DÜNYASon Dakika

Şehid Mustafa BEDRETTİN kimdir ?

Şehid Mustafa BEDRETTİN (Seyyid ZÜLFİKAR)Kısa özgeçmişi.

“Seyyid Zülfikar” olarak bilinen “Seyyid Mustafa Bedrettin”
Lübnan Hizbullahı yazılı açıklamasında, Hizbullah’ın askeri lideri Mustafa Bedrettin’in, siyonist israil hava saldırısında Şehit olduğunu duyurdu.

1961 doğumlu Mustafa Bedrettin, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah’tan sonra hareketin ikinci lideri ve Nasrallah’ın danışmanı olarak biliniyor.

Hizbullah’ın Askeri Kuvvetler Komutanı Mustafa Bedreddin, 6 Nisan 1961 yılında dünyaya geldi.
Mustafa Bedreddin, ‘Mustafa Emin Bedreddin’, ‘Mustafa Yusuf Bedreddin’, ‘Sami İsa’, ‘İlyas Sa’b’, ‘İbrahim İsa’, ‘İlyas Fuad Saib’ ve ‘Seyyid Zulfikar’ isimleriyle de tanınıyordu.

Kurulduğu günden beri Hizbullah’ın içinde yer alan Mustafa Bedreddin, 1983’ten 90’lı yılların başlarına kadar Kuveyt’te cezaevineydi.

Cezaevinden kurtulduktan sonra Lübnan’a döndü ve güney Lübnan’ın İsrail işgalinden kurtarıldığı 25 Nisan 2000 yılına kadar Hizbullah’ın önde gelen komutanları arasında yer aldı.

Yıllar boyunca israil, amerika ve ingiliz istihbarat servisleri tarafından aranan Mustafa Bedreddin, birçok suikasttan sağ kurtulmayı başardı.

Kendisiyle ilgili birçok hikaye anlatılmasına rağmen hakkında çok az şey bilinen Mustafa Bedreddin’in 1982 yılında İmad Muğniye ile birlikte el-Fetih saflarında olduğu; ancak daha sonra Hizbullah’a katıldığı bildiriliyor.

israil’in Lübnan’ı işgali sırasında israil ordusunun Beyrut’un güney semtlerine girişini engelleyen meşhur Halde timi içerisinde yer alan Mustafa Bedreddin, güney Lübnan’ın israil işgalinden kurtarılması sırasında yapılan operasyonlarda da komutanlık yapmıştı.

Hizbullah açıklamasında Şehit Bedrettin için “1982’den bu yana İslami Direniş operasyonlarının çoğunda görev aldı” dedi.
Kim olduğunu bilmeksizin Şehit “Mustafa Bedreddin”den talimat alan pek çok genç vardı. Bazıları onunla, kim olduğunu bilmeden görüşürdü.Şehit “Mustafa Bedreddin”, öteki liderler gibi, popülerlikten ve şurada-burada bahsedilmekten hoşlanmazdı.
Şehit Bedrettin, 2008 yılında Şam’da bombalı araçla düzenlenen saldırıda Şehit olan Hizbullah komutanı İmad Muğniye’nin kayınbiraderi ve halefiydi.

Muğniye ve Bedrettin’in, 1983 yılı Ekim ayında Beyrut’taki abd Deniz Piyade barakalarını hedef alan saldırıyı beraber düzenledikleri öne sürülüyor.
Beyrut’taki bu saldırıda 241 amerikan askeri gebermişti.
Şehit Bedreddin,Birleşmiş Milletler’in (BM) kurduğu özel mahkemede aranan beş Hizbullah üyesinden biriydi.
Şehit Bedreddin, aynı zamanda Hizbullah’ın kurucuları arasındaydı.

Şehit Bedreddin’in doğduğu kasaba Gubeyri; aynı zamanda Uzai ve Haret Hreyk bölgeleri ile ötesini de iyi biliyor. Yaşamı, anlatılmasına henüz izin verilmeyen sırlarla dolu, tıpkı yoldaşı Şehit lider İmad Muğniye gibi. Mustafa Bedreddin El-Fetih hareketinden eğitim gördü ve 1982 yılında İsrail işgalinin başlamasından itibaren Siyonist düşmanla çatışmalara girdi. Meşhur Halde çatışmasında İsrail ordusuyla karşı karşıya gelen grubun içindeydi; bu çatışmada güney kapısından Beyrut’a girmesi engellendi.

Şehit Mustafa Bedrettin, Hizbullah’ın askeri kolunun önceki komutanı Şehit İmad Muğniye’nin yardımcısı ve eşinin kardeşiydi. O, 1982 yılında Kuveyt hapishanesinden serbest bırakılmış ve direnişin hassas güvenlik ve askeri noktalarında cihat faaliyetlerine başlamıştı. Siyonist rejimi, amerika ve ingiltere casusları tarafından sürekli takip ediliyordu. Defalarca kendisine düzenlenen suikast girişimlerinden kurtulmayı başarmıştı.

siyonist rejimi, amerika ve ingiltere istihbaratına göre, Lübnan ve Suriye’de kendilerinin casus ağlarının tanımlanması ve etkisiz hale getirilmesi ve Suriye’de faaliyet gösteren casuslarının tutuklanması yönünde direnişin gerçekleştirdiği operasyonların arkasında şehit Bedrettin vardı.

Seyyid Mustafa Bedrettin, Şehit İmad Muğniye’nin suikasta uğramasının ardından Hizbullah’ın askeri kolunun sorumluğunu üstlendi. Suriye krizinin başlaması ve krizin askeri boyuta taşınmasının ardından Seyyid Mustafa Bedrettin bu sahada bulunmayı ve tekfirci gruplarla savaşmayı kendisi için bir görev bildi. Kendisi geçen yıl Lübnanlı bir basın aktivistiyle yaptığı özel görüşmede şu açıklamayı yapmıştı: “Benim görevim, bu ülkelerin komplolarıyla mücadele etmektir. Lübnan veya Suriye veyahut başka bir yerde zafer bayrağını elime almadıkça ve şehit olmadıkça mücadeleyi bırakmayacağım.

RUHU ŞAD OLSUN.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu