DÜNYAHABERLERSuriye

Katliamın Sorumluluğu Muhalefeti Silahlandıran Ülkelerdedir

Enformasyon Bakanı Omran el-Zoubi; teröristlerin Neyreb Bölgesindeki Kefar Dael’den Halep’in Han el-Asel Bölgesine kimyasal madde ihtiva eden füze fırlatmalarının oldukça tehlikeli bir tırmandırma olduğunu belirterek, bu cinayetin Arap Birliğinin bakanlar düzeyindeki kurulunun aldığı son kararının ilk yansıması olduğuna dikkat çekti.

Bakan Zoubi; teröristlerin işledikleri bu katliamda uluslararası kanunlarca yasaklanmış bir silah kullandıklarına dikkat çekerken, bu katliamın uluslararası toplumun yanı sıra teröristleri destekleyen, barındıran, finanse eden ve silahlandıran devletlerin sorumluluğunda olduğunun altını çizdi.

Katliamda asker ve sivillerden 25 kişinin şehit, geneli ağır olmak üzere 100’den fazla kişinin de yaralı düştüklerini belirten Zoubi; katliamın kanuni, ahlaki ve insani sorumluluğunu Türkiye’deki Receb Tayyib Erdoğan hükümeti ve Katar şeyhliğine yükledi.

Bakan Zoubi; katliamın sorumluluğunu ayrıca ‘muhalefeti’ silahlandıran tüm devletlere yükleyerek, uluslararasında yasaklanmış silahların kullanılmasının güvenlik ve askeri açıdan Suriye’de cereyan eden olaylarda oldukça tehlikeli bir tırmandırma teşkil ettiğinin altını çizdi.

Emir, bakan, hükümet başkanı yada kim olursa olsun sorumlu herkesin cezalandırılması gerektiğini belirten Zoubi; bazı tarafların Suriye’de halkı, altyapıyı ve hizmet kurumlarını vahşice hedef alan terör gruplarına aleni askeri ve her türlü desteği ilan ettiklerine işaret etti.

Zoubi; bazı medya organları ve tarafların Suriye’ye yönelik baskı ve dezenformasyonları kapsamında kimyasal silah iddialarında bulunduklarını ve tehditler savurdukları bir zamanda Kaide Örgütüne tabi Nusra Cephesine bu gibi silahları temin ettiklerini belirtti.

20130319-175019.jpgEnformasyon Bakanı Zoubi; bu cinayetin ışığında Suriye hükümetinin uluslararası ve bölgesel örgütlere yönelerek uluslararası kanunlar ve ilkeler doğrultusunda silahlı terör gruplarını uluslararası kanunlarca yasaklanmış silahlarla silahlandıran devletleri şikayet etme hakkına sahip olduğunu belirtti.

Teröristlerin kullandıkları füzenin ihtiva ettiği zehirli gazların hemen bayılmaya ve ardından da ölüme yol açtığına dikkat çeken Zoubi; bu gibi silahların ‘yok edici sayıldığını ve uluslararasında yasaklandığının’ altını bir kez daha çizdi.

Bakan Zoubi; Suriye’nin dışından ve bazı komşu devletler üzerinden gelen bu silahın kullanılmasının Fransa, İngiltere, Türkiye, Katar ve daha başka devletlerin Suriye’deki silahlı gruplara ‘öldürücü silah’ desteğinde bulunmadıkları, askeri değil de sadece lojistik destekte bulunduklarına ilişkin tüm iddiaları çürüttüğünü vurguladı.

Kimyasal silahların bu şekilde aleni olarak kullanılmasının 50 yıldan beri dünyanın hiç bir yerinde tanık olunmadığına dikkat çeken Zoubi; bu katliamın Batılı ve Türkiye istihbaratının yanı sıra Nusra Cephesi ve daha başka terör gruplarının yoğun olarak bulundukları bir bölgeden işlendiğinin altını çizdi.

Zoubi; Amerkalılar ve Avrupalıların başarısız ve yalancı mantıklarıyla Suriye’de kimyasal silahların varlığından söz ettiklerine işaret ederken; Suriye’de kimyasal silahlar olsa bile Suriyeli askeri komutanların bu gibi silahları siyasi, ahlaki ve insani değerlerden dolayı kullanmayacaklarının altını çizdi.

Katliamın kanıtlarla belgeli olduğunu ve hiç bir tartışmaya ihtiyacı olmadığını açıklayan Zoubi; teröristlerin Türkiye, Katar, İngiltere, Fransa ve daha başka devletlerin temin ettikleri silahlara ilaveten kimyasal silahları da kullandıklarını belirtti.

Enformasyon Bakanı Zoubi; Suriye Arap ordusunun sahip olsa bile ne geçmişte nede gelecekte hiç bir koşul altında uluslararasınca yasaklanmış silahlar kullanmasının mümkün olmadığına bir kez daha vurgu yaptı.

Arap Birliğinin bakanlar düzeyindeki kurulunun ‘muhalefeti silahlandırma’ konusunda aldığı kararların mevcut olan bir durumu meşrulaştırma çabasından başka bir şey olmadığını belirten Zoubi; bir çok ülkeden silahların geldiğini ve Katar’ın da bu silahları finanse ettiğinin ortada olduğuna işaret etti.

Sahadaki durumlar konusunda ise Bakan Zoubi; durumların iyiye gittiğini ve terör gruplarıyla mücadele planlarının normal seyrinde hayata geçirildiğini belirtti. Zoubi; silahlı kuvvetlerimizin yüksek bir moralle birlikte başta Nusra Cephesi olmak üzere tüm terör gruplarına karşı mücadelesinde azimli ve kararlı olduğunu ifade etti.

Bakan Zoubi; Suriye halkının kanlarının akıtılması suçunda ortak olan medya organlarının gerçekleri çarpıttıklarına işaret ederken, ağır darbeler alan teröristlerin morallerini ükseltmeye çalıştıklarını ekledi.

Uluslararası Toplumdan Sınır Koymasını Talep Etti

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdat; Silahlı terör gruplarının Han el-Asel’de gerçekleştirdikleri suçun; teröristlerin siciline yeni bir katliam olarak eklendiğini ifade etti.

Mikdat; bu katliamın sorumluluğunu özel bir şekilde söz konusu terör gruplarına her türlü desteği sağlayan bazı körfez ülkeleri ile Batı ve Türkiye’ye yükledi.

Suriye’nin halkını savunma, terör ve onu destekleyenlerle mücadele etme hakkına tutunduğunu belirten Mikdat; uluslararası toplumdan Amerika, Fransa ve İngiltere’nin yanı sıra Körfezdeki söz konusu Arap ülkelerin Suriye’nin içişlerine müdahalelerine ve teröristlerin eğitilip silahlandırılmasına bir sınır koyulmasını talep ederken, çünkü bunun Bölgeye ve terörü destekleyen ülkelere olumsuz bir şekilde yansıyacağını belirtti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu