DÜNYAHABERLERKüçük ManşetlerMAKALE KÖŞESİMEDYA ANALİZ

Suriye’de yine ‘katliam’ haberleri ve yine yalanlar

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi diplomatlarının Suriye ile ilgili karar tasarısını görüşecekleri gün, Suriye’den yine bir katliam haberi geldi.

Sabah saatlerinde merkezi Londra’da olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin Suriye’deki “aktivistlere” dayandırarak servis ettiği habere göre Tremse’ye saldıran Suriye ordusu helikopter ve tanklarla çoğu Sünni 200’ün üzerinde insanı öldürmüş, özellikle aileleri ortadan kaldırmıştı. Daha sonra bu haberlere Yerel Koordinasyon Komiteleri de kendi sayısını ekledi.

Dikkat çekici noktalardan bir tanesi, iddia edilen katliamdan sonra açıklama yapan Suriye’deki Müslüman Kardeşler örgütünün, katliamdan yalnızca Esad’ı değil, Esad’ın uluslararası destekçileri olarak nitelendirdiği İran, Rusya ve Kofi Annan’ı da sorumlu tutması.

Öldürülenler Özgür Suriye Ordusu’ndan mı?

Ancak saatler ilerledikçe başka haberler de gelmeye başladı. Suriye devlet medyası, katliamın silahlı militanlar tarafında gerçekleştirildiğini savundu. SANA’nın görgü tanıklarından aktardığına göre, Tremse’ye gelen silahlı çeteler rastgele ateş açtı ve bazı evleri bombaladı. Görgü tanıklarından bir tanesi, bir kadın ve çocuğunun kendi gözleri önünde silahlı militanlar tarafından katledildiğini söyledi.

Daha ilginç bir iddia ise, Şam News Network isimli Esad muhalifi bir medya organından geldi. AFP’ye konuşan Cafer isimli bir “aktivist”, sayının henüz kesin olmadığını, ancak öldürülen sivil sayısının 7’den fazla olmadığını belirtti. Cafer, geri kalan ölülerin Özgür Suriye Ordusu’ndan olduğunu söyledi.

Cafer’e göre olay Hama bölgesindeki rutin güzergahında dolaşan ordu birliğine açılan ateşle başladı. Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) saldırısına karşı koyan ordu birliği, Cafer’in iddiasına göre bölgedeki rejim yanlısı Alevilerden de yardım aldı. Cafer, ÖSO’nun 1 saat içinde yenildiğini söyledi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de daha sonra “çok sayıda isyancının öldürüldüğünü” açıkladı. 40 militanın kimliğinin tespit edildiğini söyleyen Gözlemevi, 18 kişinin “infaz” edildiğini, 30 kişinin cesetlerinin ise yandığını iddia etti.

İlk hikayede, saldırıdan önce rejim yanlısı Şebbiha milislerinin kasabaya girerek sivilleri çoluk çocuk dinlemeden katlettiği iddia ediliyordu. Bu hikaye, New York Times, Guardian, Reuters gibi birçok medya organı tarafından sorgulanmadan kullanıldı.

Öldürülen militanlar arasında Türk de mi var?

Olayla ilgili Suriye tarafından yapılan açıklamada, ordunun yurttaşları kaçırarak kendilerine kalkan yapan terörist gruplara yönelik başarılı bir operasyon gerçekleştirildiği belirtildi. Operasyonun bölgede yaşayan insanların verdiği bilgilerle yapıldığını kaydeden ordu, operasyonda birçok militanın öldürüldüğünü, bazılarının gözaltına alındığını söylerken, silah ve mühimmatın yanı sıra, aralarında bir Türk vatandaşına ait olduğu belirlenen birçok kimliğin de ele geçirildiğini iddia etti.

Yine BM toplantısı…

Katliam haberinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi diplomatlarının, Suriye hakkındaki bir karar tasarısını görüşecekleri güne rastlaması dikkat çekiyor. Zira bundan önce de Suriye gündemiyle toplanan BM görüşmelerinden önce Suriye’de Esad rejiminin yaptığı “katliam”lar gündeme gelmişti.

3 Şubat’ta Suriye’yi tartışacak olan BMGK toplantısından önce, Humus’ta 200’ün üzerinde Suriyelinin rejim güçleri tarafından öldürüldüğünü iddia edilmişti. Sonra sayı birden 350’ye çıktı. BMGK’da Suriye’ye yaptırım kararı veto edilince, birdenbire yaşanan olayda ölenlerin sayısı 350’lerden 55’e indirildi. BBC gibi büyük haber kaynaklarında bu yeni sayı çeşitli haberlerin okunmayacak köşelerine gizlendi. Guardian, yeni sayıyı verme zahmetine dahi katlanmadı, “bir muhalefet grubunun sayıyı gözden geçirerek aşağıya çektiğini” belirtmekle yetindi.

14 Ağustos 2011 günü batı medyası, Suriye hükümetinin denizden gemilerle Lazkiye kentini bombardıman ettiği haberleri geçmişti. Haberler sayısız ayrıntıyla destekleniyor, kentin neredeyse yıkıldığı öne sürülüyordu. Konu o gün Türkiye medyası da dahil her yerde geniş yer buldu.

Ertesi gün, ABD Dışişleri Bakanlığı böyle bir bombardımandan haberdar olmadığını açıkladı. Fakat bu açıklama, neredeyse hiçbir basın organında kendisine doğru düzgün yer bulamadı. Katliam imajı bir defa yaratıldı, daha sonra Lazkiye’nin ismi unutuldu. Sanki o katliam hiç yaşanmamış gibi devam edildi ki, gerçekten de hiç yaşanmamıştı. Kent sapasağlam ayakta duruyordu.

6 Haziran günü yine BM’de görüşmeler yapılacakken, Mazrat el-Kabir’de 76 kişinin Suriye tarafından öldürüldüğü iddia edildi.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu