HABERLERİNSAN HAKLARI

General Muhammed Bakıri: Irak’ın parçalanmasının asıl galibi Siyonistler olacaktı

Katıldığı Sivil Savunma Milli Toplantısı’nda konuşan İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, “Hz. İmam Humeyni (r.a) Irak’la aramızdaki savaşın sona ermesi ardından tüm gücümüzle savunma yapmamız gerekitiğine dair önemli bir mesaj iletmişti ki bu konudaki en değerli mesele ise sivil savunmaydı. Böylece İslam İnkılabı Rehberi’nin Sivil Savunma Teşkilatı’nın kurulmasına yönelik verdiği emirden 14 sene geçmesiyle birlikte bu alanda gayet olumlu adımların atıldığına tanık oluyoruz. Sivil Savunma konusunda dikkat etmemiz gereken başlıca nokta da tehditlerin doğru şekilde tespit edilmesidir” ifadelerinde bulundu. Tümgeneral Bakıri sözlerine şunları da ekledi: Günümüzde şehitlerin kanlarının bereketi etkisiyle epey iyi bir güvenliğe sahibiz, ancak düşmanın oluşturduğu tehditler de günden güne değişiyor; son yıllarda sulta düzeninin yaptığı yıllarca plan ile tedbirleri sonucu İslam ve özellikle de direniş eksenine karşı koymak için tekfiri teröristlerin ortaya çıkışına şahit olduk. Kutsal türbe savunucularıyla yerel halkın verdiği şehitlerin bereketli kanları sayesinde Allah’ın izniyle yakın bir zamanda teröristlerin işgalci girişiminin tamamen mahv edilip tekfiri komplosunun son durağa ulaştığına tanık olacağız. Irak Kürdistanı’ndaki gelişmelere de değinen İran Genelkurmay Başkanı, “Tekfiri komplosunun daha sona ermediği bir halde bölgedeki ülkelerin parçalanma projesi başlatıldı; Taklit mrciliği ile Irak ordusunun bu olaylarda sergilediği uyanıklığı olmasaydı bölgenin bu girişimin yıkıcı sonuçlarıyla karşı karşıya geleceğini görecektik ki bu yöndeki asıl zafer ise Siyonist Rejim’e aitti” şeklinde konuştu. İran’ın nükleer programı konusunda oluşan sınırlamalara da değinen Tümgeneral Bakıri, konuşmalarını şöyle sürdürdü: İran olarak kendi isteğimizle bu alandaki yaptırımların kaldırılması için nükleer programımıza uygulanan bazı kısıtlamaları kabul ettik, fakat başka bahanelerle sözü geçen ambargoların yeniden uygulanması takdirede nükleer anlaşmaya bağlı kalmanın bizim için herhangi bir anlamı olamayacak. Zira bize göre bu anlaşma değişmesi imkansız olan ilahi bir ayet değildir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu