DÜNYAİNSAN HAKLARIİSLAM BÜYÜKLERİMEDYA ANALİZ

Tefrika akıl, hikmet ve siyasetle bağdaşmaz

Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney, Hatem’ül Enbiya’nın verdiği büyük dersin ‘vahdet’ olduğunu ve İslam ümmetinin vahdete çok ciddi bir biçimde ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) ve İmam Sadık (a.s)’ın kutlu doğum yıldönümü münasebetiyle kendisini ziyarete gelen İslam Cumhuriyeti idari ve mülki erkanı ile İslami Vahdet Konferansı delegeleri, çeşitli halk kesimleri ve İslam ülkelerinin Tahran’daki büyükelçilerine hitaben konuşan İmam Ali Hamaney, Hatem’ül Enbiya’nın verdiği büyük dersin ‘vahdet’ olduğunu ve İslam ümmetinin vahdete çok ciddi bir biçimde ihtiyaç duyduğunu söyledi.

İmam Hamaney konuşmasında Resulullah’ın anılmasının yalnızca söz ve konuşmayla sınırlandırılamayacağını ve O’nun vahdet mesajlarının, İslam ülkeleri ve Müslüman halkların en önemli önceliği olması gerektiğini vurguladı. Kutlu doğum haftası münasebetiyle dünya Müslümanlarına tebrikte bulunan İmam Hamaney, İslam peygamberinin doğumunu ilim, akıl, ahlak, rahmet ve vahdetin doğuşu olarak niteledi ve bu derin kavramların hayata geçirilmesi için İslam ülkelerindeki yetkililer, politikacılar, ulema ve elitlerin görevinin çok ağır olduğunun altını çizdi.

İmam Hamaney İslam düşmanlarının tefrika eylemlerinde başarılı olmasından duyduğu üzüntüyü belirterek şöyle konuştu: ‘Eğer Müslüman halklar, mevcut büyük imkanlar ve özgün hususiyetlerine dayanarak teferruatta kaybolmak yerine temel yönelişlerde dil ve gönül birliği sağlasalar, İslam ümmeti ilerleme ve yükselişe geçecektir. Böyle bir durumda İslam dünyasının birlik ve dayanışmasının dünyadaki yankıları İslam peygamberi için de onur ve azamet vesilesidir.’ İmam Ali Hamaney, Müslüman halkların bayram namazları ile hacda sergiledikleri görkemli manzaraları hatırlatarak şunları söyledi: ‘Bu yıl Irak’taki Erbain merasiminde aralarında Sünnilerin de bulunduğu milyonlarca Müslüman çok büyük ve ilginç bir olay yaşattılar. Bu topluluğun eylemi ‘dünya Müslümanlarının en büyük toplantısı’ şeklinde yankılanarak İslam dünyası için azamet ve onur vesilesi oldu.’

İmam Ali Hamaney, İslam dünyasındaki ittihadın faktörlerine değinirken, Şii ve Sünni Müslümanların birbirlerine karşı suizan ve hakaretlerden kaçınmaları gerektiğini hatırlattı ve Batılı casusluk ve istihbarat servislerinin tefrika çıkartma çabaları hakkında uyarıda bulundu: ‘İşte İngiltere’nin MI6 servisiyle ilişkili şu Şii ve CIA uşağı şu Sünni’nin her ikisi de İslam ve peygamber düşmanıdır.’ İmam Hamaney, rahmetli İmam Humeyni’nin İslami vahdetin bayraktarı olduğunu hatırlatarak, İran İslam Cumhuriyeti’nin bu bağlamda aralıksız olarak çalıştığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Son 35 yıldır İran’ın Müslüman kardeşlerine yapmış olduğu yardımların çoğu Sünni kardeşleri içindi. İslam nizamı ve İran milleti, Filistin halkı ve bölgedeki diğer halklara olan desteğini sürdürerek, vahdet ilkesine bağlılığını pratikte de ispatlamıştır.’

İmam Ali Hamaney, İslam dünyasındaki siyasetçiler, ulema ve aydınlara hitaben şu soruyu yöneltti: ‘Dünya zorbaları İslamofobia için, İslam’ın nurani çehresini tahrip için yoğun bir faaliyet içindeyken, İslam mezheplerinin birbirlerini tahribi ve tefrikaya yol açan konuşmalarda bulunulması akıl, hikmet ve siyasete aykırı değil midir ?’ İmam Hamaney bölgedeki kimi ülkelerin dış politikalarını İran’la sürtüşme üzerine kurmalarının büyük bir yanlış olduğunu vurgulayarak, ‘bu akıl dışı siyasetlerin tam tersine İslam Cumhuriyeti hala dış politikasında tüm İslam ülkeleriyle ve bölge devletleriyle dostluk ve kardeşlik ilkesine bağlı kalmıştır’ şeklinde konuştu. İmam Ali Hamaney konuşmasının sonunda İslam ümmetinin çıkarları ve İslam dünyasının birlik ve dayanışması üzerinde yoğunlaşılması durumunda İslam ülkelerinin her birinin çıkarlarının da garantiye alınacağını hatırlatarak şunları dile getirdi: ‘Biz Müslümanların tamamı Kur’an’ın metnine ve bu arada ‘kafirler karşısında şiddetli, kendi aralarında şefkatli’ olunması gerektiği ayetine dayanarak, emperyalizm, öldürücü kanser durumundaki uluslararası siyonizm ve onların başında da Amerika ve gasıp İsrail rejimi karşısında dikilmeli ve kendi aramızda da nezaket ve gönül birliği içerisinde hareket etmeliyiz.’

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu