HABERLERİNSAN HAKLARI

Esad:Halkı katleden bir ordu nasıl oluyor da halk tarafından kucaklanıp destekleniyor

Hükümet güçlerinin Suriyeli sivillere karşı savaş işlediği iddialarına ilişkin soruya cevabında Cumhurbaşkanı, “terörle mücadele ediyor ve Suriye halkını korumak için anayasayı uyguluyoruz. Rusya yıllarca önce Çeçen’de ve başka bölgelerde okul, tiyatro ve benzeri yerlere saldıran teröristlerle mücadele ediyordu. Rusya ordusu da halkı korumaya çalışıyordu. Buna savaş suçu denemez” diye konuştu.

Amnesty İnternational örgütünün birkaç gün önce silahlı grupların esir ettiği askerleri idam ettiği itiraf bulunduğunu, Human Rights Watch’ın bu grupların katliam yaptıklarını birçok kez itiraf ettiğini ve birkaç gün önce savaş suçu olarak nitelendirdiğine dikkat çekti.

El-Esad, Suriye ordusunun savaş suçu işleyemeyeceğini, çünkü Suriye halkının fertlerinden oluştuğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı el-Esad, “ordu halka karşı katliam yapmak isteseydi bölünüp dağılacaktı. Bu nedenle halkını katledip güçlü ve birlik içinde kalabilen bir ordu yoktur. Ayrıca, Suriye halkı kucak açmasaydı bu ordu yaşanan zor koşullarda 20 ay boyunca ayakta kalamazdı. Halkı katleden bir ordu nasıl oluyor da halk tarafından kucaklanıp destekleniyor. Bu büyük bir çelişkidir” diye konuştu.

Son defa hangi batı lideriyle konuştuğu ve yönetimi bırakması halinde Suriye’de barışın sağlanacağı şartının sürülüp sürülmediğine ilişkin yanıtında el-Esad, “krizden önce bana doğrudan böyle bir öneri sunulmadı. Fakat bunu dolaylı ya da doğrudan sunmuş olsalar da bu bir egemenlik sorunudur. Bu konuya sadece Suriye halkı karar verebilir. Bunun dışında dolaylı ya da doğrudan yapılan öneriler ve ya medya organlarında konuşulanların Suriye’de hiçbir anlamı ve değeri yoktur” dedi.

Görevini bırakmak isterse nereye gitmek istediği konusunda ise el-Esad, “Suriye’ye” diyerek kalabileceği tek yerin Suriye olduğunu vurguladı.

El-Esad, “ben oyuncak değilim ve beni batı yaratmadı ki batıya ya da başka bir ülkeye gideyim. Ben Suriyeliyim, beni Suriye yarattı, Suriye’de yaşayıp Suriye’de öleceğim” diye konuştu.

Diyaloga İnanmayanlar ve Anlamayanlarla Bile Diyalog Kurulması Gerektiğine İnanıyorum

Bu aşamada diplomasi ya da diyalog fırsatı bulunup bulunmadığı ya da krizi ordunun sona erdirebileceği bir aşamaya mı gelindiği sorusuna karşılık el-Esad, diplomasiye ve diyaloga her zaman inandığını ve hatta diyaloga inanmayanlar ve diyalogdan anlamayanlarla bile diyalog kurulabileceğini söyledi. Çabalara devam edilmesi gerektiği ve her zaman cüzi bir başarı sağlanabileceğini de sözlerine ekledi.

Gerçekçi olmak gerektiği, diyalogun tek başına başarı sağlayamayacağına dikkat çeken el-Esad, “çünkü bu eylemleri yapanlar kendi aralarında ayrılıyor. Bir kısmı ve özellikle aşırı gruplar diyaloga inanmıyor. Bir kısmı da krizden önce haklarında hüküm alınmış kanun kaçaklarından oluşuyor. Düşmanları ise hükümettir. Çünkü krizin çözülmesi halinde tutuklanacaklar” dedi.

El-Esad şöyle devam etti: “ bir kısmı da dışarıdan destek alan şahıslardan oluşuyor. Bunlar sadece kendilerine para ve silah veren hükümet ve şahıslara karşı sorumluluk taşıyor ve karar sahibi değiller. Bununla birlikte militan ya da politikacı olsun diyalogu kabul eden kesimler var. Bu nedenle aylar önce militanlarla bile diyalog girişimi başlattık. Bir kısmı silahını bırakıp doğal yaşamına döndü.”

İşgalin Bedeli Dünyanın Kaldıramayacağı Büyüklükte Olacaktır

Suriye’ye yabancı işgalin yakın olup olmadığı sorusuna yanıtında el-Esad, bu tür bir işgalin bedelinin dünyanın kaldırmayacağı büyüklükte olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı, “özellikle laikliğin, istikrar ve bölgedeki ortak yaşamın son kalesi olan Suriye’de sorun olması Pasifik Okyanusundan Atlas Okyanusuna kadar tüm dünyada domino etkisi yaratacak ve dünyanın dört bir yanında olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Batının bu yönde atım atacağını sanmıyorum. Fakat atması halinde hiç kimsenin tahmin edemeyeceği sonuçlar doğacaktır” dedi.

Kendini herhangi bir konuda suçlayıp suçlamadığı sorusuna karşılık, her kararda hataları görmek gerektiğini, aksi takdirde insan olamayacağımızı belirterek aldığı her karar öncesinde bir kısmının yanlış olacağının farkına vardığını dile getirdi.

El-Esad, “insanın hatalarının farkına anında varamaz. Özellikle kriz döneminde doğru ile yanlışlar ancak kriz aşıldıktan sonra görülebilir. Bu nedenle şu an hatalardan söz edersem objektif olamam. Çünkü hala zor koşullar yaşıyoruz. Her şey açıklığa kavuştuğu zaman hatalardan söz edilebilir ve mutlaka hatalar bulunacaktır” diye ekledi.

Bugün 15 Mart 2011 olaylar ve protestoların başladığı zaman olsaydı o zamandan farklı ne yapardınız sorusuna yanıtında Cumhurbaşkanı, “15 Martta ne yaptıysam onu yapardım” dedi.

Cumhurbaşkanı el-Esad, muhtelif taraflardan diyaloga başlama ve teröristlerle mücadele etmelerini isteyeceğini belirterek olayların gösteri ve protestolarla başlamadığını, gösterilerin örtü oluşturduğuna, gösterilerin içinde sivillere ve ordu askerlerine ateş açan militanlar bulunduğuna değindi.

El-Esad, taktiksel olarak farklı bir şeyler yapılabileceğini, fakat ülkenin Cumhurbaşkanı olarak kararlarını stratejik düzeyde aldığını, bunun da farklı bir şey olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı el-Esad, on yıl sonra kendisini nerede gördüğü sorusuna karşılık, “ kendimi ülkem aracılığıyla görüyorum Kendimi göremem, ülkemi görebilirim. Kendimi ancak ülkem aracılığıyla görmem mümkün” dedi.

Kendinizi Suriye’de görüyor musunuz sorusuna karşılık el-Esad, doğal olarak Suriye’de olması gerektiğini, konunun makamla ilgisi olmadığını belirterek “makam derdinde değilim. Kendimi bu ülkede görüyorum ve bu ülkenin güven, istikrar ve refah içinde olmasını istiyorum” dedi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu