DÜNYAİNSAN HAKLARI

Siyonistler ve Amerika Tüm Güçleriyle İslam’a Savaş Açtı

Siyonistler dine küfreden bir film yaptılar. Onlar bunu Müslümanları öfkelendirmek ve Amerika’ya insansız hava araçlarını göndermeye bir sebep sağlamak için yaptılar.

Aynı zamanda yükselen bir Siyonist retorik ve İran’a karşı yükselen niyet var. Amerikalılar İran’a karşı bir saldırıya karşı olarak bilinmekten hoşlanırlarken, gerçekte bunu istiyorlar. Amerikan, İngiliz ve Fransız savaş gemileri şimdi Fars Körfezi’nde cirit atıp İsrail uçaklarının saldırısı için bekliyorlar.

İsrail uçak saldırısından dakikalar sonra Amerikan uçak gemisinde bir füze ateşlenecek ve Batı medyası İran’ın saldırdığını ilan edecek. Bu, gerçek olmayacak ama Amerika ve İsrail savaş gemilerindeki füzelerini fırlatmak için bir sebep bulmada uzman olduklarından, başka bir “yanlış bayrak” saldırısı olacak bu saldırı gerçekmiş gibi gösterilecek.

İsrail’in genişlemesine karşı koyamayacak şekilde tüm İslami devletleri zayıflatmak İslam’a karşı genel Batı saldırısının tüm taraflarının konusudur.

Ama Batı’yı savaşa zorlayan başka güçler var ve onlar İslam’ı aşağılayıp yok etme arzusundan bile daha kuvvetli duygular. Finansal ve ekonomik güçler, özellikle menfi olduğunda, nihayet birçok şeye karar verirler.

Bu kuvvetler Alman Anayasa Mahkemesi 12 Eylül’de Alman halkını satıp politik baskıya boyun eğdiğinde ve bir bütün olarak Avrupa halkının değil, ahlaksız elit tabaka ile bankacılık sisteminin lehine para basmanın yolunu açtığında muazzam bir biçimde güçlendiler.

İnsanlar bir Yunan adasının Siyonistlere satılmaya zorlanmasının insanlığın en ağır biçimde aşağılanması anlamına gelebilecek bir bombalama olduğunu ve bu gibi bir şeyin (Netanyahu ve Barak bunu teklif ettiklerinden inanılmaz olmasa bile) tasavvur edilemez olduğunu düşünmelidirler.

Ama, hayır, insanlar sonsuz bir biçimde para basmanın (halkın geneli tarafından yeniden ödenilen borç yaratması gibi) etkilerinden uyanmazlar. Bu para sıradan insanlara iş yaratmak için kullanılmaz. Bu para eninde sonunda iflas eden bankaların kefaleti olarak yönlendirilir.

Alman mahkemesinin para basımına bir sınır koymuş gibi görünmesi problem değil. Çünkü Avrupa hükümetlerinin durumu daha da kötüleştirmelerinden beri bu sınır kesinlikle aşılıyor. Borçları geri ödeme kabiliyetindeki keskin düşüş sebebiyle gittikçe artan masraflar Avrupa halklarının üzerine yığılıyor, öyle ki, daha fazla para basımı ve daha fazla borç kabul edilebilir bir ihtiyaç haline gelecek. Yüksek enflasyonun bazı noktalarda kırılması ile akla gelmedik sosyal sonuçların görülmesi kaçınılmazdır.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki durum daha da kötüdür. Helikopter Ben Bernanke (O, ihtiyaç olursa bir helikopterden para atacağını söylemişti) ismini öne çıkarmak dışında bir şey yapmadı. Onun şu an yaptığını hiçbir helikopter yapamadı. Bernanke borsaya pompalansın ve böylece Amerika’nın %20-22’nin üzerindeki işsizlik problemi çözülsün diye sonsuza kadar her ay 40 milyar dolarlık para basacak (bazı hesaplamalara göre bu miktar 85 milyar dolara yükselebilir).

Bu olmayacak. Ancak faizsiz borç para doğrudan reel ekonominin içine konulur ve gerçek ekonominin yayılışı eski hale dönüşte bir miktar uyum şansı sağlar (öyle ki, sıradan insanlar iş ve gelir sahibi olurlar). Ama reel ekonomi için sağlanacak faizsiz borç para elit bankerlerin, halinden memnun politikacıların, hizmetkâr akademisyenlerin, askeri sanayi kompleksinin, onların asalaklarının ve Siyonistlerin gücünü doğrudan etkileyeceği/ zayıflatacağı için Wall Street’in gangster bankerlerinin (gerçekte Bernanke ve Amerikan hükümetini kontrol ederler) böyle bir şey yapma niyeti yoktur.

Amerikan ekonomisi çöküyor, yardım programları kesiliyor, kırk altı milyon insan yoksulluk sınırının altında, son yirmi beş yıl boyunca gerçek gelirler düşürüldü, işsizlik arttığı gibi işsizlik parası da kesildi, para basımı artıyor ve toplamda bir milyonun üzerinde domdom kurşunu satın alınması Amerikan hükümetinin çok yakında Amerikan halkını vuracağına dair yeterli bir ipucudur.

Ancak ne zaman bir şeyler kötüye gitse, hükümetler genellikle ne yaparlar? Yabancı kartını oynarlar. Mesela, şu an kesinlikle olduğu gibi yüksek enflasyon, kargaşa ve yoksulluğun dahil olduğu korkunç ekonomik durum için başka bir ülke suçlanır. Kısaca, eğer yapabilirlerse, hükümetler savaşa girerler.

Dine küfreden film kaçınılmaz surette Amerikan çıkarlarına saldırılar yaratır ve Fars Körfezi’ndeki askeri kuvvetlerin artışı (yanlış bayrak saldırısı yapılması şimdilerde teklif edildiği için) tıpkı 1930’lardaki Büyük Bunalım’daki gibi, niçin savaşın evdeki başarısızlığı gizlemenin ve her şey için dışarıdan birilerini suçlamanın en mümkün yolu olduğunu açıklar.

Öyleyse, bir sonraki sefer Hilary Clinton’u özgürlük, demokrasi, ahlak ve bir ekonomi en iyi nasıl yönetilir konularında ders verirken duyarsanız hemen hatırlayın ki, bunların tümü ikiyüzlü laflardır ve bu sahnenin arkasında o, büyük bir saldırıya hazırlanıyor.

Rodney Shakespeare hakkında

Jakarta, Endonezya’daki Trisakti Üniversitesi İkili Ekonomiler Misafir Profesörüdür. Küresel Adalet Hareketi’nin kurucularındandır. Shakespeare, Bahreyn’deki İşkenceye Karşı Komite’nin de başkanıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu