DÜNYAİNSAN HAKLARIMEDYA ANALİZSuriye

İsrail askerleri Suriye’deki teröristlerle birlikte savaşıyor

Suriye cumhurbaşkanlığı siyasi ve Basın müşaviri Buseyne Şaban yaptığı açıklamada, ırkçı İsrail ile Suudi krallık rejiminin Suriye’deki terör gruplarını desteklediklerini belirtip, Suriye halkının ülkelerinde savaş ve şiddetin son bulmasını istediklerini söyledi.

Buseyne Şaban ayrıca Siyonist İsrail rejiminin Suriye ordusuna karşı savaşan terörist örgütleri denetleyip yönlendirdiğini, çatışmalarda yaralanan teröristleri 1948 yılında işgal ettiği Filistin topraklarındaki hastanelerde tedavi edip, tekrar Suriye’ye gönderdiğini kaydetti.

Suriye cumhurbaşkanı Basın müşaviri Buseyne Şaban Suudi krallık rejiminin Bender Bin Sultan’ı Arabistan istihbarat örgütü başkanlığı görevinden almasına değinerek, Bender Bin Sultan’ın Suriye’deki terör örgütlerini organize etme ve yönetme görevinde başarısız olduğunu belirtti. Bilindiği gibi şubat ayının 2. yarısında Amerika,  İngiltere, Fransa, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin istihbarat yetkililerinin katıldığı Washington’da düzenlenen Suriye konulu toplantıda, Suudi Arabistan’ı Bender bin Sultan değil, Muhammed bin Naif temsil etmişti.

Buseyne Şaban Cenevre –2 konferansı bağlamında 2 aşamada görüşmeler yapıldığını, bu görüşmelerden güdülen amacın ise Suriye halkının katliamının ve ülkedeki şiddetin durdurulmasından ibaret olduğunu söyledi. Şam hükümeti daha önce BM ve Arap Birliğinin Suriye temsilcisi Ahdar İbrahimi’ye çağrıda bulunarak Cenevre 2 konferansı görüşmeleriyle ilgili olarak barış görüşmelerine katılmayan ve bunu baltalamaya çalışan grupların isimlerinin açıklanmasını istemişti.

Suriye muhalifleri ulusal koalisyonu sözcüsü Kasım El-Hatib’in yaptığı açıklamaya göre; Arap Birliğinin Kuveyt’teki zirve toplantısında Suriye muhalifleri koalisyon başkanı Ahmed El-Carba, Suriye’nin Arap Birliğindeki temsilcilik koltuğuna oturtulacak. Fakat Arap Birliği genel sekreteri yardımcısı yaptığı açıklamada, Kuveyt’te yapılacak zirve toplantısında “Ahmed Asi el-Carba”nın Suriye temsilcilik koltuğuna oturması hakkında birliğin dış işleri bakanlarının karar alması gerektiğini söyledi.

120 üyeden oluşan Suriye muhalifleri ulusal koalisyonu İstanbul toplantısında, gelecek hafta Arap Birliği genel sekreterliği binasında bir toplantı düzenleme kararı aldı. Arap Birliği genel sekreteri yardımcısı Ahmed bin Hilli ise Suriye muhalifleri ulusal koalisyonunu resmen tanıdıklarını, fakat Suriye koltuğunun bu kuruluşa devredilmesi konusunda Arap Birliği dış işleri bakanlarının karar alması gerektiğini söyledi.

Suriye’ye yönelik vekâlet savaşı, 2011’den 31 Ekim 2012 tarihine kadar ABD gözetiminde; ama Katar ve Türkiye’nin liderliğinde yürütüldü.

Siyasi kanatta örgütlenen İstanbul merkezli Suriye Ulusal Konseyi’nde de askeri kanatta örgütlenen Hatay merkezli Özgür Suriye Ordusu’nda da Türkiye ve Katar’ın belirleyiciliği bulunuyordu. Ancak Türkiye ve Katar’ın geçen bir yıla rağmen siyasi ve askeri grupları hem kendi içlerinde hem de birbiriyle koordineli hale getirmeyi başaramaması, Amerika’yı liderliği doğrudan üstlenmeye mecbur etti.   

Dönemin Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Türkiye ve Katar güdümündeki Ulusal Konsey’i feshetti, Amerika  müdahalesi ile 11 Kasım 2013’de Ulusal Koalisyon, 8 Aralık’ta da bunun askeri kanadı olmak üzere ÖSO genelkurmayı kuruldu.

Amerika’nın Suriye’deki vekalet savaşında doğrudan liderlik üstlenmesi ile Türkiye ve Katar’ın rolleri zayıflarken Suudi Arabistan’ın rolü arttı; bu ise muhalefet cephesindeki aşırı ve tekfirci terör örgütlerinin güçlenmesine neden oldu. Amerika’nın kimyasal silah kullanmakla suçladığı Suriye’ye müdahaleden vazgeçmesi, Beşşar Esad Hükümetini devirmekten umudu kesen silahlı terör ve tekfirci grupları Eylül ayından itibaren birbiriyle çatışmaya ve iktidar savaşına sevk etti.

Silahlı tekfirci selefi terör gruplar arasında kanlı hesaplaşma aşırılık yanlısı grupların belirleyici olduğu yeni çözülmeler ve ittifakların kurulmasına neden olurken Dostlar Grubu’nun güdümündeki Ulusal Koalisyon ile özgür Suriye ordusu adlı terör örgütünün genelkurmayının bu gruplar içerisindeki en zayıf halkaya dönüştüğü görüldü. Ardından karanlık mazisi olan Ahmed el-Carba ile birlikte Özür Suriye ordusu komutanlığına Suudi krallık rejiminin işbirlikçisi bir asker getirildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu