HABERLER

İSLAM’DA LİDERLİK VE SORUMLULUKLAR

Sizden Gelenler Köşemize gönderilen,”İslam’da liderlik ve Sorumluluklar “başlıklı ve konunu güzelce izahının yapıldığı yazıyı sizlere sunuyoruz.(islamaktuel)

 İSLAM’DA LİDERLİK VE SORUMLULUKLAR

Allah-u Teala, Hz.Adem(as)’den başalayarak ta son peygamber olan alemler sultanı Hz.Muhammed Mustafa (sav)’ya kadar silsile şeklinde birbirine bağlı olan nurani bir zincir halkalarını oluşturan ilahi elçi-imam- lider-mübelliğ -öncü- model-örnek şahsiyetler olarak 124 000 peygamberi insanlığa saadet ve kurtuluş kapısı açmak ayrıca hidayet önderleri olmaları için göndermiştir…
Hatem-ul Enbiya olan Peygamber Efendimiz(sav)’de son peygamber olarak insanlığın kendisinden sonraki dönemlerde Al-i Muhammed olan Ehli Beyt’ine uymasını emir ve tavsiyelerde buyurmuşlardır… ” Size, uyduğunuz takdirde benden sonra asla sapmayacağınız iki ağır emanet bırakıyorum. Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür. Biri, Allah’ın Kitabı’dır. Semâdan arza uzatılmış bir ip durumundadır. (Diğeri de) kendi neslim-itretimEhl-i Beytim’dir. Bu iki emanet, cennette Kevser havuzunun başında bana gelip (hakkınızda bilgi verinceye kadar) birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Öyleyse bunlar hakkında, ardımdan bana nasıl bir halef olacağınızı siz düşünün”(Tirmizî, Menâkıb 77, (3790) Bu hadis çerçevesinde günümüze ışık tutan ve Risale-i Nurda Ehli Beyt’in yüceliğini ve önemini bir çok yerde izahatını yapan Bediüzzaman Hazretlerinin şu nur sözleri günümüzü özellikle hak cephenin Ahir demde ki imamı zamanı olan Hz. Mehdi ve vasıflarını izah edip aydınlatmaktadır…
“(Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin kema salleyte ala İbrahime ve ala ali İbrahime fil-âlemine inneke hamidün mecid) duası umum ümmet, umum namazında günde beş defa tekrar ettikleri bu duâ, bil’müşahede kabul olmuştur, ki; Al-i Muhammed aleyhissalatü ve alihi vesellem, Al-i İbrahim aleyhisselam gibi öyle bir vaziyet almış ki; umum mübarek silsilelerin başında, umum aktar ve asarın mecmualarında o nurânî zatlar kumandanlık ediyorlar. Ve öyle bir kesrettedirler ki; o kumandanların mecmuu, muazzam bir ordu teşkil ediyorlar. Eğer maddi şekle girse ve bir tesanüd ile bir fırka vaziyetini alsalar, İslamiyet dinini, millîyet-i mukaddese hükmünde rabıta-i ittifak ve intibah yapsalar, hiçbir milletin ordusu onlara karşı dayanamaz!… İşte o pek kesretli, o muktedir ordu, Al-i Muhammed aleyhissalatü vesselam’dır ve Hazret-i Mehdi’nin ‘en has’ ordusudur. ” (Mektubat: 408-409)
“ Büyük Mehdînin çok vazifeleri var. Ve siyaset âleminde, diyanet âleminde, saltanat âleminde, cihad âlemindeki çok dâirelerde icraatları olduğu gibi…. Âl-i Beyt, elbette âhir zamanda, şeriat-ı Muhammediyeyi ve hakikat-ı Furkaniyeyi ve sünnet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) ihya ile, ilân ile, icra ile, başkumandanları olan Büyük Mehdînin kemâl-i adaletini ve hakkaniyetini dünyaya göstermeleri gayet mâkul olmakla beraber, gayet lâzım ve zarurî ve hayat-ı içtimaiye-i insaniyedeki düsturların muktezasıdır.” (Şualar:5)
” …İkinci vazifesi: Hilâfet-i Muhammediye (a.s.m.) unvanıyla şeâir-i İslâmiyeyi ihya etmektir. Âlem-i İslâmın vahdetini nokta-i istinad edip beşeriyeti maddî ve mânevî tehlikelerden ve gazab-ı İlâhiden kurtarmaktır. Bu vazifenin, nokta-i istinadı ve hâdimleri, milyonlarla efradı bulunan ordular lâzımdır. “(Emirdağ Lahikası)
Günümüzle ilgili olan şu belirtilen müjdeleri şu an içinde bulunduğumuz dünya realitesini gözönünde bulundurarak Hz.Mehdi(as)’ı nasıl bir lider olarak tasavvur ediyoruz?…Tüm müslümanlar herhalde Peygamber efendimizin yansıması olan bir zat olarak heryönüyle Peygamberi hatırlatan O’nu hayalimizde canlandıran nurani kişilğe sahip yüce bir şahsiyet olacağını düşünür-bekler…
Bugün dünyada İslamı ve müslüman halkları temsil ettiklerini koruyup kolladıklarını idda eden bazı demokrat ve kıravatlı, aşuftelerle sarmaş dolaş, şeytanlara yoldaş, Frenklere-Avrupalılara-siyonistlere ve emperyalistlere sırdaş, görünüşleri de içi boş kütükler mi hak cephesinin liderleri olmaya ehildirler?…Yoksa zahiri ve batıni yönüyle Allah’a yönelmiş, Sünneti Resulullah’ın timsali olmuş, asla İslam’a zıt söz ve davranışlarda bulunmamış, tüm İslam düşmanlarına karşı tek kalma pahasına da olsa asla taviz vermemiş onlarla sırdaş ve müttefik olmamış, imanın, ilmin, ihlasın ve irfanın şahikasına ulaşmış, en karanlık dönemde şahlık rejimini yıkarak İran İslam inkılabını kurmuş ve milyonlarla efradıyla diyanette, bilim ve teknolojide, ekonomide, siyasette üst seviyelere ulaştırmış, siyonistlerin ve emperyalistlerin baş düşmanı olan Hz.Seyyid İmam Ruhullah Humeyni (ra) ve günümüzde Hz. Seyyid imam Ali Hamaney mi ehildir?…
İslam’da liderlik ve biat konusu o kadar önemlidir ki, müslümanların ilahi yardıma ve rahmete mazhar olmalarının şartı kılınmıştır… “Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli (yardımı, nusreti, rahmeti, mağfireti) onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.”(Fetih:10) “Kim ki kendi döneminin imamını tanımadan-bağlanmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüştür.”(Hadis-i Şerif)…
Peygamberlerin herbiri kendi döneminde Allah’a imanla birlikte kendi elçiliğine de iman etmeyi müslüman olabilmenin şartı kılmış olup bu bağlılıktan çıkan veya nakıslık- cimrilik yapanların- bağlılığın gereği olan itaatı yerine getirmeyenlerin, şüpheyle yaklaşanların kendileri aleyhine olduğunu yani hüsrana uğrayacaklarını unutkan ve cahil olan insanın nazarı dikkatine sunmuştur…
Kimse kendi döneminde ilahi ve hakk olan lideri-imamı, “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e ve sizden olan ululemre (imama-öndere) de itaat edin….”(Nisa:59) değişik bahanelerle (mezhebi, ırki, coğrafi gibi) bağnazlıklarla, veya kendi şahsi duygu ve düşüncelerine narsistçe sarılarak bırakıp-terk edip tağutlara uymasınlar-medet beklemesinler…ki “Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâgut’a inanmamaları kendilerine emrolundugu halde, Tâgut’un önünde muhakemeleşmek-adalet bekliyorlar- istiyorlar. Halbuki (insi ve cinni) şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.”(Nisa:60)
Allah’ı, Resulünü ve ululemri-hakk lideri bırakıpta değişik değişik şeytani yollara sapmış, ilahi emirleri- Allah’ın hükümlerini bırakıp kendi hevalarından uydurduklarına göre koyulan kanunları yürürlükte tutan ve ona göre hareket eden ve insanlarıda buna uymaya çağıran, kıravatlı- demokrat Amerikancı Frenkmeşreplere, Avrupanın kokuşmuş kültür ve ahlaksızlığının pazarcılarına, tağutlara, islami görünümlü ancak herşeyiyle (yaşantısı, düşüncesi, konuşması, kılık kıyafeti, edindiği dostlarıyla….) islama muğayyir-zıt dilbaz münafıklara, her günahı meşrulaştırmaya çalışan ve teşvik eden fasıklara uymasınlar- onlara itimad-güven duymasınlar, değil onları kendilerine lider ve önder edinmek onlardan olabildiğince hem sözlü hem fiili beri-uzak olunmalıdır…
Öyle lider ve önderler ki ilahi yolun üstüne oturup çok halis ve dost olduğunu ve dindar olduğunu vurgulayıp sözde İslami bir şahsiyet olduğunu göstermeye insanları kendine bağlamaya çalışan ancak tüm icraatları ile islam kalesinin dibine dinamit koyan, islam düşmanlarıyla dost ve müttefiklik yapan onların plan ve projelerine yardım ve yataklık yapan, İslam halklarını kurtarma adına yurtlarından edip yuvalarını söndüren, vatanlarını-ülkelerini harabeye çeviren, siyonist ve emperyalistlerin tüm emellerine aşkla hizmet edip madalyalar kazanan, halkına karşı ise sağır ve ağır davranan, aldatan, müslüman halka sert ve haşin, parçalayıcı ve yırtıcı, katledici, suçlayıcı ancak siyonist ve emperyalist kadim dostlarına karşı ise gayet alçak gönüllü, hoşgörülü, anlaşmalı olan deccaller, şeytanlar silsilesinden ve sistemlerinden her yönden uzak durup hilelerine aldanmamalıdır…
Aksi bir yol tercih edip kendini kandırmanın sonucu ise hüsran ve pişmanlık dolu bir ahireti netice vereceğini her aklı selim insan bilir-anlar-anlamalıdır…. vesselam.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Kalemine sağlık. Güzel yazı. Ülkemizdeki islamcı görünümlü siyonistlere ve saf, kandırılmış müslümanlara, islamcı görünümlü siyonistlerin her yaptığına kılıf bulan cahillere ithaf olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu