HABERLERSon DakikaSuriye

PYD lideri Salih Müslim: Esad’a karşıyız, devrilmesini istiyoruz, Türkiye’nin emrindeyiz

İstanbul’a gelerek MİT ve Dışişleri yetkilileriyle görüşen PYD Lideri Salih Müslim, görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Suriye’deki süreci değerlendirdiklerini belirten Müslim, “Türkiye büyük bir ülkedir, Türkiye’nin dostuyuz” derken, Esad’a karşı olduklarını ve devrilmesini istediklerini söyledi.

Türkiye’ye gelerek bazı görüşmelerde bulunan PYD lideri Salih Müslim, görüşmelerin ardından AA’ya açıklamalarda bulundu.

Müslim, “Türkiye büyük bir ülkedir, Türkiye’nin dostuyuz, ilişkilerimize büyük önem veriyoruz. Türkiye’nin Orta Doğu’da büyük bir rolü var. Ayrıca Suriye’nin Türkiye ile sınırı 900 kilometreyi aşıyor. Onun için muhakkak görüşmemiz gerekiyor. Suriye’deki durumu biliyorsunuz. Hepiniz takip ediyorsunuz. Zorluklar var. Günde ölen yüzlerce insan var. Bütün bu nedenlerle Türkiye’nin, Suriye’ye birinci dereceden ilgi duyması normaldir. Biz de Kürtler’in yoğun olarak yaşadığı Rojava halkı olarak hiçbir zaman Türkiye’ye uzak değildik, yakındık” diye konuştu.

Bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye ile ilk elden bir diyalogun, görüşmenin yapılması gereğine inandıklarını, Türkiye’ye geldiklerini ve buradaki yetkililerle görüştüklerini anlatan Müslim, Türk yetkililerle daha önce de bazı görüşmeler yaptığını ifade etti.

Müslim, bu kez de görüşmeler için İstanbul’a geldiğini hatırlatarak, “Birinci dereceden Dışişleri Bakanlığı ve diğer üst düzey yetkililer bizi kabul etti. Çeşitli konularda görüştük. Zaten birbirimize yakındık. Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun olumlu yönde bazı demeçleri olmuştu. Dünkü demecinden bahsediyorum. El Nusra bize karşı bir savaş yürütüyor. Bu çok önemlidir. Tabii ki bu konuyu da Türkiye ile ele aldık” ifadelerini kullandı.

Suriye’de kurulması düşünülen sivil yönetimle ilgili bilgiler de veren Müslim, bu konunun Türkiye’de bazı yanlış anlaşılmalara yol açtığını söyledi.

Müslim, bu çerçevede, “Savaş nedeniyle aksayan belirli kamu hizmetlerinin görülmesi için sivil bir geçici yönetim düşündük. Tabii bu bütün o bölgedeki oluşumlardan, Rojava’daki Kürtlerden, Araplardan, Türkmenlerden oluşacaktır. Bu konuları da görüştük, konuştuk” değerlendirmesini yaptı.

Daha önceki görüşlerinin Suriye Ulusal Koalisyonu ile işbirliği fikrinden uzak olmadığına dikkati çeken Müslim, şu bilgileri verdi:

“Suriye Ulusal Koalisyonu ile zaten ilişkilerimiz vardı. Türkiye’nin de arzusu bizim bu ilişkilerimizin devam ettirilmesidir. Olumlu koşullar olursa onlarla tekrar görüşmek isteriz. Bilhassa Ahmet Jarba başa geçtikten sonra ilişkilerimizi geliştirmek için birşeyler yapmayı düşünüyoruz. İleriki günlerde bu yönde bir çabamız olabilir. Aslında bizim konuşabileceğimiz çok ortak konu var. Sanırım bundan sonra da bu görüşmelerimiz ve diyalogumuz devam edecek.”

“Siz daha önce özerklik ve geçiçi anayasa meselelerini gündeme getirmiştiniz. Bu konularda aynı fikirde misiniz?” sorusuna Müslim, şu yanıtı verdi:

“Özerklik meselesi değil. Şimdi muhakkak Suriye eski konumunda olamayacak. Muhakkak yeni bir statü olacak. Kürtlerin yeni bir statüsü olacak. Suriye’nin bütününün düzeni ve rejimi değişecek. Bu yeni düzende Kürtlerin de muhakkak bir statüsü olması gerekiyor. Ama söz konusu olan o safhaya varıncaya kadar geçici bir düzenlemedir. Bu dönemde muhakkak işlerimizi idare etmemiz gerekiyor. Zaten sivil yönetim diye tabir ettiğimiz bu geçici dönem içindir. Anayasa hazırlanması falan söz konusu değil, pratik bazı kurallara ihtiyaç var. Siyasi bir çözüm buluncaya kadar geçici bazı düzenlemeler yapmak gerekiyor. Biz bunu düşünüyoruz. Şimdiye kadar kimseye dayatılmış bir şey yok. Alınmış bir karar yok. Bizim düşüncemiz, 40-50 kişilik, belki yüz kişilik bir geçici konsey kurulmasıdır. Bu konsey Kürtlerden, Türkmenlerden, Asurilerden ve Araplardan oluşacaktır. Bunlar da geçici bir yönetimi kendi aralarından seçerler.”

Bizim baştan beri sabit bir politikamız vardır. Biz Esad’a karşıyız ve onun devrilmesini istiyoruz. Rejimin yıkılmasını da istiyoruz ama işte bazı taraflara göre hareket etmediğimiz için, kalkıp gençlerimizi savaşmak için Şam’a göndermediğimiz için, kendi bölgelerimizi koruduğumuz için bazılarının hoşuna gitmiyor. Onun için ‘rejimle beraberdir, şudur budur’ diyen iddialar gerçek dışıdır. Biz zaten muhalefetin bir parçasıyız. Zaten biz başından beri muhalefetteyiz. Suriye Ulusal Koordinasyon Komitesi’nin kurucularındanız. Ancak politikamız bazılarından değişik olduğu için bazıları beğenmiyor. Yani PYD’ye dair kuşkular yersizdir. Hiçbir zaman rejimin yanında olmadık. Her zaman da rejimin yıkılmasını istedik.

İlgili Makaleler

6 Yorum

  1. her millet kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. bölgede referandum yapılmalı. ve orda ki kürtlerin suriyeden ayrılıp ayrılmaması gerektiği sorulmalı

  2. tosunum sen de safını belli ettin ya…iyi iyi suriye halkı sana da gereken dersi verir..hiç merak etme…

  3. Suriyedeki kirli savaş başlar başlamaz suriye yönetimi ile Kürdler arasında gizli bir anlaşma yapıldı, Suriye yönetimi tüm birliklerini çekti burdan, bölgeyi kürdlere bıraktı, karşılığında Kürdler bu kirli savaşta yer almayacaktı, nitekim öyle oldu, ama egemen ve emperyalsit güçler geçişler konusunda baskı kurdular, sözde cihadçı teröristlerin sınırı kevgire çevirmesine göz yumdular…suriye yönetimi dengeyi kurup ilerleyince ve bir çok stratejik noktayı alınca, kürdlerde sınır bölgelerinin güvenliğini ve geçişleri denetlemeyi sağladılar, oso ve nusranın son zamandaki saldırılarının altındaki gerçek budur, tc den gerekli yardımı alamıyor, geçişlerde sıkıntı yaşiyorlar, işin için pyd nin özerklik talebi de girince tc her zaman ki gibi kirli oyunlara baş vurdu, diğer bir husus kürdlerin kazanımları bazılarını rahatsız ediyor, yıllarca sömürülen hakları talan edilen kürdler din kardeşlerinden hep zülum, baskı ve adaletsizlik gördüler, bu gün bazı kazanımlar elde etmeleri niçin birilerini tedirgin ediyor, tedirgin olanlar sizler gerçekten hakiki müslümanlarmısınız?

  4. siz daha baştan kürtlerin bazı kazanımları demekle ırkçılık yapmış oluyorusnuz.. islam dini insanın kazanımları olarak hayata bakmayı öğretir..siz ise kimlik üzerinden hakikati inşa etmek istiyorsunuz…kürt halkıda dünyadaki diğer halklar gibi zülum gördüler tıpkı filistin ,ırak,keşmir,bosna arakan gibi…yani kürt oldukları için değil ,öyle olsaydı dünyada kürt olanların dışındaki halkların zulüm görmemesi gerekirdi …çünkü diğer halkların ırkı kürt değil… kimlik edebeyatını artık bırakamak gerek …islam yoksa orda zulmün olmasından daha doğal ne olabilir ki? siz islam dininin inşası için çalışın dünyada hiç bir ırk zulüm göremsin …meselede bu değil mi? yoksa siz istediğiniz kadar kürtler asmiler oldu.yok kürtler zulüm görüyor… yok kürtlerin dili yasaklı desenizde bu zulüm devam eder … dünyada bir tek zulüm gören kürtler değil… islam bütün insanlık için gelmiş bir din o halde bu dinin tesisi ile bütün zulümler zaten ortadan kalakcaktır… vesselam…

  5. bir müslüman kürtlerin bazı haklara sahip olmasından neden tedirgin olsun ki?anlaşılan önyargılarınız var.kimin hakiki kimin sahte olduğuna gelince ona ALLAH karar verir…

  6. farqin nekadarda akillisin. Dün Reyhanli daki katliami millete yutturamayanlar bugün neden Rojova’da katliam yapti/yaptirdi dersin??? Mevcut ülkeleri daha küçük devletçiklere bölmeye çalisan emperyal zihniyet KÜRDİSTAN’l tek parça birakirmi bu bir, ikinciside bu nasil kürt liderlerdir ki daha Roboski’nin acisi yüreklerde taptaze iken katillerle anlasip isbirligi yaptiklarini ilan edebiliyorlar?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu