DÜNYAİran

İran basını: Erdoğan Suudi hanedan rejiminin katliam ve cinayetlerinin avukatlığını üstlendi

Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan elçiler toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul’daki terör saldırısını ve bölgesel gelişmeleri değerlendirdi.

Erdoğan DAEŞ, Nusra Cephesi, İslam ordusu, Nusra Cephesinin kurdurduğu Fetih ordusu gibi tekfirci terör örgütlerinin hamisi ve besleyicisi Vahhabi Suudi krallık rejiminin, katliam ve savaş suçlarının avukatlığını yapmaya özen gösterdi. Erdoğan, Amerika kuklası azılı diktatör Suudi krallık rejiminin Arabistan halkına yaptığı baskıları, bu ülke halkının zenginliklerini yağmalayıp batılı bankalarda yatırması, bazı batılı ülkelerdeki büyük kumarhaneler ve fuhuş merkezlerini işletmesi, Bahreyn ve Yemen halkına karşı yıkım ve katliamlarını sürdürmesi, Yemen’i enkaza çevirmesine de destek vererek, nifak politikalarını sürdürüp, açıkça “Vahhabi-Siyonizm” ittifakına katıldığını ve Vahhabiliği savunmak amacıyla İslam alemindeki Sünni Müslümanları Selefi vahhabi şirret safına çekmeye ve Sünni ile Şii Müslümanlar arasında Mezhep savaşı yaşanıyormuş gibi bir fitne ateşini yakmaya çalıştığı görülüyor.

“Suudi Vahhabi-Siyonizm-AKP” ittifakının DAEŞ ve diğer tekfrici terör örgütlerini kullanarak Irak ve Suriye’yi çökertme ve parçalama temelindeki bütün fitne ve komploları suya düşünce Erdoğan çileden çıkıp, Siyonizm ve Vahhabi ittifakına şirin gözükmek amacıyla İran İslam cumhuriyetini suçladı. Erdoğan, İran’ın Irak, Suriye ve Yemen’de yayılmacı politikalar izlediğini , “Şeyh Nemri idam eden Suudi Arabistan’a karşı itiraz eden İran’ı yeni ve tehlikeli bir sürecin fitilini ateşlemeye çalıştığını, Mezhep temelli ayrışmaları çatışmaya dönüştürdüğünü, İran’ın Suudi Arabistan ve Fars Körfezi ülkeleri ile ilişkilerini bilinçli olarak gerginleştirmesinin ise bu stratejinin bir parçası olduğunu” iddia etti.

Selefi Vahhabi Harici ve Ehli-Beyt Resullullah’ın azılı düşmanı Suudi krallık rejimi ve yardakçılarının karanlık ve İslam dışı emelleri hakkında Dış işleri bakanımız Dr. Muhammed Cevad Zarif New York Times gazetesinde yayınladığı makalesinde; Suudi Krallık rejimi barbarlığının, ülke içinde elinde kılıçlı cellatlar, ve ülke dışında ise bıçaklı maskeli katillerle temsil edildiğini yazdı.

Zarif bölgede üç boyutlu bir strateji uyguladığını, bunların İran İslam cumhuriyetiyle yapılan “Barışçı nükleer ortak eylem planı anlaşmasını” bozmak, bölge ve İslam ülkelerinde gerginlikler çıkarmak, fırkacı çatışmaları çıkarıp, işlediği cinayetleri ve desteklediği terör ve şiddetin göz ardı ettirmek, Yemen halkına karşı katliamlarını hızlandırmak, İran İslam cumhuriyetini tehdit edip öfkelendirmekten ibaret olduğunu vurguladı.

Muhammed Cavad Zarif, Suudi krallık rejiminin, El-Kaide ve Nusra Cephesi gibi bütün tekfirci terör örgütlerinin besleyicisi olduğunu kaydedip, İran düşmanlığını körüklemeye çalıştığını, Suudi Arabistan’ın ya şiddet, fırkacı çatışma yolunu sürdürme, ya da bölgesel barış ve güvenlikle yapıcı işbirliği sürecini seçmesi gibi iki yoldan birini tercih etmesi gerektiğini vurguladı.

Dış işleri bakanı zarif Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin komşu ve bölge ülkeleriyle işbirliğini geliştirme, barış ve güvenliği sağlama, bölgesel ve uluslararası şiddet ve terörizmle mücadele etme stratejisini ilan ettiğini, bu bağlamda, Eylül 2013 tarihinde BM genel kurulunda “Şiddet ve aşırıcılık ve terörizmle etkin mücadele” teklifini gündeme getirdiğini, BM üyesi bütün ülkelerin bu teklifi kabul edip, onayladıklarını kaydetti.

Erdoğan, İran’da idamların olduğunu, “bunu nereye koyacağız” diye sözde eleştiride bulunurken, barbar Suudi krallık rejiminin hürriyet, bağımsızlık ve demokrasi isteyen Arabistan halkının kıyam ve taleplerinin de katliamlarla sindirilmesine açık destek verdi. Türkiye’de AB zorlamasıyla İdam cezası yok, fakat Kürt halkını ezmek için, hava saldırıları ve tank ve topla yapılan toplu katliamlar, Suudi krallık rejimiyle işbirliği içinde Yemen, Irak ve Suriye’de desteklenen tekfirci teröristlerle Suudi hanedan rejimi liderliğindeki gerici ve insanlık düşmanı koalisyon güçlerinin yaptıkları katliamlar, tekfirci teröristlerin Kadınları esir alıp paylaşmaları, kadınları pazarlarda satmaları, kadınlara tecavüz edildikten sonra parçalanıp, çöp kutularına atılmaları var

Seyid Ali Gaemmagami

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu