DÜNYAFilistinHABERLER

Mavi Marmara mağdurları: Korsan İsrail’in dilediği uydurmasyon özrü kabul etmedi

Mavi Marmara gemisinde İsrail askerlerinin saldırısına uğrayan mağdurlar, özür dilemenin yeterli olmayacağını belirterek, Gazze üzerindeki ambargo kalkmalıdır dediler.

Mavi Marmara gemisinde İsrail askerlerinin saldırısına uğrayan mağdurlar, özür dilemenin yeterli olmayacağını belirtti. Asıl önemli olanın Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması olduğunu vurgulayan Mavi Marmara mağdurları, ambargo kalkmadan tazminat konuşulmasından yana olmadıklarını söyledi.

Gazze’ye yönelik insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisi 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda İsrail ordusunun saldırısına uğramış, saldırıda 9 Türkiye vatandaşının şehit olduğu iddia edilmiş, oysa filodaki toplam kayıp hakkında hiç bir gerçek bilgi aktarılmamıştır. Mavi Marmara’ya yapılan saldırı sırasında gemide olanlardan bazıları, sabah saatlerinde Haliç’te bağlı bulunan Mavi Marmara gemisinde İsrail’in özrünü değerlendirdi. Mavi Marmara’nın yola çıkış gerekçelerini görmezden gelerek, özrün kabul edilmesinin bir şartı olan tazminat konusunun basında tartışılmaya başlanmasına üzülerek şahit olduklarını ifade eden Musa Coaş, “Filistin topraklarının bir parçası olan Gazze’de abluka devam etmekte. Bölge insanlarının sağlık, barınma ve beslenme ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayacağı serbest dolaşım imkânları sağlanmadan, Gazze halkının Akdeniz’de balıkçılık faaliyetlerini kolaylıkla sürdürülebildiği görülmeden, dışarıdan kara ve deniz yoluyla yardımların Gazze’ye ulaşımı açık hale gelmeden, yani abluka tamamıyla kalkmadan bizler tazminat konusunun masaya yatırılmasına taraftar olmadığımızı belirtmek istiyoruz.” dedi.

“İsrail suç işlediğini kabul etmiştir”

İsrail’in çok açık olmasa da özür ifadesini kullandığını ve suç işlediğini kabul ettiğini belirten Coaş, “İsrail’in özrü, suçu işleyen askerlerini yargılayıp cezalandırılması ile inandırıcı olabileceği açık bir husustur. Buna yönelik bir adımın atıldığı açıkça görülebilmelidir. Ayrıca bizler yine İsrailli komutanlar ve askerler adına açtığımız ceza davalarını devam ettireceğimizi bildirir, ödenecek tazminatlar karşılığında bu davalardan vazgeçmemiz yaklaşımını kabul edilir bulmamaktayız.” diye konuştu.

İsrail’den alınacak tazminat ve özrün esas gaye olmadığının altını çizen gazeteci-yazar Ahmet Varol, “Bizim için gaye Filistin halklarının hakkının geri verilmesidir. Gaye, gayri insani durumun sonlandırılması, ambargo ve ablukanın kaldırılması, Kudüs’teki Yahudileştirme faaliyetlerinin sonlandırılmasıdır. Talebimiz Filistin halkından bağımsız değildir.” ifadelerini kullandı.

“İsrail’in özrü bir zafer mi?” sorusuna Ürdün’ün eski kralı Hüseyin döneminde yaşanan bir hadise hakkında örnek veren Varol, “Bir Ürdünlü 7 İsrailli genç kızı öldürmüştü. Kral Hüseyin özür dilemişti. O dönem İsrail’de Başbakan Netanyahu’ydu. Netanyahu, Kral Hüseyin’e ‘Özür yetmez, resmi olarak ailelerinden teker teker özür dileyeceksin.’ demişti. Özrü olumlu gelişme olarak görüyoruz. Ama bu bizim gayemiz değildir. Bu olayı sadece kıyaslama açısında söyledim. Kendisine yapılan bir saldırıda İsrail nasıl kendini savunuyor ama kendi haksızlık yapınca işi geciktiriyor.” şeklinde konuştu.

“Hiç kimse Mavi Marmara şehidinin kanına fiyat biçemez.” diyen Mustafa Tuna ise şöyle konuştu: “O şehitlerin 4 tanesini ben hazırladım. 5 şehidimi vermediler. Cenazeleri, bir köpek leşini taşır gibi taşıyorlardı. Musa’yı taşırlarken hakaret edip taşıyorlardı. Bu özür özür değil. Kapalı kapılar arkasında falan Başbakan’ın bir şey demesi bir şey değildir. Canlı yayında bütün gazi ve şehitlerden, katılımcılardan özür dilemesi gerekir. Bu güzel olur diye düşünüyoruz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu