DÜNYAHABERLERİranSuriye

Muaviye‘nin Varisleri ve Emperyalistler

Suriye‘de Sünni kardeslerimizi Esad‘ın elinden kurtaracağız“ sloganları atıyorlardı, nasıl kurtardıklarını dünya kamu oyu görüyor; Suriye halkının Şiilerini/Alevilerini öldürerek mi kurtaracaklar?

 

Babasının Hama da yaptığı katliamın intikamini alacağız”, naralarıyla katliama başladılar, demek ki hedefleri mazlumların hakkını almak değilmiş, intikam ve kin dolu kalplerini rahatlatmakmış.

 

Suriyeli müslümanlara demokrasi ve özgürlük getireceğiz“ gibi emperyal sloganını kullanıyorlardı, meğer hedefleri adaleti ve İslamı getirmek değil, emperyal gücün Afganistan ve Irak’a getirdiği özgürlüğü(!) ve demokrasiyi getirmek istiyorlarmış.

 

Bütün bu hedefleri takip edecek bir muhalefete ihtiyaç vardı; düne kadar kardeş olan Esad‘a kafir, zalim diyecek bir muhalefetin piyasaya sürülmesi gerekiyordu. Muaviye takipçilerinden daha iyi kim olabilirdi; Şam`da Muaviye hükümetini kurup Emevilerin ruhunu şad edecek bir muhalefet.

 

Batı emperyal güç tarafından oluşturulan yeni bir çakma muhalefet, Suriye‘nin geleceği hakkında pazarlık yapmaya yönlendiriliyor. Bölge ülkeleri de paylarına düşecek olanı almak için can siperane Emperyal gücün hizmetinde her geçen gün değişik taktiklerle görevlerini yapıyorlar.

 

Medya aracılığıyla yalan haberler ve lojistik destekle Suriye rejimine saldırıyor ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili haberleri olanca güçleriyle saptırıyorlar, bu arada çakma mücahidler de teröristlerle birlikte halkı katliam etmekten geri durmuyorlar.

 

Birileri siyasi planlar yapıp dünya kamuoyunu yanlarına almayı planlarken, çakma muhalefet de Suriye hükümetini zor durumda bırakıp, emperyal gücün sinsi planlarını uygulayabilecek duruma getirmeye çalışıyor. Afganistan‘ı hatırlayalım, yıllarca dünyanın bir süper gücü olan kızıl orduya karşı mücadele verdiler, cihad ettiler, can verdiler, kan verdiler. Afganlı mücahid ihlasla kızıl orduya karşı savaşırken , onlara silah sağlayarak savaşın dengeli ilerlemesini isteyen ABD, Pakistan‘da savaş sonrası hükümetinin hazırlıklarını bitirmek üzereydi. Mücahidlerin zaferiyle bitirilen savaşda kızıl ordu Afgan topraklarından atılmıştı. Hükümet kurulacaktı. Burhanaddin Rabbani, Gulbeddin Hikmetyar gibi mücahit parti liderleri zorda olsa o zamanki şartların gereği bir hükümet kuracaklardı. Sünni, Sii ve diğer azınlıkların da katılımıyla bir hükümet kuruldu. Kurulan hükümet aslında emperyal güç tarafından geçici hükümet olarak görülüyordu, bundan dolayı başarısız olması için şeytani planlarını uygulamaya koydular. Mezhebi ihtilafları gündeme getirip Şii ve Sünniler arasına tefrika saldıkları gibi etnik gruplar arasına da fitne soktular. Yıllarca cihad eden, mücadele veren müslümanlar gruplar birbirinin canına, kanına susamış hale getirildiler ve sonuçta hükümet edemez hale geldiler; iç savaş başladı, bu tam da emperyal gücün istediği son merhaleydi. Gözlerden ırak büyüttüğü çağ dışı anlayışlı Taliban ve el-Kaide terör örgütünü Afganistan‘a transfer ettiler. İslam‘ı gerici göstermek, müslümanlari şiddet ve savaş yanlısı tanıtmak, Batı dünyasına korku ve dehşet salıp İslam‘a nefretle bakmalarını sağlamak gibi hedefler böylece sağlanmış oluyordu. Bu hedeflerine ulaştıktan sonra da bu mağara müslümanlarını ortadan kaldırmak için 11 Eylül olayını planladılar. Hem de onların kendi elleriyle. 11 Eylül olayının öncesi ve sonrası öyle planlanmıştı ki, kimse emperyal güçten şüphelenmeyecekti ve müslümanlar dahi Amerika‘nın Afganistan işgalini meşru görecekti. Bu olaylar öyle hızlı gelişiyordu ki müslümanlar bir olayın hakikatini anlayana kadar ikinci bir küresel gelişme meydana geliyordu (getiriliyordu).
Yıllarca Çeçenli mücahidleri kullanmadılar mi? Küfre karşı savaştıklarını, cihad ettilerini sanan zavallı basiretsiz müslümanlar yıllarca Amerika’ya hizmet ettiklerinin farkına bile varmadılar hala da anlamış değiller. Rusya‘ya karşı Amerika‘nın bir maşası olduklarını fark edemediler, Amerika‘nın kendilerini Rusya‘ya karşı bir tehdit unsuru olarak kullandığını idrak edemediler.
Aynı senaryo tekrarlanıyor, şimdiki sahne ise Suriye. Suriye‘de bir rejim var 40-50 yıllık Baas rejimi. Suriye muhalifleri kimlerdir? Asıl muhalifler dışarıda bırakılmış, uyduruk muhaliflere rol biçilmiş. Şam‘da tekrar Muaviye hükümetini kurmak isteyen bu uyduruk muhalefet kendilerine verilen emri, cihad, tagut ve kafirlere karşı savaş adıyla sürdürmektedir. Başlarına geleceklerden habersizler. Bir mümin bir delikten iki defa sokulmaz hadisini anlamamışlar bu Emevi varisleri. Filistin işgali ortadayken Müslümanların en öncelikli meselesi olan Filistin davasına sahip çıkmazken ihanetlerine bir yenisini daha ekleyecekler. Afganistan‘dan ders almayanlar Irak‘ın işgalinde de yine Emperyalistlerin maşası oldular. Suriye‘de de aynı hiyaneti yapmaktadırlar. Emperyal güç mevcut Suriye buhranından sonrası için yeni hükümet modeli planları yaparken bu zavallıları da öndeki engelleri temizlemek için kullanıyor. Amerika ve NATO‘nun öngördügü hükümetin özellikleri şunlar olmalıdır; Siyonistlerle barış içinde olacak, İran ile stratejik ve sıcak ilişkileri olmayacak ve siyonistlere karşı yürütülen direnişe- Hamas ve Hizbullaha- destek vermeyecek.

 

Son günlerde Suriye krizi farklı bir boyut kazanıyor; iki yıl boyunca Suriye halkının yanında yer alan İran bütün platformlarda devre dışı bırakılmak istenmişti ama İran‘sız bir yere varamayacaklarını anladılar. Yakında muhalifler ile Esad arasındaki görüşmelerde İran‘ın adı sıkça duyalacağa benziyor.

 

„Hatadan dönmek de erdemdir“ diyelim, Suriye halkı için hayırlısını dileyelim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu