Gazze halkının Siyonistler karşısındaki zaferinin sırrı
Gazze şeridinde abluka altında yaşayan Müslüman Filistin halkının anti Siyonist direniş hareketleri olan İslami direniş hareketi HAMAS ile İslami Cihad Hareketi başta olmak üzere diğer gerilla örgütleri taş intifadasını füze intifadasına dönüştürüp, Irkçı İsrail rejiminin kanlı ve yıkıcı saldırılarına karşı misillemede bulunup, Rusya, Romanya, batılı ülkeler, Irak, İran, Türkiye ve Amerika ile diğer ülkelerden, işgal edilen Filistin topraklarına göç eden ve Siyonist Yahudi sitelerinde konuşlandırılan birkaç milyon Siyonist Yahudi’nin sığınaklarda saklanmalarına sebep oldular.
Siyonist Yahudiler diyorlar ki, güvenliğimizi ve hayatımızı korumak için düşmanlarımızı öldürmek zorundayız. Tabii ki Siyonist katillerin düşman olarak nitelendirdikleri Filistin halkı başta olmak üzere bölgedeki Müslüman milletlerdir. Siyonistler Filistinlilerin katledilip, kendi vatanlarından sürülmelerini kendilerine özgü Yahuva-Tanrının tahsis ettiği bir meşru hak olarak nitelendiriyorlar. Nitekim soykırımcı İsrail rejiminin elebaşları olan Netanyahu ve Ehud Barak 160 Filistinli masum insanın ve bebeğin katledilmesi ve 1500’e yakın insanın yaralanmasına, Gazze okulları, hastaneleri ve camilerinin bombalanıp yıkılmasına sebep olan Siyonist hunhar askerlerle pilotlara teşekkür ettiler. Fakat niçin ırkçı İsrail zilletli bir şekilde Gazze hükümeti ve halkının şartlı ateşkes kararını kabul etti. Elbette Mısır ve Türkiye diplomatik girişimlerini başlatıp sürdürdüler. Fakat asıl etken İran İslam Cumhuriyetinin Filistin halkına verdiği askeri eğitim ve silah desteğiydi. Arap ülkeleri ve Arap birliği Filistin halkına hiçbir savunma silahı vermediler. Fakat İran füze teknolojisini Filistinli halk kurtuluş teşkilatlarına transfer edip, Amerika’yla NATO’nun desteğindeki ırkçı İsrail rejiminin kullandığı Amerika ve İngiltere ile Fransa ve Almanya’nın gelişmiş ve ölüm kusan silahlarına karşı füzelerle direnmelerine sebep oldu. Bazıları Filistin halkının ve bebeklerinin katliamına acıyıp ağlar, fakat Filistin halkının kendini savunma gücünü geliştirmek için onlara silah vermedikleri gibi Filistin İslami direniş hareketlerini barış adına silahsızlandırmaya çalışırken, İran İslam Cumhuriyeti anti Siyonist stratejisiyle İslami ve insani yükümlülüklerinin bilincinde olarak Filistinlileri anti Siyonist kurtuluş savaşı için silah teknolojisiyle donatmaktadır. Nitekim Filistinli kurtuluş savaşçıları ve yiğit mücahitleri İran’ın teknolojisini transfer ettiği Fecr-5 füze sistemi geliştirip imal ederek ırkçı İsrail rejiminin Amerika ile birlikte geliştirdiği demir Kubbe anti füze sistemini etkisiz hale getirip, kana susamış Siyonistlerin yuvaları olan Telaviv ile diğer Siyonist yerleşkeleri vurdular. Büyük bir dehşete kapılan Siyonistler ise Gazze halkının ateşkes planı karşısında diz çökmek zorunda kaldılar. HAMAS ile İslami Cihad hareketi ve diğer Filistinli direniş ve gerilla örgütlerinin liderleri olan Halid Meşal, İsmail Haniye, Dr. Abdullah Şalah ve diğerleri, bu zaferi İran İslam Cumhuriyetinin askeri ve savunma teçhizatının transferine borçlu olduklarını belirtip, İran hükümeti ve halkının desteklerini takdir ettiler. İran’ın bu kader belirleyici desteğine rağmen Arap birliği ve dikta ve hanedan Arap rejimlerinden oluşan Fars körfezi işbirliği konseyinin lideri olan Suudi hanedan rejimi ve Katar, Amerika ve batılı ülkelerden milyarlarca dolar silah aldıkları halde Filistin halkının kendilerini savunma güçlerini temin etmek için onlara hiçbir askeri ve silah yardımı yapmamaktadırlar. Fakat Filistin direnişini destekleyen Suriye hükümetini devirmek için terör örgütlerini askeri ve silah ile mali açıdan desteklemektedirler. Çünkü Amerika’nın emir kulu olarak böyle bir görevi üstlenmek zorundadırlar. Siyonist rejime karşı sözde değil, özde ve pratikte mücadele edip, Filistin halkını desteklerlerse, Amerika’nın emrine itaat etmemiş olur ve iktidarlarını kaybedeceklerini de pekâlâ biliyorlar.
