HABERLERKÜLTÜR & SANATMEDYA ANALİZSuriye

Esad:Gerçekten Yardım Etmek İstiyorlarsa Teröre Desteği Kesmeliler

esad_6

Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad İngiliz Sunday Times Gazetesinin kendisiyle yaptığı mülakatta; diyalogun her Suriyeliyle alakalı olduğunu ve hayatın bütün yönlerini kapsadığını belirtirken, Suriye’nin geleceğinin yöneticisi tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığını, bunun ancak ve ancak halkının bütün fertlerinin umut ve beklentileriyle mümkün olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Beşşar Esad yurtiçi yada yurtdışı muhalefetin coğrafi konumla bağlantılı olmadığını belirterek, aksine kökleri, kaynakları, ve temsil ettikleriyle bağlantılı olduğunu ifade etti. Yurtiçi yada yurtdışı muhalefet için; “bu köklerini Suriye’de mi saldı, Suriye halkı ve çıkarlarını mı temsil ediyor, yoksa yabancı hükümetlerin çıkarlarını mı temsil ediyor..” sorularının sorulması gerektiğini kaydeden el-Esad; dolayısıyla Suriye’nin diyaloga bu vizyonla baktığını, böyle başlattığını ve bu şekilde sürdüreceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Beşşar Esad; Suriye’ye yardım etmek, ülkede şiddete gerçekten ve dürüst bir şekilde son vermek isteyen her hangi bir şahıs bu bağlamda yapacağı tek bir şeyin bulunduğunu söyledi. Bu şeyin de Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’a gitmek ve onlara ‘Suriye’deki teröristlere finans sağlamaya son verin’ demesi gerektiğini ifade eden el-Esad; Kaide ve ideolojisinin sadece Suriye’ye değil tüm bölgeye ve halklarına tehlike oluşturduğuna dikkat çekti.

Dış tarafların yardım etmek istemeleri halinde Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ı teröristlere finans ve silah teminine son vermelerine zorlamaları gerektiğine vurgu yapan el-Esad; sonuç olarak Suriye’nin egemen bir ülke olarak teröristlerle görüşmelerde bulunmayacağının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Beşşar Esad; “bizler Suriye’de iki karar aldık. Kararların ilki diyalogu başlatmak, ikincisi ise terörle mücadeledir..” dedi.

Suriye’ye yönelik hırçın bir medya savaşının yürütüldüğüne işaret eden el-esad; bu savaşta gerçeklerin dış dünyaya aktarılmasının engellendiğini söyledi.

El-Esad; Rusya, iran ve Lübnanlı Hizbullah Partisinin teröre karşı Suriye halkını desteklediğini ifade ederken, Rusya’nın oldukça yapıcı, İran’ın oldukça destekleyici, Hizbullah’ın da Suriye’yi değil Lübnan’ı savunan bir rol oynadıklarının altını çizdi.

Suriye’nin 23 milyon nüfuslu bir devlet olduğuna, ulusalcı bir ordusu ve güçlü bir polisi bulunduğuna işaret eden el-Esad; Suriye’nin kendini savunmada yabancı savaşçılara ihtiyacı olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad; asıl sorulması gereken sorunun Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, Fransa, İngiltere ve ABD gibi başka devletlerin rollerine ilişkin olması gerektiğine dikkat çekerken, bu devletlerin Suriye’de terörü direk yada dolaylı, askeri veya siyasi olarak desteklediklerine vurgu yaptı.

Bir çok kez Suriye’nin Coğrafi,siyasal,sosyal ve ideolojik olarak temas hattı olduğunu söylediğine işaret eden el-Esad; dolayısıyla bu hatla oynamanın tüm Ortadoğu bölgesi açısından oldukça tehlikeli olacağına dikkat çektiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Esad; Suriye’nin silahlarını bırakanlar dahil her şahısla diyaloga hazır olduğunu belirtirken, fakat silah taşımaya devam etme, halkın saflarında dehşet ve terör saçma, sivilleri öldürme, özel ve kamu mülklere saldırma, ülkeyi yıkmaya ısrar edenlerle kesinlikle diyaloga girilmeyeceğinin altını çizdi.

Ülkedeki krizin çözümüne ilişkin başlatılan siyasi program ve diyalog çağrısının muhalefetin bir kısmı ve silahlı gruplar tarafından reddedildiğine ilişkin bir soruya cevabında Esad; “programı ilan ettiğim zaman, planın ilgililere ve diyaloga ilgi duyanlara yönelik olduğunu söyledim. Diyalog istemeyenlere ilişkin diyalog planı yapmak imkansız. Onun için baştan beri açık ve net bir şekilde konuştum.” Dedi. Esad; diyalogun sadece gruplar arasında olmaması gerektiğini ifade ederken, vatanın geleceğine ilişkin olmasıyla tüm Suriyeliler arasında olması gerektiğini belirtti.

‘Dünyada büyük destek alan yurtdışı muhalefetin’ siyasi program ve ulusal diyalog planını reddetmelerine ilişkin bir soruya cevabında Esad; bu muhalefetin kararında bağımsız olmadığını ifade ederken, Suriye’nin ise her zaman bağımsız ve egemen olduğunu böyle de kalacağını belirtti.

Geçekçilik konusunda ise el-Esad; Suriye’nin iki yıl boyunca düşmanlarına karşı savaştığına işaret ederken, halkın desteği olmaksızın bu süre içinde başarılı olmasının mümkün olmadığına dikkat çekti. Esad; her şeye rağmen, halkın kendi gerçeğinden uzak bir yönetimi bu şekilde ve bu süre boyunca desteklemelerinin mümkün olmadığına, dolayısıyla Suriye’nin değil dış tarafların gerçekçi olmaları gerektiğine dikkat çekti.

Örnek olarak İngiltere’de yapılan son kamu araştırmasında İngilizlerin büyük çoğunluğunun hükümetlerinden ‘Suriye’nin içişlerine müdahale etmemesini’ istediklerini ortaya çıkardığına işaret eden Esad; İngiltere hükümetinin ise bunun tam tersine Suriye’deki silahlı gruplara ağır silahlar temin etmeye meşruluk kazandırmak için AB’ye Suriye’ye uygulanan silah ambargosunun kaldırılması için baskı yaptığını belirtti. Esad; “işte gerçekçilikten uzaklaşmak buna denir, yani ülkende halkının ve kamuoyunun gerçeğinden uzaklaşmaktır..” dedi.

‘öldürücü silahlar göndermiyoruz’ iddiaları konusunda Esad; silahlı gruplara temin ettikleri gelişmiş istihbarat cihazları ve komünikasyon cihazlarının öldürücü olabileceğine işaret ederken, 11 Eylül olaylarının işlendiği araçlara dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Esad; nifakın bir başka yönünün ise özgürlük, demokrasi, düşünce özgürlüğü ve insan haklarından söz ettikleri bir zamanda Suriye televizyon kanallarının uydu yayınlarını kestiklerine ve başkalarının düşüncelerine saygı duymadıklarına dikkat çekti.

Başta Uluslararası güvenlik konseyi olmak üzere bir çok taraf ve devletin Suriye’de meydana gelen, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yüzlerce masum insanın kurban gittiği bombalı eylemleri kınamak bile istemediklerine işaret eden Esad; dolayısıyla nifakın aslının nerde olduğunun artık herkes tarafından bilindiğine işaret etti.

Sözde ‘özgür Suriye Ordusu’ olarak bilinen varlığın, Batının kamuoyuna göstermek istediği gibi bir varlık oluşum olmadığını belirten Esad; BM Suriye eski temsilcisi Kofi Annan ve mevcut temsilcisi Ahdar el-İbrahimi’nin yanı sıra daha bir çok uluslararası tarafın gördükleri gibi yüzlerce gruptan oluştuğunu belirtti. Bu grupların arasında sadece para için öldürme, kaçırma ve yıkma eylemleri yapan gruplar, kiralık ve yabancı silahlılardan oluşan gruplar bulunduğunu açıklayan Esad; bu grupların tek bir yönetimleri e olmadığını ifade etti.Esad, bu oluşumunun Suriye’deki silahlı gruplara örtü ve meşruluk verme amaçlı bir başlık yada şemsiyeden ibaret olduğunu ekledi.

Tüm bunlar Suriye’deki olayların başından bir halk hareketinin olmadığı anlamına gelmediğini belirten Esad; geçekten haklı talepleri olan ve değişim isteyenlerin bulunduğunu, bunu da bir çok münasebette ifade ettiğini söyledi. Esad; dolayısıyla diyalogun bunlara hitap ettiğini söylerken, bir çoğunun teröre karşı vizyonlarının değiştiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Esad; diyalogu ve siyasi çözümü reddedenlerin açıklama ve tutumlarıyla çeliştiklerini belirtti. Sözlerine devam eden Esad; “diyalogun beni düşüreceğini söylüyorlar.. o zaman neden bu diyaloga girmiyorlar..” sorusunu dile getirdi.

Esad; Suriye’yi ilgilendiren iç meselelerin sadece ve sadece Suriye toprakları üzerinde ve Suriyeliler arasında olacağının altını çizerken bu davaların hiç bir şekilde yabancı tafralarla görüşülmeyeceğini ekledi. Suriye’nin dostları olduğunu ve davalarını dostlarıyla tartışıp görüş alışverişinde bulunmasıyla düşünce ve önerileri paylaştığını kaydeden Esad; fakat sonuçta vatan çıkarları doğrultusunda kararın Suriyeli olduğunu vurguladı.

Suriye’de olayların başından beri ’70 binin üstünde kişinin öldüğü ve bunun sorumlusunun kendisi olduğuna’ ilişkin iddialar konusunda Cumhurbaşkanı Esad; her şeyden önce, bu olaylar nedeniyle ölen Suriyelilerin sayısının muhtelif nedenlerden dolayı gerçeğiyle yansıtılmadığını belirtti. Ölen her Suriyeli için hiç kimsenin Suriyelilerden daha fazla üzülmediğini belirten Esad; olayların başlamasından beri dinamik, askeri ve siyasi açıdan durumların hızlı geliştiğini, bu gibi durumlarda bir dizi faktörlerin temel rol oynadığına dikkat çekti. esad; dolayısıyla tüm bunları içinde sorumluluğu bir tarafa yüklemenin mantıkla tamamen çelişkili olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Esad; sorumluluk belirleme konusundan ziyade açık ve net olan durumun, konumuna ilaveten anayasa ve kanunlar gereğince Suriye ve Suriyelileri silahlı terör gruplarından korumanın kendi sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Kaide Örgütünün Suriye’deki misyonu konusunda ise Esad; dünyanın her yerinde olduğu gibi öldürme, kafa kesme, dehşet saçma, karanlık düşüncelere sahip olmasıyla çocukları okullardan men etmekten ibaret olduğunu, karanlık ve radikal ideolojileriyle topluma sızmak istediklerini söyledi.

İsrail’in saldırıları ve Suriye’nin bu saldırılara cevabı konusunda ise Esad; Suriye’nin her defasında kendi yöntemiyle karşılık verdiğini belirtti. Karşılık vermede füzeye karşı füze, kurşuna karşı kurşun olmasının yanında ilan edilmesi de gerekmediğine dikkat çeken Esad; ne demek istediğini sadece İsraillilerin anladığını belirtti.

Şam’da meydana gelen patlamaları duyup duymadığı, kendisi ve ailesi için endişelerine ilişkin bir soruyu cevaplayan Esad; kendisinin durumlara daha farklı baktığını söyledi. Esad; kendisi açısından vatanın tehlikede olduğu sürece kimsenin ferdi olarak güvende olmadığı görüşünü dile getirdi. Esad; dolayısıyla vatan tehlikede olduğu zamanda ferdi yada aileye ilişkin endişelerin yeterli olmadığını ekledi. Uluslararası toplumun Suriye’de kimyasal silahların bulunduğuna ilişkin endişeleri konusunda Esad; Suriye’de kimyasal silahların bulunduğuna ilişkin medyada çıkan tüm haberler ve politikacıların yaptıkları açıklamaların tümün sadece bir tahminden ibaret olduğunu söyledi. Esad; “Suriye, sahip olduğu silahlar meselesini kesinlikle kimseyle tartışmaz..” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad; dünyanın bu süreç içinde asıl endişe duyması gereken meselenin, kimyasal maddelerin teröristlerin eline ulaşması meselesi olduğunu belirtti.

Esad; Sovyetler Birliğinin çökmesi ardından BM ve tüm örgütlerinin siyasi ajandalar doğrultusunda bazı güçler tarafından hegemonyanın kurbanı olduğunu söyledi. Bu kurumların adalet karargahı olmaları yerine egemen ülkelere saldırmak ve bu ülkelerdeki istikrarı sarsmak için siyasi araçlar haline geldiklerini ifade eden Esad; tüm bunların bizzat BM misakına aykırı olduğunu ekledi.

Bazı tarafların kendisinin uluslararası cinayet mahkemesinde savaş suçlusu olarak yargılanmasına ilişkin talepleri konusunda Esad; BM ve örgütlerinin siyasi ajandalarına işaret ederek, Irak’a saldıran Amerikan ve İngilizlerin yanı sıra güvenlik konseyi kararı olmaksızın Libya’ya saldıran Fransızlar ve Amerikalıların yargılanıp yargılanmayacakları sorusunu dile getirirken Irak ve Libya’da meydana gelen yıkım ve ölüme dikkat çekti.

Öte yandan Esad; bağımsız ve egemen bir devlete terörist göndermenin d Nürnberg İlkeleri ve 1945 Londra Misakına aykırı olduğuna vurgu yaparken; kiralık teröristleri Suriye’ye gönderdiğinden dolayı Erdoğan’ı da mahkemeye sevk edip sevk etmeyecekleri sorusunu dile getirdi. Suudililer ve Katarlılar için de aynı şeyin geçerli olduğunu söyleyen Esad; bu sorulara cevap bulunması halinde barış örgütleri ve güvenirliklerinden söz etmenin mümkün olacağını ekledi.

Suriye dışında yaşamı düşünüp düşünmediğine ilişkin bir soruyu Esad; vatan sever her Suriyeli gibi Suriye’de yaşamayı tercih ettiğini belirtti.

Sorulara cevabı akışında Esad; silahlı grupların gazetecileri kendi çıkarları ve hedefleri yönünde nasıl kullandıklarına ve bazılarının da orduyu suçlamak için nasıl öldürüldüklerine dikkat çekti. Esad yasal yollarla girip mesleğini gayet doğal ve serbest bir şekilde icra eden yüzlerce gazetecinin bulunduğuna işaret ederken, yasa dışı yollarla muhtelif hedefler peşinde koşan gazetecilerin de bulunduklarını söyledi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu