Dünya Müslüman ve Mazlumlarının rehberi Pazartesi günü, ülkede yaşanan son olaylarla ilgili önemli konuşmasına, düşmanın İran İslam cumhuriyetine karşı etnik grupların kışkırtmada yanlış hesaplarda bulunduklarını söyledi.
Ayetullah Seyid Ali Hamenei konuşmasının bir bölümünde düşmanın ülkenin kuzey batı ve güney doğu bölgesi ile ilgili hesaplarında hata yaptığına değinerek şöyle konuştu: “Ben Beluç halkı arasında yaşadım, onlar İran İslam Cumhuriyeti’ne derinden bağlı. Kürt halkı da aynı şekilde vatan ve İslam’a bağlıdır. Bu nedenle düşmanın planları işe yaramayacak… Düşmanların planları ve eylemleri onların batınını gösteriyor. Diplomatik açıklamalarına İran’a saldırı niyetinde ve nizamı değiştirme ve düşmanlık niyetinde olmadığını söyleyen bu düşmanın böyle bir batını vardır ve komplo, kargaşa çıkartmak, ülke güvenliğini yok etmek ve bazı heyecanlarla kışkırtılabilen bazılarının heyecanlarını kışkırtma peşindedir.”
İslam inkılabı rehberinin bu sözleri, düşmanın Sistan ve Belucistan eyaleti gibi bazı bölgelerdeki eylem ve kışkırtmalarına işarettir. Zira son günlerde düşmanlar ve bağlı teröristler, kendi hedefleri olan güvensizlik, terör, halkın kışkırtılması ve bölünmelere ulaşmak için kargaşa ve isyanlar oluşturmaya çalıştılar.
Cuma günü Zahidan kentinde güvenlik ve Besic güçlerinden bazılarının şehadeti ve yaralanması, kamu mallarının tahrip edilmesine sebep olan olaylar, düşman ve unsurlarının İslami İran halkının vahdet ve güvenliğini hedef aldığını açıkça gösterdi.
Fakat Sistan ve Belucistan eyaletinin çeşitli kabileleri ve halkının uyanıklığı ayrıca güvenlik güçlerinin iktidarı ile düşmanın son senaryosu da eskiden olduğu gibi başarısız kaldı, Zahidan Ehl-i Sünnet ve Şii din alimleri halkı sükûnete çağırarak, temiz duygularının sömürülmesine ve vatandaşlarının can güvenliğinin yok olmasına izin verilmemesine tavsiye ettiler.
İslam inkılabı rehberi tarafından defalarca övülen ve Ayetullah Hamenei’nin kalben bağlı olduğunu belirtti kavimlerden biri Beluç kavmidir. Ayetullah Hamenei 1999 yılında Şiraz kenti hoca ve üniversite öğrencilerinden bir grupla görüşmede şöyle buyurdu: “İnkılabın başlarını, siz gençler hatırlamazsınız. İnkılabın ilk yılında neredeyse ülkenin dört bir yanında kavmiyetçilik sloganı ile savaş ve çatışmalar yaşandı. Belucistan’da, Kürdistan’da, Türkmen Sahra’da, çeşitli noktalarda; kavmiyet bahaneleri ile. Olayı izlediklerinde bu kavimlerin hiç birinin İslam ve İslam inkılabı ile bir sorunları olmadığını anladılar. Ben bizzat Belucistan’da yaşadım. Oraya sürgün oldum ve Beluçları tanıyordum. Onların inkılap ile en ufak sorunlar olmadığını biliyordum; fakat bir grup, Beluç adı ile ve hileli bir grup inkılaba karşıydılar. Aynı konu Kürdistan için de geçerliydi. Aynı mesele Türkmen Sahra için de vardı. Daha sonralarında bu kışkırtmaların nerden olduğu aydınlığa kavuştu, nereden kışkırtıldıkları belli oldu.”
Hiç şüphesiz Sistan ve Belucistan’ın Şii ve Ehl-i Sünnet halkının vahdet ve birlikteliği, düşmanların öfkesine sebep oluyor ve bu yüzden bu eyalet halkı arasında tefrika oluşturarak halkı İslam cumhuriyeti nizamına karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Fakat Sistan ve Belucistan halkı seçimlere katılmak ve 2002 yılında İslam inkılabı rehberi gibi İslam cumhuriyeti nizamın yetkililerini coşkulu karşılaması gibi çeşitli alanlarda İslami nizam ve İran halkı ile vahdet içinde olduklarını göstermişlerdir.
Bu olayın en son örneği ise Zahidan terör olayında, devrim muhafızı ve gönüllü halk güçlerinin 4 şehidin Pazar günü halkın büyük katılımı ile düzenlenen cenaze töreniydi. Törene katılanlar devrim muhafızları ve gönüllü halk güçlerinden bazılarının şehadeti ile sonuçlanan Zahidan karakoluna saldırıyı kınadılar. Bu görkemli tören bir kez daha İran’daki kavimlerin büyük ve güçlü bir vahdetle beraber yaşadıkları, düşmanın bu vahdete çatlak ve ayırım oluşturmasının yenilgiye mahküm olduğunu gösteriyor./
