HABERLERİNSAN HAKLARI

Film, Mescid-i Aksa’nın yakılmasından daha da tehlikeli

Hizbullah genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İslam’a hakaret içeren filmin Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında çatışma çıkarmayı hedeflediğini açıkladı.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, pazar akşam saatlerinde el-Menar televizyonu aracılığıyla yaptığı konuşmasında, Hz. Peygamber’e hakaret içeren filmi protesto etmek için Lübnanlıları gösteri düzenlemeye çağırdı.

 

Amerika’yı söz konusu filimle Müslüman ve Hıristiyanlar arasına fitne sokmayı hedeflediğini belirten Nasrullah “Pazartesi gününü, hareket için başlangıç olarak seçtik. Yarın 17:00’de Dahiya’da düzenlenecek olan gösteri, tüm Lübnan’da, İslam ve Arap aleminde devam etmelidir” dedi.

 

Nasrallah “Bu filimden ötürü öncelikli olarak yargılanması, cezalandırılması gerekenler, bu filmin sorumlularıdır. Sonrasında bu filmi yapanların arkasında duranlar, destek verenler ve koruyan Amerika gelmektedir” dedi.

 

Hizbullah lideri Seyyid Nasrallah, Hz. Peygamberimizin şahsiyetine yönelik ağır hakaret içeren filme karşı ümmeti ayağa kalkmaya çağırdı.

 

Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, yayınlanan filmde Resulüllah (s..a.v)’e yönelik hakaretin çok ileri boyutlarda olduğuna dikkat çekerek “bu çok ciddi ve kabul edilemez bir durum” dedi.

 

Pazar akşamı El Menar televizyonunda film üzerine bir konuşma yapan Seyyid Nasrullah, “Bugün karşılaştığımız durum çok ciddidir ve daha beteri de bu filmin hala internet sitelerinde yayınlanıyor olmasıdır. Bu durum, 1969 yılında Mescid-i Aksa’nın ateşe verilmesinden de daha ciddidir. Hz. Resulüllah’ın şahsiyetine yönelik bu hakaretler karşısında sessiz kalmak çok tehlikeli bir durumdur. Hz. Resulüllah’ın şahsiyetine yönelik hakaretlere musamaha gösterenler Mescid-i Aksa’yı yıkmak isteyen İsraillilere de yanlış bir mesaj göndermektedirler” dedi

 

Hz. Resulüllah’a karşı saldırı karşısında Müslümanların sorumluluklarını üslenmesi gerektiğini belirten Seyyid Nasrullah düşmanın İslam ümmetine karşı askeri, politik, fikri, kültürel veya ekonomik saldırıları karşısında iki yolun takip edilmesine dikkat çekti.

 

 “Birinci yol, düşmanın amaçlarını bilip bunları başarısızlığa uğratıp amaçlarını gerçekleştirmesine fırsat vermemek. Düşman Müslümanlarla hristiyanlar arasında bir çatışmanın çıkmasını amaçladığı için böylesi bir çatışmadan kesinlikle kaçınmak. İsrail Müslümanların hristiyanları öldürmesini ve onların kiliselerini yakmasını görmek istiyor” diyen Seyyid Nasrullah, Müslümanların dünya çapında gösterdikleri tepkilerde hristiyanları değil de Amerika ve İsrail’i hedef almasının olumlu bir işaret olduğunu belirtti.

 

İslam dünyasından Amerikan yönetimine İslam’ın mukaddesatına karşı böylesi saldırıları önlemesi çağrısında bulunduğunu, ancak ABD yönetiminin bu yönde hiçbir şey yapmadığını belirten Seyyid Nasrullah, Müslümanların protesto gösterileri yaptıktan sonra geri evlerine dönmelerine dönmelerinin yeterli olmadığını söyledi.

 

 “Bütün İslam Ümmeti olarak tarihi sorumluluklarımızı üslenmeliyiz. Bugün Hz. Resülüllah’ı savunmak İslam’ın bütün mukaddesatını savunmaktır. Hz. Resulüllah’ı savunmak Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı savunmaktır. Hz. Resulüllah’ı savunmak bütün peygamberleri ve bütün kitapları savunmaktır” diyen Seyyid Nasrullah, acilen İslam Konferansı’nın toplanmasını istedi.

 

Seyyid Nasrullah “bu din sizin dininiz, merak ediyorum, niçin çoğunuz niçin güçlü bir tavır koymuyorsunuz. Arap yöneticilerimize şunu söyleyelim; bu sizin sorumluluğunuzdadır” diyerek Arap rejimlerinin tutumunu sert bir şekilde eleştirdi.

 

Lübnan hükümetine çağrıda bulunan Seyyid Nasrallah, Hz. Peygambere karşı sergilenen bu saldırganlık karşısında Lübnan hükümetinin harekete geçmesini isteyerek “Lübnan Arap Birliği içinde ve BM’nin bir üyesi. Açık protestolarımızla bu filmin yayınlanmasını durdurmalı, bu saldırganlığın arkasında olanları cezalandırmalıyız” dedi.

 

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman’a, Meclis Başkanı Nebih Berri’ye, Başbakan Necip Mikati’ye ve Lübnan’daki tüm siyasi gruplara çağrıda bulunan Seyyid Nasrullah, bu filme karşı küresel bir rol üslenmelerini, Irak hükümetinin de İslam İşbirliği Konferansı’nın bir zirve düzenlemesine ön ayak olmasını istedi.

 

Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrullah, başta batı olmak üzere bütün dünya ülkelerine şu kesin uyarıyı yaptı:

 

 “Dünya devletleri Arap ve İslam dünyasındaki çıkarları Arap ve İslam dünyasının mukaddesatına gösterecekleri saygıya bağlıdır.”

 

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed ve İslam Dini’ne hakaret içeren ve İslam dünyasında infiale yol filme ilişkin, ”ABD, ifade özgürlüğü konusunda çifte standart uyguluyor. Filmle ilgili tavrı bunun açık göstergesi” dedi.

 

”İslam ümmeti gereken cevabı vermelidir. İslam’a karşı birçok kez eylemler yapıldı. Bunlar arasında Salman Rüşdi’nin kitabı, Amerikalı papaz Terry Jones’un Kur’an-ı Kerim’i yakması gibi eylemler var. Bu operasyon Amerikan Gizli Servisi’nin işidir. İslam dünyası ABD’den bu filmi durdurmasını istiyor ama gereken işlemler bir türlü yapılmıyor, internetten kaldırılmıyor.”

 

İslam dünyasının çok önemli bir dönemeçten geçtiğini belirten Nasrallah, çok dikkatli olunması gerektiğini dile getirdi.

 

ABD Kongresi’nin Müslümanları hedef alan saldırıları suç sayacak bir karar alması için bu ülkedeki Müslüman nüfusun çaba harcaması gerektiğini bildiren Hizbullah lideri, Papa’nın ziyareti sırasında, Lübnan’daki Müslümanlar’ın gereken hoşgörüyü gösterdiğini ancak bundan sonra filme yönelik gereken tavrın gösterilmesi, politikacıların da tavır alması gerektiğini belirtti.

 

İslam dünyasının liderlerinin de acil olarak toplanmasını isteyen Nasrallah, taraftarlarına filme yönelik tavırlarını bildirmek için gösteriler düzenlemeleri çağrısı yaptı.

 

Konuşmasını bütün dünya Müslümanlarının dünyanın bütün şehirlerinde caddelere çıkarak büyük protesto gösterileri düzenlemeye çağırarak bütün Lübnanlıları önümüzdeki günlerde Hz. Resulüllah’ın hürmet ve şahsiyetini savunmak için Lübnan’ın her tarafında düzenlenecek olan protesto gösterilerine katılmalarını isteyerek “Lebbeyk Ya resulüllah” sözleriyle bitirdi.

 

 “Bütün dünya bilsin ki, bu peygamberin onu terk etmeyen ve ona hakaret edilmesine asla sessiz kalmayan bir ümmeti vardır.”

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu