DÜNYAIrakSon DakikaSuriye

Terörün en büyük kurbanları Suriye ve Iraklı mültecilerdir

Suriye Mart 2011’den beri ve Irak ise Haziran 2014’ten beri tekfirci teröristlerin dayattıkları savaşların kurbanı oldular. Bu tekfirci teröristlerin saldırı ve yıkım ile katliamlarından kurtulup kaçan Suriyeli ve Iraklı mülteci sayısı milyonlara ulaşmıştır. BM Mülteciler yüksek Komiseryasının raporuna göre, Irak ve Suriye’ye dayatılan tekfirci terör savaşları sonucu, 13 milyon 600 bin insan, mülteci durumuna düştü. Suriye’de terörist IŞİD, Cephetün-Nusra ve sözce İslam cephesinin saldırıları sonucu, 7 milyon 200 bin Suriyeli, ülke içinde mülteci durumuna düştü. Ülke dışına iltica eden Suriyeli sayısı ise 3,5 milyona ulaştı. Irak’taki terörist saldırıları sonucu, 2014 yılı öncesinde 1 milyon 200 bin ve 2014 yılında 1 milyon 900 bin Iraklı ülke içinde ve dışında mülteci duruma düştü. Suriye ve Irak’ta mülteci duruma düşen 13 milyon 600 bin kadın, çocuk ve erkekle sivil insanlar tam bir yoksulluk içinde ve zor şartlarda yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu mülteciler maddi ve refah imkanlarından yoksun bırakıldıkları gibi, psikolojik depresyon yaşıyorlar.

Iraklı ve Suriyeli mülteciler, evlerini, iş yerlerini ve gelirlerini, eğitim haklarını kaybedip, sağlıksız şartlarda kamplarda yaşamaktadırlar. Aileler de parçalanmış bulunuyorlar. Kadın ve çocukların hayat hakkı ve güvenliği açıkça tehdit edilmektedir. Eşlerini kaybeden kadın ve kız çocukları Türkiye ve Ürdün kamplarında suiistimal edilmekte ve zorla evlendirilip kampların dışına çıkarılmaktadırlar. Kadın ve çocuklar dilencilik gibi işlere zorlanmakta veya fuhşa sürüklenmektedirler. Erkekler işçiler olarak bazen çok düşük ücretle veya angarya olarak çalıştırılmaktadırlar. Suriye ve Irak’ta milyonlarca insan tekfirci teröristlerin sultası veya ablukası altında yaşamakta ve saldırılarla katliamlara ve tehditlere maruz kalmaktadırlar.

Tekfirci teröristler kadınları köle olarak satmakta ve onlara tecavüz edip katletmektedirler. Yetersiz ve sağlıksız beslenme ve tedaviden yoksunluk ve ilaçsızlık da Suriyeli ve Iraklı mültecilerin hayatını tehdit etmektedir. Tekfirci selefi Vahhabi teröristler, halkı vergiye ve haraca bağlamaktadırlar. Çocukları ise asker olarak kullanmaktadırlar. Komşu ülkelere sığınan Suriyeli ve Iraklı mülteciler, söz konusu ülkelerin de ekonomik ve toplumsal yapılarını zorlamakta ve bozulmasına sebep oldukları için yerli halk tarafından psikolojik olarak itilmektedirler. Suriyeli ve ıraklı mültecileri kabul eden ülkeler ise, onlara sosyal hizmetler verme ve eksikliklerini giderme, beslenmeleri ve sağlıklarını sağlama yükümlülüğünü taşımıyorlar. Amerika ve batılı müttefiklerinin dayattıkları terör ve yıkıma rağmen, batılı ülkeler Suriye ve ıraklı mültecileri kabul etmiyorlar. Nitekim AB ülkelerinde Suriyeli ve ıraklı mülteci sayısı 200 bin civarındadır. Mültecilere yardım miktarları da birkaç yüz milyonu aşmamaktadır.

Batılı sömürgeci güçler Irak ve Suriye’de terör estirip, iki hedefi gütmektedirler. Bunlardan biri bu ülkeleri yıkıp yakarak istikrarsızlaştırıp, enerji kaynaklarını yağmalayarak ileride şirketlerine Pazar ve rant sağlamak ve diğeri ise komşu ülkeleri mülteci akınıyla sarsmaktır. Suriyeli ve ıraklı mülteciler yaz aylarında sıcak hava ve susuzluktan bunalırken, şimdi de soğuk hava şartlarından azap çekiyorlar. Buna ilaveten çocukların eğitim hakları da ayaklar altına alınmış bulunuyor. Batılı güçler insan hakları savunucusu olduklarını iddia ettikleri halde Iraklı ve Suriye halkının yaşadığı insani facia karşısında sessizliklerini korumakta ve insani yardımlarını esirgemektedirler. Nitekim BM mülteciler yüksek Komiseryası, bütçe açığı ve nakit para yetersizliğinden dolayı, mültecilerin hepsine hizmet veremeyeceğini ve sadece tercihli bazı kesimlerine insanı yardım ve hizmetler verebileceğini bildirdi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu