İNSAN HAKLARIKüçük ManşetlerMEDYA ANALİZ

Timeturk Ve Haksoz’den Diyanet Hutbesine Tepki;”Tekbir’le Adam Öldürmenin Patenti Bize Aittir”

Diyanet İşleri Başkanlığı geçtiğimiz Cuma günü Cuma Namazı Hutbesinde bir farklılığa imza atarak, Suriye olayları karşısında taraf olmaktan ziyade orta yollu davranmayı tercih etti.Diyanet İşleri tarafında Hazırlanan ve tüm yurtta okutulan Cuma namazı hutbesinde, konu olarak “Tekbir” seçilmiş ve tekbirin genel manada kullanıldığı yerleri hatırlatma yeğlenmişti. Diyanet Hutbenin bir yerinde öyle cümleler kullanılmıştı ki,bu cümleler Aylardır bizlerin ve Suriye yönetimi ile ona destek veren Direniş Ekseni ülke ve hareketlerin ve Fikri hür tüm insanların dile getirdiği “Suriye’de bir devrim hareketi veya bir Cihad hareketinin olmadığı,aksine Siyonizmin karşısında bir kale gibi duran Suriye yönetimi ve halkının İslam adına,Cani teröristler tarafından muhasara altına alındığı,Mazlum insanların Kafalarının kesildiği,ciğerlerinin Çıkarılarak dişlendiği,sivil insanların Öldürüldüğü,memurların binalardan atıldığı ve hatta Azgın vahhabiler tarafından tecavüzler yapıldığı,Sırf farklı inandığı ve düşündüğü için  insanların kesilerek vahşice öldürüldüğü ve daha sayamadığımız bütün bu icraatları yapanların,cinayetlerini tekbirler eşliğinde işlediği” gerçeğini ve bunu yapmalarındaki amacın İslami olmaktan ziyade Küfre hizmet olduğu,hakikatini, dile getiriyor konu hakkında direniş ekseninin  haklılığını itiraf ediyordu.

Diyanetin kendisinden beklenmeyen ve tabii olduğu-Bağlı bulunduğu  siyasi Yönetim erkinin,düşünce,tavır ve politikalarının  aksine olarak bu tür bir çıkışa imza atmasının elbette çok farklı sebepleri sıralanabilir.Biz bu çıkışın en tabanında duran temel sebebi,artık çuvala sığmayan mızrağı,yani Suriye’de  asıl zalimliği  yapanların tekbir getirerek kafa kesen muhalif teröristler olduğu gerçeğini daha fazla savunarak,Bütün çıplaklığı ile her şeyin  farkında olan Müslüman halk nezdinde,gözden düşmeme,halk ve sistem arasında bu güne kadar icra edilmiş olan emniyet sübabı görevinin devamı ve bekasını garantiye almış olma,Yani kısaca bütün kurumları kirlenmiş sistemin en azından  dini kurumunun temiz!  gösterilmeye çalışılması ve halk kitlesinin bu kurum tarafından elde tutulmaya Çalışılması, olarak belirtmiş olalım.

Mevzu Hutbede Diyanet;“Aziz kardeşlerim! Ancak Müslüman muhayyilenin bugün tekbir sesini hayal edemeyeceği yerler de var. Bağdat’ın sokaklarında, Şam’ın çıkmazlarında, Nil nehrinin kıyılarında kardeşin kardeşi öldürürken Allah-u ekber demesi ne hazindir. Bebeklerin kulaklarına okunan tekbirin, artık onlar katledilirken duyulmaya başlanması ne büyük bir hüsrandır Ya Rab! Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek olduğunu öğütleyen bir dinin mensuplarının, bunu yaparken en yüce kelimeyi dillerine alabilmelerinden daha hazin ne olabilir. Tekbiri bir katlin, tekbiri siyasi bir emelin, tekbiri bir sûiistimalin, tekbiri bir ticaretin sloganı haline getiren Müslümanların “hayye’ale’l-felâh” çağrısına mazhar olmalarını ne kadar bekleyebiliriz? Allah’ın büyüklüğünü küçük emellerimize âlet ettiğimiz sürece, nasıl kurtuluş umabiliriz? Allah’ın zulme razı olmayacağını bile bile, O’nun adını hayal edilemeyecek yerlerde tekbirlerle dillendirmek, İslam’a karşı işlenen ne büyük bir cinayettir.” şekilindeki paragrafı ile yukarıda saydığımız durumları haklı çıkarmış,Suriye’de tekbirler eşliğinde cinayet işleyenlerin,diyanetin ifadesi ile  “hayye’ale’l-felâh” çağrısına mazhar olamayan katiller”olduklarını anlamış oluyoruz.

Olayın buraya kadar olan kısmı  diyanet işleri başkanlığı, okuttuğu Cuma hutbesi ve hutbedeki itiraf,  eksenli olup, birde bundan sonraki kısmı vardır ki o’da diyanetin Camiilerinde,görev yapan sayın hocalarımızın okuduğu hutbeye,kendilerini muhatap kabul eden çevrelerin verdikleri, tepkidir.

Bu çevreler diyanetin attığı taşı kendi kafalarına atılmış hissi ve  gocunma duygusunun içlerindeki yaradan kaynaklandığını  belli eden  bir üslup  ile hutbeye bir itiraz yazısı yayınlamış ve asıl itiraf bu yazıda kendini göstermiştir.

Bu çevreler Suriye olayı başladığından beri haber, yazı ve yayınları ile Suriye’deki Muhalif  teröristlerin adeta basın bürosu gibi çalışan ve onların ülkemiz içinde hami’liğini yapan Haksöz ve Timeturk sitelerinden başkası değildir.

Camii ve Cuma Namazı gibi konularla yakın zamana  kadar çok da barışık olmayan bu çevreler  ve bir Zamanların,Cuma kılınmaz ,Küfür devletinin imamları bunların arkasında namaz kılınmaz vb. gibi  çıkışları ile Müslüman halk nazarında İslami hassasiyeti olan insanların, gözden düşmesini sağlamış,kafaları karıştırmış  ve o zamanın ”Oy vermek küfürdür ve hatta muhtara dahi oy veren  Kafirdir” fakat şimdilerin hızlı partici,demokrat,seçen ve hatta seçilen! Müslüman’ı.Bir zamanlar Tağut dedikleri sistem ile şimdi birlikte koşan,Halklara ve Halkımıza sırtını,halk Düşmanlarına ise yüzünü dönmüş  Marjinal gruplar olarak kendilerini göstermişlerdir.

Malum çevre yayınladığı ve bir nevi diyanet’in Cuma hutbesine itiraz-reddiye hükmü taşıyan yazıda öyle bir cümle kullandılar ki, bu cümle Suriye’de savaşan ve kendi  Savundukları İnsanların, katliamlar,cinayetler işlediğini,insan kestiklerini, insan ciğeri yediklerini,sivilleri bombalı eylemlerle yok ettiklerini ve türlü işkencelerle halka eziyet ettiklerini bir çok gayri İslami ve İnsani vukuata imza attıklarını itiraf eder niteliktedir.

Haksozhaber ve Timeturk sitelerinde yayınlanan yazıda geçen o cümlede;Ne Suriye’de Esed güçlerinin ve Şebbihaların katliamlarını tekbirlerle işledikleri ne de Mısır’da darbecilerin ve Baltacıların “Allahu Ekber” diyerek halka saldırdıkları doğru değilken kullanılan bu ifadeler kimi hedef alıyor? Tabi ki Baas vahşetine ve darbeye direnen Müslümanları…Şeklindeki ifade ile Suriye ve Mısır’da tekbir getirerek adam öldürme olayının sadece destekledikleri ve sözümona (haşa ) mücahit! dedikleri teröristlere ait bir uygulama olduğunun, itirafı deklare edilmiş olmaktadır.

Tekbirler eşliğinde insan öldürmenin sanki bir meziyetmiş gibi,kimseye bırakılmadan sahiplenilmeye çalışıldığı son derece belli olan bu itiraf cümlesi, gelinen nokta’da akl-ı selim insanların ufkunu açacak ve Suriye’de kimin katliam yaptığının, Haksoz-Timeturk ekseninin kimlerle birlikte olduğunun bilinmesine yardımcı olacaktır.

Ayrıca kendi  İtiraflarında belirttikleri Cani teröristlerin(tekbir getirerek insan kesenlerin)asıl yok edilmesi gereken canavarlar olduğu,Suriye yönetimi ve direniş gruplarının,bu canavarlara karşı verdikleri savaşta ne kadar haklı olduklarının da dolaylı olarak çok açık bir ifadesini,kendi cümleleri ile  belirtilmiş olmaktadırlar.

Gerek İran İslam Cumhuriyeti’ne,Hizbullah’a ve diğer direniş unsurları ile onlara destek veren şahıs ve kurumlara her türlü hakaret hakkını kendisinde bulan bu malum çevreler,Halkların kanında ellerinin olduğunu bu şekilde alenen itiraf etmiş olmaktadırlar ve bizler de bu vesile ile İran ve Direniş bloku’nun haklılığını bir kez daha anlamış İslam dünyasında kimin katliam yaptığını bir kez daha idrak etmiş olmaktayız.

Bu vesile ile Dilleri şaşırtarak , haksıza hakkı konuşturan Allaha Hamd eder,İslam dünyası içinde ki bu fitnenin bir an önce bitmesini ve Siyonizmin tarih çöplüğüne atılarak özlenen,Büyük Şeytan ABD ve onun gayri meşru çocuğu korsan İsrail’in olmadığı bir  Dünya’nın, bir an önce kurulmasını  niyaz ederiz.

timeturk-haksoz-itiraf

 

İşte Haksoz ve timeturk’un savunduğu,  Tekbirlerle İnsan öldürme sahnelerinden sadece bir tanesi

İlgili Makaleler

5 Yorum

  1. ALLAH RAZI OLSUN ….HAKİKATİN SESİ OLAN İSLAM AKTÜELE CAN KURBAN…

  2. evet gerçekten de cinayetleri itiraf etmişler,suriye de işlenen bir çok cinayeti tekbirler eşliğinde yapıyorlardı,sonra burda bakın bunlar böyle dediğimizde ise yok onları esadın adamları yapıyor diyorlardı ,şimdi esadın yapmadığını itiraf ettiler.

  3. El Kaideci Haksözün kuyruk acısı.Bu katiller tekbirle müslüman kanı döküyorlar.Kimyası bozulmuş katiller basit bir hutbeden bile rahatsız oluyorlar.Ama bu fitnecilerin sonu Allahın izniyle çok kötü olacak…..

  4. Adı haksöz ,özde ise batılsözcülüğü yapan bu site daha önce yaptığım hiç bir yorumu yayınlayamadı ,halbuki yorumlarım sadece sorgulayıcı sorulardan oluşuyordu. düşünce ve fikre ait ne varsa karşı olan bu site çağdaş hariciliğin bir tezahürü olsa gerek.aynı şekilde müslümanları suriyed eki savaşa teşvik ederken kendleri ise sanırım adana kebabı yemekle meşguller…masa başı yalan haberler ile timsah gözyaşları döküyorlar…

  5. Adı haksöz ,özde ise batılsözcülüğü yapan bu site daha önce yaptığım hiç bir yorumu yayınlayamadı ,halbuki yorumlarım sadece sorgulayıcı sorulardan oluşuyordu. düşünce ve fikre ait ne varsa karşı olan bu site çağdaş hariciliğin bir tezahürü olsa gerek.aynı şekilde müslümanları suriyed eki savaşa teşvik ederken kendleri ise sanırım adana kebabı yemekle meşguller…masa başı yalan haberler ile timsah gözyaşları döküyorlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu