HABERLERİNSAN HAKLARISuriye

Esad:Suriye Halkı’nın Bize Desteği ve Kucaklaması Geniş Şekilde Mevcut

Halk desteği ve kucaklamasının geniş şekilde mevcut olduğunu, silahlı kuvvetlerin teröristlerle mücadele etmeye başladığı ilk günden itibaren görüldüğünü bildiren Esad, bu desteğin halkın gerçeklerin farkına varması ve bilincinin artmasıyla orantılı olarak arttığına işaret etti.

Bu desteğin çeşitli olduğuna işaret eden Esad, manevi desteğin abartısız ve yaklaşık olarak çoğunlukta olduğunu, manevi desteğin ordu açısından savaşın yarısını teşkil ettiğini, daha fazla kazanım elde edilen bölgelere manevi destekle birlikte pratik desteğin eklendiğini, dolayısıyla ordu askerlerinin bu bölgelerde daha büyük kazanımlar elde ettiğini söyledi.

Suriye ordusu ve silahlı kuvvetlerinin gerilla savaşlarıyla karşı karşıya olduğunu ve insanların çoğunluğunun gerilla savaşlarının ne kadar güçlü olursa olsun herhangi bir ordu için en zor ve en tehlikeli savaş yöntemi olduğunu bildiklerini belirtti.

Esad, gerilla savaşlarını alt edecek tek gücün halk savaşı, orduyla vatandaşların birlikte savaşması olduğunu ifade ederek şu ana kadar bu konuda başarı sağlandığına işaret etti.

Cumhurbaşkanı, “Düşman güçler 2013 yılında umduğu gibi kesin zafere ulaşamayacağını hissetti. Ramazan ayından önce Şam’ı kurtarmak için 14 çatışma yaşandı. Geçen yıl 3 ya da 4, geçen hafta ise Bedir savaşı vardı. Dün ise Ebabil çatışması yaşandı ve hepsinde başarısız oldular. Bu nedenle devlet aradıkları kesin zaferin imkânsız olduğunu idrak etti. Çözüm olarak krizin ömrünü yıpratma savaşıyla uzatıp devleti yıkmanın ötesinde Suriye’yi tüketmeyi, erozyona uğratmayı ve zayıflatmayı ve aynı sonuca ulaşmayı hedeflediler” dedi.

Kriz Ancak Meydanda Çözülebilir

Bu konuda tek çözümün bahsettiği halk savaşı olduğunu belirten Esad, savaşın medya, sosyal medya ve hatta toplumda verildiğini fakat kesin çözümün meydanlarda olduğunu ifade etti.

Esad, çekilen ekonomik sıkıntılar, hizmetteki gerileme ve gündelik tüm sorunların güvenliğe bağlı olduğunu, bu sorunların ancak teröre darbe vurularak çözümlenebileceğini belirtti.

Bu halk savaşında başarılı olunması ve diğer bölgelerde katılımın artması halinde çözümün kolay olacağını, Suriye’nin yaşadığı krizden birkaç ay içinde çıkabileceğini terörü yok edebileceğini, çünkü birlikten kuvvet doğacağını sözlerine ekledi.

“Medya bu sözleri duyduktan sonra Cumhurbaşkanı Esad halk savaşına çağırdı diyecek. Biz bu çağrıda bulunmuyoruz. Çünkü bu savaş iki yıldan fazla bir süre önce başladı ve hala devam ediyor. Suriye halkı da bu savaşa çağrılarla değil kendiliğinden katıldı. Fakat ben her şeyin net olması için harflerin üzerine noktaları koyuyorum. Bu savaşı nasıl sona erdirebilir ve masayı diğerlerinin üzerine devirip güvenlik ve istikrarı yeniden sağlayabiliriz?” diye konuşan Esad, bunun ordu ve halkın birleşip terörü yok etmesiyle gerçekleşebileceğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı bu sözleri belli bir düşünce, hayal ya da tahminlere göre değil deneyimlere dayanarak söylediğine dikkat çekerek tüm bunların pratikte uygulanıp hayata geçirildiğini, uygulandığı bölgelerde durumların çok iyi olduğunu bildirdi. Hoşgörü ayı olan Ramazan ayının son haftasında Kadir gecesinde konuşurken hoşgörüden söz etmek gerektiğine dikkat çeken el-Esad, bir çok konuşma, röportaj ve münasebette bu konuya değindiğini, devlet olarak teröre darbe indirmekle eş zamanlı olarak bu çizgiyi sürdüreceklerini söylediğini hatırlattı.

Kan Döküp Terör Estirenlere Değil Kandırılanlara Karşı Hoşgörülü Olacağız

Kan döküp öldüren ve terör estirenlere karşı değil kandırılıp aldatılanlara karşı hoşgörülü davranılacağını bildiren Esad, birçok Suriyelinin ve özellikle terörün acısını yaşayanların bu konuyu terörü teşvik ettiği düşüncesiyle desteklemediğini, fakat krizin üzerinden bu kadar uzun süre geçmesinin ardından hoşgörülü tutumun olumlu sonuçlar verdiğinin söylenebileceğine dikkat çekti.

Bu sonuçların mutlak olmadığını, bazı şahısların yeniden vatansever olmayan yerlere sapabileceğine işaret ederek çoğunluğun doğru ve doğal yerine döndüğünü belirtti.

Esad, medyada çıkan bazı şahısların güvenlik güçlerine teslim olduğuna ilişkin haberlere değinerek bunların sayısının şüphe duyulan devletin güvenilirliğini kanıtlamasıyla giderek arttığına, intikam alacağı söylenen devletin siyasi fikirleri ne olursa olsun tüm Suriyelileri kucakladığını ispat ettiğini dile getirdi.

Esad, “son dönemde kucaklamanın gerilemesiyle bu kara tabloda daha fazla beyazlık veren durumlarla karşılaştık. Bazı bölgelerde gençler devlete silahlarıyla teslim olmakla kalmayıp silahlı kuvvetlerin safında ön cephede teröristlere karşı savaştı. Bir kısmı da şehit düştü. Bir şahsın katil ve suçlu olarak ölmesiyle şehit olması arasındaki farkı düşünün. Bu fark hem dünyada hem ahrette büyüktür” dedi.

Diyalog, sosyal ve siyasi girişimlere bağlı hoşgörünün teşvik edilmesi gerektiğine, af ve hoşgörünün başarısında önem taşıdığını söyleyen Esad, bir kısmı açıklanmayan birçok af kararı alındığına, çünkü davanın reklam değil pratik kazanım amaçlı olduğunu belirtti.

Evlerine, köylerine ve doğal yaşamlarına dönmek isteyip tereddüt ve korku yaşayanları doğal yerlerine dönmeye teşvik ettiğini söyleyen Esad, bu savaşın şu anki haliyle sonu olmadığını, biz kaybederken İsrail düşmanının kazandığını ifade etti.

Suriye’deki Her Köy ve Kent İçin Endişe Duyan Bazı Arap ve Bölge Ülkelerinden Hayır Gelmeyecek

Esad, hayır ayında olduğumuzu dolayısıyla hayır aramak gerektiğini, tanrının bize hayır verdiğini fakat ulaşmak için çaba sarf etmek gerektiğini belirtti.20130805-122240.jpg

Esad, bu hayrı yanlış yerde aramamak gerektiğini, Suriye’nin her kent ve köyü için endişe duyan Arap ya da bölge ülkelerinden gelmeyeceğini, onların Kudüs’ün ve evlatlarının geleceğini İsrail’in kucağına attıkları için rahat olduklarını kaydetti.

“Hayır, Suriye halkına demokrasi getirme hevesinde olup kendi halklarından en basit insan haklarını esirgeyen, bu halkların ortaçağ ve belki cahiliye dönemi politikalarını benimseyen rejimlere sahip devletlerde yaşamasını isteyen ülkelerden de gelemeyecek” diye ekledi.

Bu ülkelerin tarihe geçmek istediğini, fakat tarihe katliam, yıkım, gericilik ve cehalet başlığı altında gireceklerine işaret ederek bu ülkelerin tarihleri boyunca bu sicile sahip olduklarını ve insanlığa başka bir şey veremeyeceklerinin altını çizdi.

Esad, vahhabilerin kan ve katliam üzerine kurdukları, ihvancıların yalan, aldatma ve nifakla siyasallaştırdıkları karanlık düşünceler taşıyanlardan hayır gelmeyeceğini söyleyerek bunların İslam maskesi altında İslam’ı vurmayı amaçladıklarını, içeriğinden boşaltarak çeliştiği nifak, şiddet ve suçla değiştirdiklerinin altını çizdi.

Bu karanlık fikrin Kuran-ı Kerim ve peygamberin birleştirdiği Araplık ve İslam’ın arasına girdiğini, Müslüman’la Müslüman’ın, Müslüman’la Hıristiyan’ın arasına kinci, fitneci ve nefret söylemli mezhepçi yaklaşımlarla takoz koyduğunu, oysa tüm semavi dinlerin insanlar arasında fitneyi yasakladığını söyledi.

Cumhurbaşkanı, bu düşüncenin çatışmayı İsrail-Arap çatışmasından Arap-Arap çatışmasına dönüştürdüğüne dikkat çekerek “onlar Araplığın ve sömürgeciliğe karşı direnişin sembollerine saldırdılar. Darbe indirip karşılarında durdular ve Arap ordularına saldırdılar. Şu an Suriye ve Mısır da olduğu gibi. İsrail düşmanının ordusuyla işbirliği yaptılar. Koltuk için Amerika’ya yalakalık yapıp İsrail için fitne çıkardılar” dedi.

Bunlara ne ad verilebileceğini soran Esad, bunların “Yeni İslamcılar” olduklarını, batının daha önce İsrail’e hizmet amacıyla “Yeni Hıristiyanlar” söylemini kullandığını, şu an İslam’ı İsrail’in yararına kullanmak için “Yeni İslamcılar” söylemini kullandığını kaydetti.

Esad, “aslında “İslamcılar” sözünü kullanmak yanlış, “Yeni Cahiliyeciler” olarak adlandırılmaları gerekiyor” diye belirtti.

Bunlardan hayır gelmeyeceğini ifade eden Esad, hayrın dünyanın farklı yerlerinde bize söz ve eylemle destek veren, Suriye bayrağını dalgalandıran, terörle mücadele eden ordunun ve ülkesinin bağımsızlığını savunan halkın yanında duran tüm şerefli ve onurlu insanlardan geleceğini vurguladı.

Hayır Vatanına ve Dinine Bağlı Suriyelilerden Gelecek

Cumhurbaşkanı Esad, “hayır sizden gelecek ey Suriyeliler. Bize, vatanlarına bağlı, İslam ve Hıristiyanlık dinlerine bağlı, bilinçli ve dinlerin hayatımızı daha güzel ve daha iyi kılmak için indiğine inanan Suriyelilerden hayır gelecek” diye konuştu.

Hayrın, halkını ve vatanını savunan kahramanlardan, savaş sahasında bulunmalarından dolayı yokluklarına sabreden ailelerinden, şehitlerimizin kanları ve ilk oğullarının şehit olduğu haberlerini aldıkları zaman zılgıt çeken ve ikinci oğullarını görevi tamamlamak için gönderen yakınlarından, güçleri ve azimlerinden geleceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı eEsad konuşmasını sonunda gelecek Ramazan ayında Suriye’nin iyileşmesini, değerli vatanımızın dört bir yanında güven ve huzurun sağlanmasını temenni ederek herkesin Ramazan Bayramını kutladı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu