DÜNYAMEDYA ANALİZ

İşte Suriye Ulusal Koalisyonu ”GEORGE , SHELL LOBİCİSİ” El Ele

Suriye’deki teröristlerin yeni liderinin Shell için lobicilik yaptığı ortaya çıktı

ABD’nin iteklemesiyle Katar’ın başkenti Doha’da kurulan muhaliflerin yeni çatı örgütü Suriye Ulusal Koalisyonu’nun başına getirilen Şeyh Ahmed Moaz el Hatib’in geçmişte petrol tekeli Shell için lobicilik yaptığı ortaya çıktı.

ABD’nin girişimiyle kasımın ilk yarısında Katar’ın başkenti Doha’da kurulan, Batı destekli Suriyeli muhaliflerin yeni çatı örgütünün başına gelen Şeyh Ahmed Moaz el Hatib’in Batılı petrol tekelleriyle köklü bir ilişkiye sahip olduğu açığa çıktı.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Suriye Ulusal Konseyi’ni “işlevsiz” ve “muhalefeti temsil etmekten uzak” diye nitelemesinin ardından, kasım ayının ilk yarısı içerisinde muhalif grupların temsilcileri Katar’ın başkenti Doha’da buluşmuş ve Suriye Muhalefet ve Devrim Güçleri Ulusal Koalisyonu adlı yeni bir örgüt kurduklarını ilan etmişlerdi. Örgütün liderliğine ise Şeyh Ahmed Moaz el Hatib getirildi.

Moaz el Hatib; kısa bir süre içinde Türkiye, Katar, Fransa, İngiltere, Avrupa Birliği gibi devletler tarafından Suriye halkının “meşru temsilcisi” olarak resmen tanınan örgütün liderliğine getirildikten sonra birçok Batı başkentine gitti ve bu ülkelerin liderleriyle görüştü. Aynı süreçte Hatib hakkında Batı basınında övgü dolu yazılara yer verildi.

Suriye Ulusal Koalisyonu adlı örgütün liderliğine getirilmeden önce pek tanınmayan Moaz el Hatib’in fotoğrafları, birden bire Batı medyasının manşetlerini süslemeye başladı. Ana akım medyada Hatib’le ilgili yapılan haberlerde, ağız birliği edilerek, yeni muhalefet liderinin “ılımlı” ve “uzlaşmacı” bir kişiliğe sahip olduğu yazıldı.

Jeofizik mühendisi olan El Hatib’in bir dönem Emevi Cami’nde imamlık yaptığı ve verdiği vaazlar nedeniyle Suriye yönetimi tarafından bu makamdan uzaklaştırıldığı da ana akım medyada çizilen Moaz el Hatib portresine iliştirilen bilgiler arasındaydı.

Fransız haber ajansı AFP’nin “Uzlaşmacı adam: Şeyh Ahmed Moaz el Hatib” başlığıyla tedavüle soktuğu aşağıdaki “biyografi”, büyük ölçüde ana akım medyanın çizdiği “resmi Moaz profilini” özetliyor:

“1960’da doğan Şeyh Ahmed Moaz el Hatib, bir ara Şam’da bulunan Emevi Cami’nde imamlık da yapmış olan ılımlı, mütedeyyin bir kişi. El Hatib’in hiçbir siyasi partiyle ilişkisi bulunmuyor. El Hatib bağımsız olması ve daha geniş bir koalisyonun oluşturulmasına liderlik eden Riyad Seyf’e yakınlığı sayesinde muhalefetin uzlaşmacı lider adayı olarak öne çıktı. Moaz el Hatib’in Sufi İslam’a dayanan bir geçmişi var. O bir din adamı, uluslararası ilişkiler ve diplomasi konusunda çalışmış bir kişi ve ne Müslüman Kardeşler’le ne de muhalefet saflarında bulunan başka bir İslamcı örgütlenmeyle ilişkisi var. 2012’de Şam’da bulunan rejime son verilmesi çağrısı yaptığı için birkaç kez tutuklandıktan sonra Suriye’deki camilerde vaaz vermesi yasaklanan el Hatib, Katar’a sığındı. Şam doğumlu olan Moaz el Hatib, başkentin banliyölerinin, özellikle de Mart 2011’de barışçıl gösterilerin yoğun olduğu Douma’nın hareketlendirilmesi konusunda önemli bir rol oynadı. Suriye Ulusal Koalisyonu üyelerinden Halid el Zeyni onu, ‘Şeyh Hatib sahada gerçek bir halk desteğine sahip, uzlaşmacı bir kişi’ diye tanımlıyor.”

Moaz el Hatib için yazılan bu biyografide aslında sadece Şeyh Hatib’in Şam doğumlu olduğu, bir ara Emevi Camisi’nde imamlık yaptığı, bir süre sonra vaaz vermesinin yasaklanması üzerine Katar’a kaçtığı bilgileri doğru.

Mühendislik ve imamlık alanında deneyime sahip Şeyh Hatib’in uluslararası ilişkiler ve diplomasi alanlarında ise herhangi bir eğitimi ya da deneyimi bulunmuyor.

Fransız gazeteci Thierry Meyssan geçtiğimiz günlerde Voltairenet’te yayımladığı bir makalede, Şeyh el Hatib’in kısa resmi biyografisindeki yalan ve çarpıtmaları açığa çıkarak şu bilgileri verdi:

“Moaz el Hatib 1992’de babası Şeyh Muhammed Ebu el Farac el Hatib’den, prestijli Emevi Camisi vaizliği görevini miras aldı. Çok kısa bir süre içinde bu görevden azledildi ve Suriye’nin herhangi bir yerinde vaaz vermesi yasaklandı. Ancak bu olay 2012’de yaşanmadı ve bu olayın mevcut çekişmeyle bir ilişkisi de bulunmuyor. Olay, yirmi yıl önce, Hafız el Esad iktidardayken oldu. O dönemde Suriye Kuveyt’e yönelik uluslararası müdahaleyi destekliyor (…) Irak’taki rakibinden kurtulmaya çalışıyor ve Batı’yla yakın ilişkiler kurmaya çalışıyordu. Şeyh ise, ‘Çöl Fırtınası’na Osama bin Ladin’inkilerle aynı gerekçelerle karşı çıkıyordu (…).”

Aynı zamanda jeofizik mühendisi olan Moaz el Hatib, Emevi Camisi’nde imamlık yapmadan önce altı yıl boyunca (1985-1991) El Furat Petrol Şirketi’nde çalıştı. El Furat, ulusal petrol şirketiyle, aralarında Royal Dutch Shell’in de bulunduğu bir dizi yabancı şirketin ortak kurduğu bir kuruluştu. El Hatib, El Furat Petrol Şirketi’nden ayrıldıktan sonra da Shell’le olan bağlantılarını sürdürdü. Şeyh Hatib 1992’de Emevi Camisi’nden uzaklaştırıldıktan sonra ise, başta Hollanda Enstitüsü’nün Şam’daki merkezinde olmak üzere çeşitli yerlerde din hocalığı yaptı.

Meyssan, Şeyh Hatib’in biyografisine şöyle devam ediyor:

“Şeyh Hatib, 2003-2004 yıllarında petrol ve gaz imtiyazları verilirken Suriye’ye Shell’in lobicisi olarak geri döndü.”

“Suriye’ye bir sonraki dönüşü ise 2012’de oldu. Bunda da Douma’yı galeyana getirdi. Tutuklandı, daha sonra affedildi, Temmuz ayında ülkeyi terk ederek Kahire’ye yerleşti.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu