DÜNYAMEDYA ANALİZ

İsrail’in İran’a Saldırı İhtimali

“Savaşın bitiminin ardından da Hizbullah komutanları, Filistinli direniş gruplarının İsrail ordusuyla karşı karşıya geldiği bu savaşta elde ettiği yeni tecrübelerden gerekli dersleri ve ibretleri çıkarmak için derin bir araştırmaya giriştiler.”

 Direnişin 8 günlük savaştaki gurur verici zaferi, Direniş cephesinde kendine güven oluşturmasının yanı sıra gelecek için dikkate değer olabilecek daha başka ilgi çekici noktalara da sahiptir. Bu konu Lübnan Direnişinin önderlerinin gözünden kaçmadı. Lübnan’ın el-Sefir gazetesi yaptığı bir haberde bu konuyu ele aldı. Haberin tam tercümesini takdim ediyoruz:

 

Raja Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, Siyonistlerin Gazze’ye saldırısının devam ettiği 8 günde, Hizbullah her türlü saldırı ihtimaline karşı en üst düzeyde alarma geçti ve karşılık için %100 hazırlık yaptı. Savaşın bitiminin ardından da Hizbullah komutanları, Filistinli direniş gruplarının İsrail ordusuyla karşı karşıya geldiği bu savaşta elde ettiği yeni tecrübelerden gerekli dersleri ve ibretleri çıkarmak için derin bir araştırmaya giriştiler.

 

Bu durumda Hizbullah’ın, gerek savaş boyunca ve gerekse savaştan sonra şu usul üzere hareket ettiğini söyleyebiliriz: Bu, Siyonistler ve düşmanları arasında bir savaştır ve her ne kadar (bazen Lübnan, bazen Gazze vs. gibi) farklı cephelerde savaşılmış olsa da Hizbullah, Gazze’deki bu savaşın tüm ayrıntılarını kendiyle bağlantılı görmektedir. Hatta Hizbullah’ın Gazze’de elde edilen zafere bir şekilde ortak olduğu da söylenebilir. Zira Hizbullah, geçtiğimiz birkaç yıl içinde abluka altındaki Gazze’ye silah gibi askeri ve teknik malzemenin ulaştırılmasına iştirak etmiştir.

 

İsrail ile savaşan farklı cephelerin arasındaki bu irtibata dikkat edilecek olunursa, (tüm boyutlarıyla) 8 günlük savaşın, ileride Lübnan ve hatta diğer bölge ülkelerini de sarabilecek büyük bir savaşın pratiğe dökülen küçük bir canlandırması olduğu görülebilir. Bu nokta, Hizbullah’ın büyük bir dikkat ve önemle bu savaşın tecrübelerini çözümlemesini, bundan çıkarımlar elde etmesini ve onun değişik noktalarını araştırmasının nedenini açıklamaktadır.

 

Bu bağlamda, Filistin-İsrail savaşının “son perdesi” Hizbullah’a, 33 ve 22 Gün Savaşları’ndan sonra düşmanın gücünün ne durumda olduğunu gerçek ve doğrudan bir şekilde ölçme ve İsrail’in bu savaşlardan sonra oluşturduğu ve harekete geçirdiği (hedefleri savaş boyunca İsrail ordusunda ve iç cephede oluşan hasarın onarılması olan) araştırma ve manevra gruplarının ne duruma geldiklerini değerlendirme fırsatı verdi.

 

Hizbullah’ın Şimdiye Kadar Gazze Savaşından Elde Ettiği Sonuçlar

 

Her ne kadar 8 günlük Gazze savaşının tüm noktalarının elde edilebilmesi için daha fazla zamana ihtiyaç olsa da, Hizbullah komutanları şu sonuçlara ulaşmış durumdalar:

 

1- 8 günlük savaştan sonra görüldü ki, İsrail istihbaratı ciddi şekilde zaafa duçar olmuş ve bu zaaf, Filistin Direnişinin füze gücünden haberdar olmamasına neden olmuştur. Bu mesele aynı şekilde, Tel Aviv’in ve Siyonist yerleşim bölgesi olan Batı Kudüs’ün füze yağmuruna tutulmasından dolayı komutanların ve İsrail sakinlerinin şaşkınlığının ve ne yapacaklarını bilememelerinin ortaya çıkmasına da yol açmıştır. İsrail istihbaratının yakınında bulunan küçücük Gazze’nin “gizli işlerinin” karşısındaki durumu böyleyse, Hizbullah’ın gizli güçlerinin ve hazırladığı sürprizlerin karşısındaki durumu ne olur?

 

2- Bir kere daha ispat olmuştur ki, İsrail ordusunun silahları ve hava kuvvetlerinin uçakları, savaşın kesin sonucunu belirlemeden acizdir ve bu ordunun kara kuvvetleri kara operasyonu yapmaktan korkmakta ve imkan dahilinde bundan uzak durmaya çalışmaktadır.

 

3- İsrail iç cephesinin, son yıllarda o kadar takviye etme çabalarına ve Siyonist yerleşimcilerle ortak harekât düzenleyerek askerin psikolojisini yüksek tutma girişimlerine rağmen, hala kırılgan ve parça parça olduğu ortaya çıktı. Tel Aviv’de veya Batı Kudüs’te Siyonist işgalcilerin kalplerine korku salınması ve feryatlarının yükselmesi için sadece füze uyarı alarmını duymalarının yeterli olduğu anlaşıldı. Elbette tüm bu yaşananlar füzenin isabet etmesinden önce girdikleri ruh halleridir. Füzeler her şeyden daha çok, İsraillilerin önderlerine olan güvenini ve sorumluların onların emniyette olduğuna dair verdikleri sözleri tahrip etmiştir.

 

4- İsrailli önderlerin kendilerini kaybetmeleri ve alelacele ateşkes istemeleri için birkaç füzenin İsrail’in büyük şehirlerine düşmesinin yeterli olduğunu gösterdi. Bu, İsrail’in gücünün durumu kontrol altına almada zaafı olduğunun göstergesidir.

 

5- Demir Kubbe’nin onca masrafa rağmen işgal edilmiş Filistin topraklarının içlerini koruyamayacağı ve onlarca veya yüzlerce füze karşısında delik deşik olmuş elekten başka bir fonksiyonunun olmadığı açıklığa kavuştu. Lübnan tarafından işgal edilmiş Filistin topraklarına yağmur gibi füze yağsa ne olacak peki?

 

Eğer İsrail Lübnan’a Saldırırsa…

 

Her ne kadar Hizbullah, henüz gelişmiş ve etkili silahlarını açığa çıkarmadıysa da, Seyyid Hasan Nasrullah’ın Aşura günü yaptığı konuşmasında, İsrail’in gelecekte Lübnan aleyhine girişeceği bir saldırıda Hizbullah tarafından işgal edilmiş Filistin topraklarına binlerce füze fırlatılacağına ve savaşın tüm işgal edilmiş Filistin topraklarına yayılacağına vurgu yapması, 2006 yılından bu yana Hizbullah’ın çok büyük ve stratejik bir gelişme kaydettiğinin göstergesidir.

 

Bu güçlere aşina olan kimseler, kesin ifadelerle “İsrail, Lübnan’a yapacağı her türlü saldırıda, Hizbullah’ın elinde bulunan ateş gücü ile gafil avlanacak. Bundan da öte, İsrail, Hizbullah’ın fırlattığı füzeleri hedefe isabet ettirmesini gördükçe şaşkınlığa düşecek” demekteler.

 

Bu bilirkişiler, İsrail’in önceki savaşta geri çekilmeden ve yenilgiyi kabul etmeden önce 33 gün çabaladığını hatırlatarak “Önümüzdeki savaşın başlangıcından sadece birkaç gün sonra İsrail sonucu kabullenmek mecburiyetinde kalacak ve anlayacak ki 33 Gün Savaşı bu savaşın yanında ‘piknikte tatil yapmak gibi’ bir şeydir.”

 

İran’a Saldırı İhtimalinin Azalması

 

Hizbullah’a yakın haber kaynakları, Gazze’ye yapılan 8 günlük saldırıdan sonra Lübnan’a ve İran’a saldırı ihtimalinin çok azaldığına inanmaktalar. Bu kaynaklar, İsrail’in daha önce Hizbullah’ın psikolojik savaş taktiği olarak kendi gücünü abarttığına inandığını, ancak şimdi Hizbullah’ın gerçekten elinde güçlü silahlar bulunduğuna inandığını ve Hizbullah’ın sözlerini artık başka türlü değerlendirdiklerini dile getirmektedirler. Kaynaklar artık İsrail’in, Filistinli direniş gruplarının elindeki gelişmiş ve taktik silahlara kıyasla, daha geniş bir manevra sahası bulunan Hizbullah’ın elindekilerin silahların mutlaka hem sayı hem teknik açısından daha güçlü silahlar olduğuna inandığını bildirmekteler.

 

Gazze Zaferinden Sonra Hizbullah’ın Önündeki Tehlike

 

Hizbullah’a yakın kaynaklar, İsrail’in gelecekte alacağı kararları etkileyecek olan “kısıtlanmışlık durumu” nedeniyle Hizbullah’ın rahatlığa düşmemesi gerektiğini dile getirmekteler. Zira İsrail kısıtlı alanda daha fazla ileri gidip doğrudan bir çatışmaya girmektense fitneler çıkararak Hizbullah’ı bunun içine çekmeye çalışabilir ve böylelikle doğrudan çatışmada elde edemediğini, Hizbullah’ı iç savaş gibi problemlere duçar ederek elde edebilir. Hatta bunu gerçekleştirmek için terör gibi şeylere başvurarak fitne yaratıp iç savaş çıkartabilir. İsrail’in oyunlarının etkisiz olabilmesi için tüm Lübnanlıların uyanık olması ve dikkatli davranması gerektirmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu