DÜNYAİranİSLAM BÜYÜKLERİ

İmam Ali Hamanei: Baskı ve sindirmelere rağmen milletlerin özgüveni ve İslam’la bütünleşme ruhu asla sönmeyecektir

Dünya Mustazafları ve müslümanlarının Rehberi İmam Seyyid Ali Hameney, rehberliği seçen Bilgeler – uzmanlar meclisi (meclisi Hobregan) başkanı ve temsilcileriyle yaptığı görüşmede, bölgede ve dünyanın çeşitli bölgelerinde önemli gelişmeler yaşandığını söyledi.

İmam Seyyid Ali Hameney uzmanlar meclisi üyeleriyle yaptığı görüşmede, kuzey Afrika, Asya Kıtası ve Avrupa’da yeni gelişmeler yaşandığını belirtip, bunların yakın bir takibe ve incelemeye alınması gerektiğini söyledi.

İmam Seyyid Ali Hameney İslam inkılâbının canlılığını koruduğunu, gençlerin dindar ve inançlı olduklarını, ülkede Milli birliğin takviye edilip korunması gerektiğini, dini, mezhebi ve kavmi- etnik guruplar arasındaki birlik ve dayanışmanın bozulmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtip her kesin İslam inkılâbı düşmanlarını komplolarının bilincinde olması gerektiğini, çünkü düşmanların İran halkına ve İslami değerlere olan kin ve nefretlerinin devam ettiğini kaydetti.

Müstekbir ve sömürgeci güçlerle dünya toplumu üzerinde sulta kurmuş olan geleneksel güçlerin cephesinde görünüşteki huzur ve güvenliğin bozulduğunu, bu görünüşteki istikrarın bozulmasının göstergelerinden birinin Amerika ve Avrupa kıtası ülkelerdeki ekonomik krizlerden ibaret olduğunu vurgulayan

İmam Seyyid Ali Hameney , Batı medeniyetindeki Hümanizm öğretisinin iç yüzünün ortaya çıkması, ahlaki değerlerin çökmesi ve insani değerler ve hakların payimal edilmesinin de müstekbir güçlerden oluşan Cephenin görünüşteki huzur ve asayişin bozulmasına sebep olduğunu belirtti.

İmam Seyyid Ali Hameney batı medeniyeti, şiddet ve katliam, fesat ve özü kötülüğe dönüştüren şehvet düşkünlüğü, eşcinsellik, bölge şiddet ve terörizmi destekleme ve din ile mukaddesatlara saldırı ve ahlaki çöküşe sebep olmaktadır dedi.

Amerika ile Avrupa kıtası ülkelerde ve özellikle Euro bölgesinde ekonomik kriz ve çöküşler yaşanmaktadır. Bütün alanlarda gelişmiş ülkeler olarak nitelendirilen ülkeler son yıllarda ekonomik, toplumsal, siyasi ve kültürel krizler yaşamaktadırlar. Amerika ve Avrupa ülkelerinde halk kitleleri ekonomik ve mali sıkıntılar çekip, protesto gösteri yürüyüşleri yapmaktadırlar. Avrupa’nın bazı ülkelerinde hükümetler istifa etme zorunda kaldılar ve Amerika’da ise devlet geçici de olsa kapandı. Bütün bunlar söz konusu ülkelerin kriz yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Amerika ve Avrupa’da evsizler, yardım kartı alanlar ve karneye bağlananların sayısı, bankalar ve büyük şirketlerin iflası artarak devam etmektedir. Bütün bunlar sultacı düzenin yıkıcı sonuçlarıdır. Amerika ve Avrupa ülkelerine sulta kurmuş olan güç odakları, o ülke halklarının vergisiyle çeşitli bölgelerde savaş çıkarıyor ve diğer milletlere katliamlar ve işgaller dayatıyorlar. Batılı ülkelerdeki ekonomik krizle birlikte toplumsal hayat ve kültürel değerlerde çöküşe uğramaktadır. Batı toplumlarında aşırı derecede materyalist düşünceye ve maddiyata yöneliş, ilim köklerini ve insani değerlerle kimliğini, toplumsal birlik ve bütünleşme değerlerini olumsuz etkileyip çökertmektedir.

Buna karşılık İslam ve Ortadoğu ile Afrika ülkelerinde milletlerin uyanışı ve özellikle İslami dirilişi ve direnişini yükselişe geçip devam etmektedir. Batılı sömürgeci güçlerin İslami uyanış ve diriliş hareketlerini saptırmaya çalışsalar da, İslami diriliş devam etmektedir. İslam inkılabı ve dünya müslümanlarının rehberinin vurguladığı gibi baskı ve sindirmelere rağmen milletlerin özgüveni ve İslam’la bütünleşme ruhu asla sönmeyecektir.

İslam inkılâbının zaferinden 35 yıl geçmesine rağmen İran halkı İslami ve insani değerlere inanç ve bağlılığını yılmadan sürdürmektedir. İran milleti derin ve zengin İran ve İslam medeniyeti değerlerine sahip çıkmakta, belirlediği yüce hedeflere doğru kararlılıkla ilerlemektedir.  İran milleti siyasi ve ekonomik gelişim ve bağımsızlığını zirveye ulaştırmak için sayısız yüksek enerji ve kapasiteye sahiptir. İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Hamenei’nin direniş ekonomisi stratejik konseptini ilan etmesi de bunun bir sonucudur. İran milleti ve bilginleri barışçı nükleer bilim ve teknoloji ile diğer bilim ve teknoloji alanlarında yüksek güç ve kabiliyet kazanmışlardır. Bütün bunlar yerli imalat gücüne dönüşmüştür. Düşmanlar ise, İran milletinin bu yüksek bilimsel güç ve ilerlemesini tahammül edemedikleri için yaptırımlar uyguladılar. Yaptırımlar işe yaramayınca, askeri seçeneklerden dem vurdular ve tehditler savurdular. Fakat bunların hiç biri İran halkını hak yolunda ilerlemesinden yıldıramadı. İran İslam cumhuriyeti düşmanları en çirkef güç odaklarından oluşmaktadırlar. Saldırı tehditlerinden bulunan Amerika yöneticileri de dünya toplumu açısından en hunhar, militarist ve insan haklarının düşmanları sayılıyor ve bu ülke içinde de en yalancı ve güvenilmez kimseler olarak addedilirler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu