HABERLERİNSAN HAKLARIKÜLTÜR & SANAT

Şu Anda Yaşananlar, ABD-NATO Ve İsrail’in Suriye’ye Karşı Çok Önceden Planladıkları Bir Ayaklanmadır

Suriye’deki çatışma çok tehlikeli bir dönemeçte. Esad yönetimini tehdit eden güç bütün bölgeyi felakete sürüklüyor. Ne Vaşington ne de çatışmanın tarafı olan diğer ülkeler çatışmalar tırmanırsa olayları kontrol edebilir. Topyekün savaş olasılığı çok yakın ve son derece kaygı verici.

Onlar acımasızca insanların boğazını kesen katiller. Grotesk gaddarlıkarla suç işlerler. İşkence, kafa kesme ve diğer her tür vahşilik günlük işleridir.

Vaşington onların arkasındadır. ABD’nin bütün bölgesel savaşlarında cepheye çağrılmış, ağır silahlarla donatılmış, eğitilmiş, ceplerine para konulmuş ve çatışmaya gönderilmişlerdir. Reagan, bu ekibin ilk öncüllerini Özgürlük Savaşçıları olarak adlandırmıştı. Bazıları bir Beyaz Saray gezisine bile layık görülmüşlerdi.

Mart 1983’e ait bu fotoğraf Afgan Mücahit Savaşçılarını Beyaz Saray’da gösteriyor. Reagan onlaraÖzgürlüğü sevenlerin ilham kaynağı diye seslenmişti.

Nikaragua’daki kontralara da “Bu özgürlük savaşçıları bizim kardeşlerimizdir ve biz onlara yardım borçluyuz. Onlar, servetin kurucusunu ahlaki eşdeğerleridir” diye seslenmişti.

Tarih nakarat değildir, kendini korkunç bir kaygı yaratarak tekrar eder.

Amerika’nın boy gösterdiği her yerde, ölüm, kitle katliamları ve vahşet dolu saçmalıklar birbirini izler. Bazen tek tek, bazen birkaç ülke birden yıkıma uğrar. Milyonlar ölür ve korkunç suçlar işlenir.

Afganistan, Irak ve Libya Amerikan usulü özgürleşmeyi tattılar. 2011 kışından beri de Suriye sistematik bir yıkıma sürüklenmeye çalışılıyor. Çatışma yakın bir zamanda sonlanacak gibi durmuyor. Her gün onlarca, yüzlerce kişi ölüyor. En kötüsü ise henüz başlamadı.

15 Kasım’da Çin, Xinhau’nun başlığı Aşırılıkçıların artan sayısı Suriye halkının kanını donduruyordu, yazı şöyle devam ediyor:

Bölgede yıllarca devam eden çatışma şimdi Suriye’de. Medya sahtekarları, olan biteni gözden saklamaya çalışıyorlar. Kitle katliamını ve yıkımı özgürleşme olarak adlandırıyorlar. Boğaz kesen paralı askerler konusuna ise çok seyrek değiniyorlar.

Suriyeliler yaşamları ve vatanları için endişe ediyor. Olayların nasıl bu aşamaya gelebildiğini soruyorlar. Birçoğu bu yıkımdan, ABD’nin sorumlu olduğunu biliyor. NATO’nun başat üyeleri, onların suç ortakları bölge ülkeleri ve İsrail, Suriye’yi sistematik olarak yıkıma sürüklüyorlar.

Ülkeden ayrılma olanağına sahip çoğu Suriyeli ülkelerini terk ediyor. Büyük bir çoğunluğun kaçışı sefil mülteci kamplarında sona eriyor. Ancak zengin olanlar kendilerine güvenli bir liman bulabiliyorlar. Gerçekte evlerinde yaşamak istiyorlar, ayrılmalarının nedeni hayatta kalmak.46 yaşındaki mühendis Mahir mülteciler adına konuşuyor:

Eğer komşu bir ülkede yaşama olanağım varsa neden burada kalayım. Ailemi kaçınılabilecek bir sondan korumak istiyorum.

Suriye’nin ikinci bir Afganistan ya da Irak olmayacağını umut ediyor. Ülkesini koruyacak bir mucize için dua ediyor.

Birçok Suriyeli, Esad giderse kimin geleceğinden kaygı duyuyor. Olası bir Selefi-faşist yönetim şu anda olup bitenlerin sürüp gitmesi anlamına gelecek.

Libya’daki öfke dolu şiddet bunun en önemli göstergesi. Belki de sıra şimdi Suriye’de. Vaşington olayların asıl sorumlusu. Suriye’de şiddet kullanarak rejim değişikliğini yıllar önce planladı.

Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat’ın son açıklaması yüreklere biraz olsun su serpti:

Hükümet güçlü. Suriye ordusu güçlü ve Suriye halkı olup bitenlere rağmen Esad’ı hala destekliyor. Başkan Esad’ın ve politik sistemin ayakta kalmasının nedenleri bunlar.

Umarız sonunda haklı çıkar. Suriye’de her gün devam eden şiddet ülkenin geleceğinin üstüne kara bir örtü örtüyor.

İran ve diğerleri Türkiye’nin Suriye sınırına yerleştirdiği saldırı amaçlı patriot füzelerinin küresel savaş tehdidi oluşturduğu konusunda uyarılar yapıyor. Ahmedinejat önceden planlanmış bir Ankara gezisini iptal etti. Bu tehlikeli provokasyonu lanetledi.

İran genelkurmay başkanı General Hasan Firuzabadi her bir füzeyi “haritadaki kara nokta” olarak tanımlıyor. Bu noktalar olayları küresel bir çatışmaya taşıyor.

Bu gelişmenin herkes için –hatta Avrupa’nın geleceği için çok tehlikeli olduğu vurgusunu yapan Firuzabadi füzelerin ocak ayında konuşlandırılacağını ve bunu, başka saldırgan provakasyonların takip edebileceğini söyledi.

14 Aralık’ta NATO Komutanı Amiral James Stravridis, Esad’ı Suriye içindeki hedeflere skud füzesi ateşlemekle suçladı ve bu füzelerin birçoğunun Türkiye sınırına çok yakın bölgelere isabet ettiğini iddia etti.

Şam, füze saldırılarısı iddialarının yalan olduğunu açıkladı. Suriyeli yetkililer, sözkonusu raporları provokatif ve gerçek dışı olarak niteledi.

Cuma günü ABD Savunma Bakanı Leon Panetta Türkiye’deki İncirlik üssündeki Amerikan birliklerini ziyaret etti. Ziyaretinde patriot füzelerinin uçakları ve kısa menzilli füzeleri vurabileceğini söyledi. Füzelerin yerleştirilmesinin Türkiye’yi Suriye’den gelecek olası tehditlerden koruyacağını iddia etti.

Böyle bir tehdit yoktur. Bunu biliyor. Açıklamalarına kimse kanmıyor. Patriot bataryaları provokatiftir. Saldırgan amaçlarla yerleştiriliyorlar, savunma amacıyla değil. Kullanıldıkları durumda arkasından topyekün bir müdahele gelebilir.

NATO Genel Sekreter Yardımcısı General Jesper Vahr Türkiye’ye saldırmanın NATO’ya saldırmak anlamına geldiği konusunda Suriye’yi uyardı. Neredeyse açıklanmamış savaşı ilan edecekti. Belki de savaş ilanı çok yakın. Olaylar üzerlerinde titizlikle durulmayı gerektiriyor. Tatil sonrası dönem belki de en tehlikeli süreç başlayacaktır.

Michel Chossudovsky çatışmanın genişleyeceğini, Rusya ve ABD’nin karşı karşıya gelebileceğini öngörüyor.

“Şu anda yaşananlar, ABD-NATO ve İsrail’in Suriye’ye karşı çok önceden planladıkları bir ayaklanmadır.”

Fransız, İngiliz, Türk, Katar ve büyük bir olasılıkla ABD Özel Güçleri de çatışmaya dahildir. Bölgedeki ABD ve İngiliz istihbarat operasyonları uzun süreden beri devam etmektedir. Fransız istihbaratı ve MOSSAD da diğer bölgesel unsurlarla beraber çatışmanın içindedir.

Washington oyunu sert oynamaktadır. Suriye’ye karşı yürütülen adı konmamış savaş bütün ülke ya da zahmete değecek kadarı yıkıma uğramadan sona ermeyecektir.

Batılı ve bölgesel özel güçler ‘isyancıların’ saflarına dahil olmuşlardır. Onları eğitiyor ve yönlendiriyorlar. Hedefleri seçip, saldırıları koordine diyorlar.

‘İsyancılar’ NATO’yla uyum içinde hareket ediyor. Kuzey Atlantik Paktı sömürgeci bir ölüm makinesidir. Görevi kitlelerin katli, cinayet ve rejim değişikliğidir.

Vaşington tarafından cepheye sürülen ‘isyancılar’, Suriye’yi sistematik olarak tahrip ediyorlar ve yıkıma sürüklüyorlar. Belli ki akıllarında farklı hedefler de var. NATO katilleri hiç ara vermezler.

Emperyalistlerin hırs dolu amaçları için NATO en önemli araçtır. Planları küresel egemenliklerini tartışmasız hale getirmektir. Amaçlarını gerçekleştirmek için bütün gezegeni tahrip etmeyi göze alabilirler.

Taşeron, boğaz kesen katiller her gün Suriye halkına karşı vahşi suçlar işlemektedir. Patriot füzeleri ise kendi katliamlarının planlarını yapmaktadırlar.

Chossudovsky , gelmekte olan çatışmaya hazırlık için Rusya’nın Suriye’ye gelişmiş İskender füzeleri ve Rus Savunma Sistemi Pechora 2M konuşlandırdığını açıkladı.

Rusya’nın konuşlandırdığı füze sistemleri kullanılmaya hazır. Bundan sonraki süreç takip etmeye değerdir. Ocak ayındaki gelişmeler bir sonraki aşamanın habercileri olacaklardır.

ABD-Rusya ilişkileri çok tehlikeli bir dönüm noktasındadır. Suriye’de Rus vatandaşları ve Rus gazeteciler hedef haline gelmişlerdir.

Eylül’de Press Tv’den Maya Naser soğukkanlı bir cinayetle öldürülmüştür. Aynı anda Şam büro şefi sırtından vurulmuş ve yaralanmıştır. Hedef haline geldiklerinde her iki gazeteci de Şam’daki bombalama olaylarını araştırıyorlardı.

Onlar ve diğer bağımsız gazeteciler sürekli olarak ölüm tehdidi alıyorlar. Cesaretle Suriye’de kaldılar ve görevlerini yapmaya çalıştılar. Bazıları, Maya gibi cesaretlerinin karşılığında öldürüldüler. Hüseyin, cerrahi müdahele için Tahran’a götürüldü.

Suriye gazeteciler için dünyadaki en tehlikeli yerlerden biri. Görevlerini hakkıyla yapanlar çok daha büyük bir tehdit altındalar. Boğaz kesen katiller onları hedef almış durumda.

Vaşington kimin hedef alınacağına karar veriyor, İsrail ve NATO ortakları ise en sevdikleri gazetecileri seçiyorlar. Gerçekleri söyleyen gazeteciler kendinize dikkat edin.

Çatışmanın başladığı geçen yıldan bu yana Suriye’de yaklaşık 70 gazeteci öldürüldü. Birçok bağımsız gazeteci ise London Sunday Times muhabiri Marie Colvin ve New York Times makale yazarı Anthony Shadid gibi zorlu koşullara dayanamadı. Shadid’in ölüm nedeni resmi olarak astım krizi olarak açıklandı. Boğularak öldürülmüş olması daha olası.

Aleviler ve Esad destekçisi kabul edilen diğer topluluklar tehdit altında. Birçoğu cesaretle işgalcilere karşı koyuyor. SANA (Suriye-Arap Haber Ajansı) Halep’te El-Sebil mahallesi halkının direniş için silahlandığını açıkladı.

Esad’ı destekleyen büyük bir yürüyüş düzenlendi ve Suriye ordusuna her tür desteğin verileceği açıklandı. Yabancı işgalcilerin ülkeden kovulması için acil çağrı yapıldı. Suriyeliler kimin dost kimin düşman olduğunu biliyorlar. Boğazları acıyana kadar bunu haykırıyorlar.

Suriye’deki çatışma çok tehlikeli bir dönemeçte. Esad yönetimini tehdit eden güç bütün bölgeyi felakete sürüklüyor. Ne Vaşington ne de çatışmanın tarafı olan diğer ülkeler çatışmalar tırmanırsa olayları kontrol edebilir. Topyekün savaş olasılığı çok yakın ve son derece kaygı verici.

Stephen Lendman

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. YÜCE ALLAH SURİYEDEKİ MÜSLÜMANLARI MUHALİFLERİN VE ONLARIN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ İSRAİL VE AMERİKANIN ŞERRİNDEN KORUSUN.BU SAVAŞ HAK VE BATIL SAVAŞI OLMAYA DOĞRU GİDİYOR.YÜREĞİNDE ZERRE KADAR İMAN OLAN MÜSLÜMANLAR ALLAH AŞKINA SAFINIZI İYİ BELİRLEYİN VE YANDAŞ MEDYANIN ÖYUNUNA KULAK VERMEYİN.İSRAİLİN FİLİSTİNİ YALNIZLAŞTIRIP YUTMASINA ,İRANDAN GELEN (SURİYE ARACILIĞIYLA) YARDIMLARI FİLİSTİNE ULAŞTIRMASINA ENGEL OLMAYA ÇALIŞMASINA ALET OLMAYALIM. NABAL ALTINDA KALMAYALIM.ÇEVREMİZDEKİ İNSANLAR MUHALİFLERİN GERÇEK YÜZÜNÜ BİLMİYORLAR,KASITLI OLARAK SURİYE YÖNETİMİNİ SUÇLU OLARAK GÖSTERİYORLAR,BİZLER MÜSLÜMANLAR OLARAK UYANIK OLALIM VE İNSANLARI UYARALIM,YAHUDİLERİN OYUNUNA GELMEYELİM.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu