DÜNYAİNSAN HAKLARISuriye

Lübnan saldırısının cevabı Suriye’deki savaş meydanında yiğitçe ve sertçe verilecektir

İranlı politik analist Seyyid Efkahi Beyrut bombalaması hakkında Meşrik News’e röportaj verdi:

Meşrik News: Abdullah Azzam grubunun bu saldırıyı üstlendiği haberi geldi. Bu grup ve El Kaide ile ilişkisi hakkında bilgi verir misiniz?

Seyyid Efkahi: El Kaide örgütü doğrudan patlamanın sorumluluğunu üstlenmedi. Saldırının sorumluluğunu bu Abdullah Azzam grubu üstlendi. Abdullah Azzam, Afganistan’daki Sovyet işgalcileri karşısındaki mücadelede yer alan Filistin asıllı savaşçılardan biriydi. Elbette bu grup da El Kaide ile paralel bir yapılanmadır.

Sizce Beyrut’taki İran konsolosluğu önünde gerçekleşen bu terörist saldırıya yol açan nedenler nelerdi?

Bu terörist saldırının gerçekleşmesinde pek çok neden rol oynadı, ilk neden İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgedeki emperyalizm ve siyonizm karşıtı direnişin koçbaşı olmasıdır. İkinci neden ise doğrudan elçilik binamızın Lübnan’daki konumundan kaynaklanmaktadır. Beyrut’taki büyük elçiliğimiz Filistinli, Lübnanlı, Sünni, Dürzi vs. tüm cihadî ve direnişçi grupları manevi açıdan koruyan bir şemsiye mesabesindedir. Bu nedenle Beyrut’taki elçiliğimiz Direniş’in ve istikbarla mücadelenin mazharı konumundadır.

Bazıları bu saldırının Seyyid Hasan Nasrullah’ın Aşura günü yaptığı ve Suriye’de kalmaya ve tekfirci teröristler karşısında savaşmaya devam edeceklerini söylediği konuşmasına bir cevap olduğu yorumunu yaptılar. Bu saldırının Aşura günü yapılması ihtimali de vardı. Bu patlama, her ne kadar İran’ın Beyrut Kültür Ateşesi Ensari Bey gibi değerli ve suçsuz insanların şehadetine neden olmuşsa da, kutlu bir hadiseye de yol açmıştır. Bu da Lübnanlıların, İranlı ve Suriyelilerin kanlarının bu yolda birbirine karışmasıdır. Bu hadise direniş akımının emperyalizmin karşısındaki birliğinin tecellisidir.

Bu patlamayla Suriye’deki terörist grupların aldığı büyük yenilgiler arasında doğrudan bir bağlantı var. Sizin bu konudaki analiziniz nedir? Suriye devlet muhaliflerinin himaye edicileri, özellikle Arabistan’ın bu konudaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu terörist patlamanın asıl nedenlerinden biri teröristlerin ve onların destekçilerinin Suriye’de birbiri ardına aldıkları yenilgiler ve Kalamun’daki kader belirleyici operasyondur. Dağlık Kalamun bölgesi gerçekte Özgür Suriye Ordusu, IŞİD ve Nusra Cephesi’nin firarilerinin sığınağı konumundadır. Burası çok önemli bir noktadır ve ben Bender bin Sultan’ın yaklaşık üç hafta önce Benyamin Netenyahu ile yaptığı görüşmesinden sonra “Hizbullah’ın Kalamun savaşını başlatması halinde biz de Lübnan’ı kuzeyden güneye ateşe veririz”, diye tehdit savurduğunu çok iyi biliyorum. Bence Suudiler ateşle oynamaya başladılar.

Her türden tecavüzden özellikle masun olması gereken büyükelçiliklere saldırılması sizce nasıl sonuçlar doğuracak?

Elçiliklere saldırılması gerçekte kırmızı çizgilerin aşılması anlamına gelir ve ilerde bu saldırıların başka ülkelerdeki elçiliklere saldırılmasına yol açması mümkündür. Arabistan ve bu ateşle oynamayı başlatan diğer oyuncular ilerde bunun sonuçlarını kontrol edemeyeceklerini anlayacaklar ve bunun boyutları da çok kapsamlı olacaktır.

Meşrik News: Bu patlamanın Suriye’deki askeri gelişmelerle ilgisini göz önüne aldığımızda, Direniş’in bu patlamaya cevabının nasıl olacağını düşünüyorsunuz?

İran İslam Cumhuriyeti, Hizbullah ve Direniş hareketinin bu patlamaya vereceği cevap stratejik bir yanıt olacaktır. Cevabımız terörist bir operasyon şeklinde olmayacak, bu türden operasyonlar gerçekte yenilgiye uğramış güçlerin davranışıdır ve bunda hiçbir yiğitlik ve üstünlük yoktur. Biz bu patlamanın cevabını Suriye’deki savaş meydanında yiğitçe ve sertçe vereceğiz elbette.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu