İNSAN HAKLARIKÜLTÜR & SANAT

Reyhanlılı Acılı Anne: Bak ben bu hükûmetin düşmanıyım. Yaz da hapse atsınlar beni, inşallah girerim

Reyhanlı’da ve Hatay’da halkın nabzını tutan bir gazetecinin notlarından bölümler…

“Sabah erken saatlerde Hatay-Reyhanlı yolunda bu kez sıra dışı bir trafik vardı: Cenazelere ve taziyelere gelenlerin araçlarının oluşturduğu bir trafik.

İlçede gün içinde camiler, mezarlıklar ve taziye evleri arasında binlerce insan sürekli gitti, geldi.

Toplu cenaze töreni düzenlenmeyen ilçede en fazla defin, merkezdeki Reyhanlı Asri Mezarlığı’nda gerçekleştirildi.

Mezarlıkta Reyhanlılıların alışkın olmadığı üzere polis, güvenlik önlemleri almıştı.
‘Bu nasıl yas?’

Mezarlığın dört yanından ağıtlar yükselirken gazeteciler olarak dün olduğu gibi bugün de tepkilerden nasibimizi aldık.

Yakınını defnettikten sonra elimdeki fotoğraf makinesini gören bir kadın, “Ne çekiyorsun? Bugüne kadar kaç defa uyardık, yazmadınız. Bak ben bu hükûmetin düşmanıyım. Yaz da hapse atsınlar beni, inşallah girerim” diye gösterdi tepkisini.

Yaşı ileri başka bir mağdur yakını medya üzerinden tüm kamuoyuna tepkiliydi: “Bu kadar insan ölmüş ama kim acımızı paylaşıyor? Televizyonlarda eğlence programları bas bas yayın yaptı. Bu nasıl yastır ya?”

Özellikle yaşı ileri Reyhanlılılar bu durumdan son derece rahatsız olduklarını dile getirdi.

Bir yaşlı Reyhanlılı, “Bütün politikacılar konuşuyor ‘yok o mu yaptı bu mu yaptı’ diye. Önce bir acımızı yaşayalım. Ama ateş sadece düştüğü yeri yaktı.”

Reyhanlı’da en azından benim konuştuğum herkes acılarının yeteri kadar hissedilmediği, seslerinin Türkiye’de yeteri kadar duyulmadığı kanısındaydı.

Reyhanlı’nın camileri ve mezarlıkları kadar sokaklardaki taziye çadırları da gün içinde doldu taştı.

Taziye çadırlarında erkekler uzun kuyruklar oluştururken camları açık evlerin içinden kadınların yakarışları duyuluyordu.

İlçede bugün yine Suriye plakalı bazı araçlar gençler tarafından tahrip edildi.

Konuştuğum Reyhanlılı gençler, “Facebook üzerinden de haberleşiyoruz, hele bir şu ilk taziyeler geçsin, görün neler olacağını” diyorlardı.

Sorularımı yanıtlayan Reyhanlı Ülkü Ocakları Başkanı Mahmut İri sokak protestolarına karşı olduklarını, herhangi bir provokatif eyleme de katılmayacaklarını söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Reyhanlı’da yaşanan Suriyelilerle kavga olayında da bayrak yakma söylentisinin doğru olmadığını belirten İri, kendi tabanlarını o saldırılara katmadıklarını da söyledi.

İri, ilçedeki Suriyelilere yönelik görüşleriniyse şöyle anlattı:

‘Ne zaman ki Cilvegözü’nün yanındaki kamp kapatıldı, insanlar serbest dolaşım hakkına sahip oldular ve birçok olaya karışmaya başladılar. Halkımız huzursuz oldu. Ahlaki sabrımızı zorlayacak şeyler bile yapmaya başladılar.’

“Suriyelilerden rahatsızız” diyen İri ilçedeki Suriyelilerin kamplara gönderilmesi gerektiğini belirtti.

Reyhanlı’da gün boyunca taziye çadırlarındaki kalabalık hiç azalmazken ben Reyhanlı saldırılarını protesto etmek için düzenlenen eylemi izlemek üzere Hatay kent merkezine geçtim.

Reyhanlı halkına destek amacıyla gerçekleştirilen eylem halkın genelinin Alevi olduğu Armutlu’da başladı.

Eylemin düzenleyicileri, “Yürüyüşe özellikle bu mahallede başladık. Buradaki toplumdan Sünni Reyhanlı ilçesine selam göndermek istedik” dediler.

Bu mahalleden kent merkezine yürüyen göstericiler ‘Reyhanlı Halkı Yalnız Değildir’, “Reyhanlı’ya Uzanan Eller Kırılsın”, ‘Vali İstifa’ gibi sloganlar attılar, üzerinde ‘Arap Alevileri Sünni Kardeşlerinin Yanındadır’ yazan dövizler taşıdılar.

Yol boyunca balkonlardan da alkışla eyleme destek verildi.

Balkondan Arapça konuşan yaşlı bir kadının tek bir cümlesini anlayabildim: ‘Yallah Tayyip!’

Daha çok gençlerin katıldığı eylemde ileri yaşıyla dikkat çeken Şerif Kerem’in söyledikleri “eğlence programlarının Türkiye’sinden” farklı bir resim çiziyordu: “Ben Aleviyim ölenler Sünni. Hepimiz kardeşimiz bizim. Bir arkadaşım var orada, olay olunca hemen onu aradım. Bizim burada Aleviler ve Sünniler arasında hiçbir zaman bir problem olmadı, şimdi de yok. Mezhepçilik için insanları kışkırtıyorlar, buna hiç kimse burada izin vermez.”

Ve eylemin bitimine yakın burada da medya olarak payımıza düşeni aldık.

Haberi yazmak üzere mahalleden ayrılmadan hemen önce “Yalaka medya neredesiniz?” sloganını da duymuş olduk.
(BBC Türkçe muhabiri Mahmut Hamsici’nin yazısından derlenmiştir.)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu