DÜNYAMEDYA ANALİZ

Erdoğan, Suriyeli İsyancıların Başarısızlıkları Karşısında Histerikleşti

Bir siyasal analist, Press TV’ye Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’deki isyancıların aldığı yenilgiler karşısında histerik bir hal aldığını söyledi.

 Bir siyasal analist, Press TV’ye Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’deki isyancıların aldığı yenilgiler karşısında histerik bir hal aldığını söyledi.

Kamuoyu araştırmalarına göre, Türk halkının yalnızca yüzde 5 ila 10’luk bir kısmı hükümetlerinin Suriye’ye yönelik politikalarını destekliyor.

Bu, Suriye’nin Türkiye’yi – Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte – içlerinde çok sayıda güvenlik görevlisi ve ordu mensubu da olmak üzere pek çok Suriyelinin hayatına mal olan kanlı bir ayaklanmayı desteklemekle suçladığı ve Suriye ile Türkiye arasındaki gerilimin tırmandığı bir süreçte oldu.

Press TV, konuyu daha ayrıntılı tartışmak üzere, Washington’dan bir yazar ve tarihçi olan Dr. Webster Griffin Tarpley ile bir röportaj yaptı. Aşağıda, bu röportajın yüzeysel bir çözümlemesini sunuyoruz.

Press TV: Öncelikle, Türkiye’nin sivil uçakla ilgili davranışı hakkındaki ilk izleniminizin ne olduğunu merak ediyorum.

 Tarpley: Tahminimce Türkiye Başbakanı Erdoğan bir Yunan tragedyasından bir alıntı yaparsam memnun olmaz, ama o eski söz der ki, “tanrılar birini yok edecekleri zaman, onu önce delirtirler”.

Erdoğan fazla uçtu. Amerika Birleşik Devletleri tarafından, pek çok defa yapılan özel telefon görüşmeleri sırasında Obama tarafından kendisine, Suriye rejiminin bir kâğıttan kale gibi devrileceği ve arkasından onun rejim değişikliğinin kahramanı olarak öne çıkacağı söylendi.

Suriye’de böyle olabilirdi, Tunus ve Mısır gibi olabilirdi, ama elbette bu gerçekleşmedi.

 Erdoğan, sağduyuyla kayıplarını kapatmak ve geri çekilmek yerine, hızını iki misline çıkarıyor. “Ya sonuna kadar, ya hiç” diyor. Şu an kendisini bu korkunç noktaya sabitlemiş durumda ve elbette bu durum, dünya için trajik sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyor.

Bir Suriye ticari uçağında bulunan Rus kargosuna müdahale etme fikri normal alanın gerçekten de dışında ve Erdoğan’ın, olmak istediği lider tipiyle hiçbir ilgisi olmayan, istikrarsız, dengesiz, ruhsal durumu birden değişebilen bir lider olarak görünmesine neden oluyor.

Şimdi, elbette Rusya’yla diplomatik bir münakaşa yaşıyor. Rus Dışişleri Bakanı, Türk büyükelçisini çağırdı ve izahat istedi. Gergin bir süreç yaşanıyor.

 Bana öyle görünüyor ki, esas umut, Türkiye içindeki rasyonel güçlerin harekete geçmesi… Çoğunluktan bahsediyoruz, doğru değil mi? Bir araştırmaya göre nüfusun yüzde 82’si bu durumun artık devam etmemesini istiyor. Bu insanlar Erdoğan’ı sınırlayabilir, ortamı sakinleştirmesini, gerilimi azaltmasını, deneyimi dikkate almasını isteyebilir. Bu bir başarısızlık olacaktır, fakat Erdoğan’ın başarısızlık yaşaması, Türkiye’nin trajedi yaşamasından iyidir.

 Press TV: Suriye içinde ve dışındaki Türkiye’den kaynaklı baskılara rağmen, Suriye üzerine her türlü basınç uygulanmaya başlanmasının üzerinden yaklaşık iki yıl geçmiş olmasına rağmen hükümet hâlâ büyük ölçüde zarar görmemiş durumda. Bu, Esad hükümetinin öyle ya da böyle meşru olduğunun ve Suriyelilerden geniş bir destek gördüğünün göstergesi olarak kabul edilebilir mi?  

 Tarpley: Öyle. Hükümetin kesinlikle geniş bir desteği var. Reform sürecini hayata geçirdiler. Sovyet Komünist Partisi’nin 20 yıl önce yaptığını, Çin Komünist Partisi’nin muhtemelen yakında yapacak olduğunu yaptılar ve kendilerini iktidarın daimi sahibi olmaktan çıkardılar.

Baas Partisi artık otomatik olarak yönetici parti değil. Çok partili bir seçim sistemi hayata geçirildi. Bu, doğru yolda mütevazi bir başlangıç, ama önemli bir adım.

Her şeyin ötesinde, bana öyle geliyor ki Esad hükümetinin verdiği askeri mücadele, Özgür Suriye Ordusu’nu önemli ölçüde yenilgiye uğrattı. Bu, Erdoğan’ın dengesiz davranışlarda bulunmasına neden oluyor.

Suriye’deki isyancılara, ya da benim kullanmayı tercih edeceğim ifadeyle ölüm mangalarına bakarsanız, faal durumda 300 kadar farklı ölüm mangası olduğunu görürsünüz. Eskiden Özgür Suriye Ordusu’ndan Albay Esad’ın isimsel liderliği altındaydılar.

 Fakat şimdi Katar televizyonunun bile bize söylediğine göre, ölüm mangaları üç ayrı kampa bölünmüş durumda; bunlardan biri, açıkça Suudi Arabistan’la ilişkili gibi görünen bir din adamı tarafından yönetiliyor.

Suriye Ulusal Meclisi dağıldı. Temel kişiler ayrıldılar. Muhtemelen bir yerlerdeki otellerde yaşıyorlar ve haklarında hiçbir şey duymuyorsunuz.

Özgür Suriye Ordusu şimdi parçalandı. İnisiyatifi kaybetmişler gibi görünüyor. Artık mahalleleri ele geçiremezler. Şam veya Halep’i fethetmeye artık yardımcı olamazlar. Halep’in son mahallelerinden de çıkarılmışlar gibi görünüyor.

 Özgür Suriye Ordusu Halep ve Türkiye sınırı arasına sıkıştırılmış durumda ve dolayısıyla sona yaklaşıyor. Elbette düşük-orta yoğunluklu gerilla savaşı verebilirler. Sanırım bir süre daha bunu yapabilecekler.

Fakat bir bölgeyi ele geçirebilen bir güç anlamında söylemek gerekirse, Temmuz ayı ortalarında hükümeti bitirmek istediler. Ancak bu olmadı. Eylül ayı sonlarında bir bombalama kampanyası başlattılar. Bu da yürümedi.

Öyle görünüyor ki sözde Özgür Suriye Ordusu yenilgiyle karşı karşıya ve işte tam da bu nedenle Erdoğan, histerik hale gelmiş durumda ve bu gruplar tamamen çözülmeden bir şeyler yapma ihtiyacı duyuyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu