DÜNYAİNSAN HAKLARIIrakMAKALE KÖŞESİ

Haşdi Şabi Hareketi’nin kazanımları- 2

Haşdi Şabi hareketi kurulduğu günden itibaren Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmak ve korumakta çok değerli uygulamalarda bulundu.

Bu uygulamalardan biri Irak ordusunun yeniden yapılanmasına fırsat sağlamayı örnek verebiliriz. Irak’ın dönem savunma Bakanı Halid Ubeydi Press TV kanalına verdiği mülakatta bu konuya işaretle şöyle dedi:

IŞİD’in 2014’ün yaz aylarında saldırıya geçmesi ile birlikte yaklaşık 70 bin Iraklı asker ve subay görevinden istifa etti. Silahlar, mühimmat ve birçok askeri teçhizat elden gitmişti. Savunma bakanlığında kurulan özel ekiplerin tahminlerine göre Musul ve diğer kentler çöktükten sonra mali hasarımız 27 milyar dolar civarında oldu. Bu şartlarda Irak halk güçleri IŞİD tarafından tehdit edilen bölgeleri savunmaya başladı. Onlar büyük fedakarlıklar yaptı. Samimi söylemem gerekiyorsa, onların varlığı bize orduyu yeniden yapılandırma fırsatı verdi.

Haşdi Şabi hareketi Irak’ta tekfirci IŞİD terör örgütünün işgal ettiği tüm bölgeleri geri alabilmek için büyük emek harcadı. Bu hareket Amerli, Musul, Tikrit, Bici, Şerkat ve Felluce kentlerinin kurtuluşunda belirleyici ve başarılı bir rol ifa etti. Haşdi Şabi hareketi kurulduğu günden itibaren 550 gün süren sürekli mücadelesi ve Lebbeyk Ya Resulullah 1 ve 2 harekatı çerçevesinde toplam 17 bin 500 kilometrekarelik bir alanı kapsayan 19 kent ve 51 köyü IŞİD’in işgalinden kurtardı. Bu alan, tekfirci IŞİD terör örgütünün Irak’ta işgal ettiği alanın üçte biri kadardı. Bu alan Acil ve Alas petrol sahalarını da kapsıyordu. IŞİD bu alanlardan günde 20 bin varil ham petrol çalıyordu.

Ancak ne var ki Haşdi Şabi hareketi Suud rejimine bağlı muhalif medya organları tarafından savaş suçları işlemekle suçlanıyor. Arap stratejik etüt ve araştırma merkezi bir makalede, Haşdi Şabi hareketi Felluce kentini kurtarma harekatı sırasında kentte kuşatma altında bulunan ve IŞİD istilasından kaçmaya çalışan insanlara karşı geniş çaplı cinayet işlediğini iddia etti. Oysa gerçekte tekfirci IŞİD terör örgütüne bağlı teröristler insanları kalkan olarak kullanıyordu. Bu yalan iddianın aksine Haşdi Şabi hareketinin üyeleri ideoloji eğitimi alıyor. Bu eğitimler Haşdi Şabi üyeleri sivil insanlara karşı İslami ve insani ilkelere göre barışçıl bir şekilde davranmalarına imkan tanıyor; nitekim Iraklı büyük alim Ayetullah Ali Sistani bizzat Haşdi Şabi üyelerinin eğitilmesi üzerine vurgu yapmıştır. Bu yüzden Haşdi Şabi üyelerinin insani davranışları Irak halkı arasında sempatilerinin artmasına vesile oldu.

Irak’ta çatışma bölgelerinde hasarları ve yıkımları asgari seviyeye indirmeye çalışan Haşdi Şabi hareketini çatışma yöntemi, Amerika terör ordusunun büyük hasarlara ve insani kayıplara yol açmasına kıyasla çok düşüktü ve bu da harekete olan eğilimin artmasını yol açmıştır.

Irak ordusu ile Haşdi Şabi hareketinin ortaklaşa yürüttükleri harekatlardan biri Musul harekatıydı. Bu kent tekfirci IŞİD terör örgütü elebaşıları ve komutanlarının üssü konumundaydı ve nüfusunun yoğun olması ve coğrafi özellikleri itibarı ile kurtuluş harekatı ciddi zorluklarla beraberdi.

Musul hareketi ve kente girme süreci 17 Ekim 2016’da ordu birlikleri, Kürt Peşmerge güçleri ve Haşdi Şabi güçlerinin ortak harekatı çerçevesinde başladı. Kent sonunda 9 Temmuz 2017’de kurtarıldı. Bu harekat sırasında 25 bin IŞİD teröristi helak oldu. Bu teröristlerinden 450 kadarı ise intihar eylemcileriydi.

Hali hazırda ise Haşdi Şabi hareketi halkın içinden çıkan inançlara, kanunlara ve halka dayalı bir yapı olarak gerçekte işgalcilerin Saddam sonrası dönemde temelini attıkları yapılanmanın yetersizliklerinden kaynaklanan boşluğu dolduruyor ve Irak’ta milletin ve devletin güvenliğini temin etmekte etkili bir güç olduğu anlaşılıyor.

Musul’u kurtarma harekatından sonra Amerikalı yetkililer ve bu zümreye bağlı medya organları bu zaferi kendileri ve lojistik destekleri ve eğitimleri ile elde ettikleri yönünde yoğun propaganda başlatarak bölge milletleri ve özellikle Suriye ve Irak halkı arasında terör belası Amerika’nın yardımı olmaksızın bertaraf edilemeyeceği duygusunu yaratmaya çalıştı. Oysa gerçekte Amerika’nın çifte standart tutumu Haşdi Şabi hareketinin terörle mücadelede yürüttüğü faaliyetlerle asla kıyaslanamayacak kadar naçizanedir. Nitekim Haşdi Şabi hareketi IŞİD teröristleri ile mücadele ederken Amerika terör devletinin bu örgüte destek verdiğini ve Haşdi Şabi mevzilerini vurduğunu ortaya koyan birçok kanıt bulundu. Bu yüzden Amerikalı yetkilerinin IŞİD ile mücadele ettikleri iddiası bir yalandan ve iki yüzlülükten başka bir şey olmadığı anlaşılıyor.

Irak’ta dini ve etnik gerginlikler, bu ülkenin teröre karşı başarısız olması ve şimdiki sorunlarla karşı karşıya gelmesinde önemli etkenlerden biriydi. Ancak Haşdi Şabi hareketi Şii Sünni ittifakı ve vahdeti alanında en güzel örneği ortaya koydu ve bu bağlamda büyük başarılara imza attı.

Haşdi Şabi hareketinin en önemli kazanımlarından biri Şii-Sünni ittifakında önemli rol ifa etmesi oldu. Haşdi Şabi hareketi Irak toplumunun içinden insan gücünü temin etmekle tekfirci terör örgütü ile mücadelede toplumsal bir dayanışmayı gerçekleştirdi. Nitekim Irak’ta güvenliğin sağlanması halkın tüm kesimlerinin katılımı ile mümkün olduğu ve bu ülkede kalıcı güvenliği sağlayabileceği anlaşılıyor.

Öte yandan Haşdi Şabi hareketi Irak’ta tüm dini ve etnik grupların terörle mücadele sürecine katılması Irak milletini nisbi vahdete yönelttiğini belirtiyor.

Haşdi Şabi hareketi Irak yasalarına uygun ve diğer silahlı kuvvetlerle birlikte 2015 ve 2016 yıllarında insan gücünün yüzde 30 kadarını Şia olmayan vatandaşların arasından cezbetmekle yükümlü hale getirildi ve 2017 yılında çıkarılan yeni bir yasaya göre insan gücü cezbetme sürecinde belirlenen oranlara uymakla görevlendirildi.

Haşdi Şabi hareketi hali hazırda insan gücünün dörtte biri ila üçte biri kadar Şii olmayan ve başka dini ve etnik gruplara mensup olan vatandaşların arasından seçildiğini belirtiyor.

Haşdi Şabi hareketinin Başkan yardımcısı şehit Ebu Mehdi Mühendis de yaptığı açıklamada Ayetullah Sistani’nin cihat fetvası sadece Şia Müslümanları değil aynı zamanda ister Şii ister Sünni tüm Iraklı vatandaşları kapsadığını belirtti. Nitekim Ehl-i Sünnet’ten Suluiye grubu hemen Haşdi Şabi hareketine katıldı. Haşdi Şabi hareketi kentleri kurtardıktan sonra da her kentin yönetimini kent halkına emanet etti. Örneğin Tikrit, Felluce ve Halidiye kentleri kurtarıldıktan sonra kent halkına teslim edildi. Dolayısıyla muhaliflerin Haşdi Şabi hareketini kentleri Ehl-i Sünnete baskı uygulayarak ele geçirdiği iddiasının aksine hiç bir kentin nüfus yapısını değiştirmedi ve IŞİD’den farklı olarak kentleri IŞİD işgalinden kurtardıktan sonra  Irak’ın bütünlüğü ve Şii Sünni vahdetine vurgu yaptı.

Haşdi Şabi hareketi aynı tutumla Irak parlamentosunda Şii seçmenlerin yanı sıra Şii olmayan seçmenlerin de oylarını kazanmayı başardı, nitekim parlamentoda Haşdi Şabi bütçesi görüşmeleri sırasında bu bütçeye olumlu oy veren 208 milletvekilinden 145’i Şia ve 63’ü Türkmen, Kürt ve Ehl-i Sünnet milletvekillerinden oluşuyordu.

Haşdi Şabi hareketi sosyal ve siyasi özelliklerine göre halkçı olmakla beraber Iraklı büyük alim Ayetullah Sistani’nin fetvasına dayanarak küresel istikbara karşı verdiği mücadele ile Irak halkı arasında büyük sempati kazandı.

Haşdi Şabi hareketinin Irak’ta yasal varlığı bu ülkede tekfirci terörün yeniden ihya edilmesi yolunda en büyük engeldir. Nitekim direniş ekseni düşmanları da bu konunun bilincinde oldukları için halâ bu hareketi karalama kampanyalarını sürdürüyor.

Haşdi Şabi Hareketi’nin kazanımları- 1. bölümü okumak için alttaki bağlantıyı tıklayın

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu