Seçim kanunu geçen hafta bu ülke senatosu ve meclisinde kabul edilmişti ama Ürdün kralı partilerin isteğini ve anayasada yapılan taslağı reddetti. Ardından da, yasama, yürütme ve yargıyı birkaç gün içinde seçim kanunun da kendi isteği doğrultusunda yapılması hedefiyle çalışmalara başlaması emrini verdi. 2.Abdullah, anayasada yapılacak reformlardan dönüşün de olmayacağının altını çizdi ama siyasi partilerin ve halkın tepkilerini dikkate almaksızın 18 yaşındaki oğlunu veliaht olarak atadı.
Ürdün’de veliahtlık 2004 yılında kral 2. Abdullah’ın üvey kardeşinin Hazma Bin el’Hüseyin’in veliahtlığı kabul etmemesi ve Kral Abdullah’ın da oğlunun 18 yaşında olmamasından dolayı kanunen boştu. Ama, şimdi şehzade Hüseyin’in 18 yaşına girmesiyle veliahtlık açısından bütün hakları eline geçmiş oldu. Veliaht elbette geçen nisan ayında babasının yardımcısı olarak yemin de etmişti.
Bu arada başta Tunus olmak üzere Mısır, Yemen, Bahreyn ve Arap dünyasının diğer yerlerinde halkların İslam’dan ilham alarak dikta rejimler aleyhinde başlattıkları kıyamlar dikkate alındığında Ürdün de bu kıyamlardan ve gösterilerden müstesna değildi. Zira, zaman zaman Ürdün’de halk ülkedeki mali ve iktisadi yolsuzluk ile yönetimdeki fesadı protesto etmiş ve halkın gösterilerinden dolayı 2.Abdullah zaman zaman kabinede değişikliğe gitmeye mecbur kalmış ve böylece halkın itirazlarını azaltmaya çalışmıştır. Açıkçası göstermelik reformlar yapmakla yetinmiştir. Ama bütün bunların ardından Ürdün kralının şimdi oğlunu veliaht olarak ataması ve halkın tepkilerini hiçe sayması bu ülkede tepkilerin tekrar büyümesine neden olacaktır.
Zira, halkın tepkilerinden dolayı son 15 ayda dört kez kabineyi değiştirmek zorunda kalan Ürdün kralı, bölgede yaşanan onca gelişmeleri hiçe sayarcasına gerici yönetimlerden kalma anlayışla tekrar oğlunu veliaht olarak ataması bu ülkede halkın önümüzdeki günlerde gösterilerinin büyümesine ve bundan dolayı geleceği belli olmayan bir sürece gireceği düşünülüyor.
Eğer, Tunus ve Mısır’da halk hareketlerinin de temelinde iktisadi yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, rant, sınıflar arası uçurum dikkate alındığında ve söz konusu ülkelerin bugün içinde bulundukları süreç iyice hesaplandığında yakın bir gelecekte de Ürdün’ün benzeri sahneleri yaşaması hiç de uzak bir ihtimal değil.
Bunun içindir ki, siyasi gözlemciler, Ürdün kralının oğlunu veliaht atamasını çok büyük yanlış girişim olduğunu zira halkın söz konusu krallık sisteminden ziyade demokrasiye geçiş ve halk iradesini görmek istediğini ve bunun için de Ürdün’ün önemli gelişmelere gebe olduğu görüşündeler,ayrıca suriye konusunda benzer gerekçelerle çıkış yapanların sözkonusu ürdün ,bahreyn suud vb.gibi son derece baskıcı rejimler olunca suspus olması onların gerçek niyetleri konusunda kendilerini ele veriyor
kızını mı veliaht etmiş oğlunu mu ben seçemedim