El-Esad, kimilerinin bu değişimin gereğinden hızlı olduğunu, kimilerinin de gereğinden yavaş olduğunu söylediğine işaret ederken, her şahsın bunu kendi vizyonuyla değerlendirdiğine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı el-Esad kapalı bir ideoloji içinde reform veya demokrasiden söz etmenin kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.

Suriye Bedel Ödemek Zorunda Kalan Ülkelerden Biri Oldu

Dış faktörler konusunda ise el-Esad; kendisinin göreve gelmesi ardından Filistin intifadasının başlamasıyla çöken barış süreci ve 11 Eylül olaylarına işaret etti. Bu gelişmelerden sona bazı devletlerin bedel ödemek zorunda kaldığına işaret eden el-Esad Suriye’nin bu devletlerin arasında olduğunu belirtti. Sözlerine devam eden el-Esad; Suriye’nin Afganistan ve Irak savaşına karşı çıkmasıyla bu tutumunun da bedelini ödemek zorunda kaldığını söyledi.

Tamamen Sanal Bir Yakınlaşmaydı

Bu bedel çerçevesinde Avrupa tarafından Suriye’ye oldukça katı yaptırımların uygulandığına dikkat çeken el-Esad; ardından 2008 – 2011 yılları arasında özellikle Avrupa ülkeleri ile bir yakınlaşmanın olduğunu söyledi.

Bu yakınlaşmanın ABD’nin denetiminde olmasıyla tamamen sanal olduğunu ifade eden el-Esad; dolayısıyla 2011’de sona erdiğine işaret etti.

Suriye’yi Kriz Öncesinden Çok Daha İyi Bir Konuma Getirmemiz Mümkündür

Önümüzdeki süreç içinde çalışma sitili konusunda bir soruya cevabında el-Esad; Suriye’yi savunmaktan başka bir seçeneğin bulunmadığının altını çizdi.

El-Esad her şeyden önde terörü bertaraf etmeye odaklanılması gerektiğini belirtirken, teröristlerin ideolojileriyle birlikte yok edilmeleri önemini vurguladı.

Krizin sona ermesinden sonra halledilmesi gereken bir çok meselenin mevcut olduğunu söyleyen el-Esad; toplum içindeki psikolojik, ideolojik ve sosyal etkilere işaret etti.

Cumhurbaşkanı el-Esad, her şeye rağmen Suriye’yi kriz öncesinden çok daha iyi bir konuma getirmenin mümkün olduğunun altını çizdi.

Reformlar Olmadan Hiçbir Şeyi Gerçekleştirmek Mümkün Değildir

Sözlerine devam eden el-Esad; Suriye’nin reformlara ihtiyacı olduğuna işaret ederken, bu reformları gerçekleştirmeden hiçbir şeyi başarmanın mümkün olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı el-Esad Suriye’nin daha iyi bir konuma gelmesi için reformların temel eksen olduğunu vurguladı.

El-Esad; fakat bu bağlamda kendisinin yabancı devletler yada Batının değil, Suriye halkının umudu olması gerektiğinin altını çizdi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu