HABERLER

Akçakale’yi kim vurdu

Haftalardır Telebyad sınır kapısında gerçekleşen çatışmaları “izleyen” ve kılını kıpırdatmayan hükümet, dün Akçakale’nin vurulmasıyla ilgili haberlerdeki önemli ayrıntılar konusunda da bir açıklık getirmiş değil. Ancak Meclis bugün Suriye’ye yönelik “savaş tezkeresi”ni görüşecek.

Akçakale’nin hemen karşısındaki Telebyad’da yaşanan çatışmalar haftalardır sürüyor. İlçedeki durum “savaştan canlı yayın” yapma hevesindeki basın tarafından haftalardır görüntüleniyor. Hatta muhalif milislerin Türk medyasına demeç verdikten hemen sonra Suriye tarafına çatışmaya döndükleri görüntüler halen hafızalarda taze.

Olaylar karşısında Akçakale halkının güvenliğini sağlamak konusunda parmağını kıpırdatmayan hükümet, dün ilçenin bir kez daha isabet alması sonrasında derhal harekete geçerek Suriye’yi topa tutmaya başladı, NATO’yu bir kez daha acil toplantıya çağırdı ve apar topar meclis gündemine bir “savaş tezkeresi” getirdi.

Oysa dün 5 kişinin yaşamını yitirmesine, 10 kişinin de yaralanmasına neden olan patlama hakkında yanıt bekleyen çok önemli sorular bulunuyor.

Akçakale neyle vuruldu?

Bu sorulardan bir tanesi Akçakale’nin neyle vurulduğu hakkında. Ana akım medya ilçenin top mermisiyle vurulduğunu bir “veri” gibi sunuyor. Oysa Batılı kaynaklarda yer alan haberlerde ısrarlı bir biçimde ilçenin “havan topu” ateşiyle isabet aldığı ifade ediliyor.

İlçenin top mermisiyle vurulduğunun söylenmesi, ateş edenin Suriye ordusu olduğu izlenimi yaratmak üzere sürekli tekrar edilmekte. Akçakale’nin havan topu mermisiyle vurulduğu ise ateş edenin kimliği konusunda belirsizlikleri beraberinde getiriyor. Zira muhaliflerin elinde de havan topu bulunuyor. Üstelik Akçakale’yi vuran silahın Türkiye’den temin edilmiş olması bile muhtemel…

Bugün Akçakale’deki durumu sayfalarına taşıyan The New York Times gazetesinin haberinde yer alan şu cümleler ise oldukça dikkat çekici:

“Türkiye’yi vuran havan topu mermisinin hükümet güçleri tarafından mı yoksa Esad hükümetini devirmeye çalışan isyancılar tarafından mı ateşlendiği bilinmiyor, ancak Türk analistler, Türkiye’nin merminin hükümet güçlerinin bulunduğu mevkiden atıldığına inandıklarını dile getiriyor. [AKP] Hükümet[i] vurulacak hedefin radarla belirlendiği yerin Suriye ordusunun mevzisi olduğuna inandığını söyledi.”

 

 Suriye yönetimi: Olayı soruşturacağız

 Suriye tarafı ise olayın ardından yaptığı ilk açıklamada Türkiye’ye başsağlığı dileyerek, olayın soruşturulacağını ifade etti. Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el Zoabi’nin yaptığı açıklamada, olayın derhal soruşturulmaya başlandığı ifade edilerek, ateş edenin ordu birlikleri olması halinde bile bunun kasıtlı olarak Türkiye’yi hedef alınarak gerçekleştirilmediğini ima etti.

Zoabi Suriye devlet televizyonuna yaptığı açıklamada Suriye’nin kendisini hem Türkiye’yi hem de Suriye’yi etkileyen bir bölgesel tehdite karşı savunduğunu ifade etti. Zoabi “Suriye ile Türkiye arasında uzun bir sınır var ve bu sınır silah kaçırmakta ve teröristlerin Suriye’ye sokulmasında kullanılıyor. Her iki ülke de, özellikle farklı gündemlere sahip olan ve yalnızca Suriye’nin ulusal güvenliğini değil bölge güvenliğini tehdit eden silahlı teröristlerin varlığını göz önünde bulundurarak akılcı ve sorumlu bir şekilde davranmalı” diye konuştu.

 Emekli Binbaşı Murat Papuç: “Düzenli ordu işi değil”

Türkiye’nin neyle ve kim tarafından vurulduğu konusundaki belirsizlikler konusunda görüşüne başvurduğumuz emekli Binbaşı Murat Papuç, bölgenin top mermisiyle vurulmuş olması halinde, bunun havan mermisi gibi az eğitimli askerler tarafından atılmış olamayacağını söyledi. Papuç, top mühimmatının ateş altına alacağı yere göre üç özellikte olduğunu belirterek, bu özellikleri şöyle sıraladı:

 “Hassas; yani mühimmat düştüğü yerde patlar.

 “Tahvikli; yani yere düşmeden belli bir yükseklikte patlar, hasarı ve ölümcül etkisi daha fazla olur.

 “Zaman ayarlı (ihtiraklı); yani toprağa saplanır ve metrelerce derinlikte patlar.Dderin sığınaklarda kullanılır.”

Bu üç türden son ikisinin, yani tahvikli ve zaman ayarlı top mühimmatının kullanılmasının özel eğitim gerektirdiğini belirten Papuç, “Özellikle meskun mahalde (askeri tabir olarak), yani yerleşim yerlerinde ihtiraklı kullanılır. Bu kullanılmadıysa hesap-kitap rastlantısaldır. Hassas ise uzmanlık gerektirmeyen, az çok top mühimmatını el yordamıyla bilenlerin bile deneye yanıla atabileceği mühimmattır” dedi.

 Emekli Binbaşı Murat Papuç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Veri 1: Bu uzman olanlar tarafından yerleşim yerine atılmamıştır. Bilerek atan daha çok etki yaratmak isteseydi aynı mühimmatı farklı etki yaratacak şekilde ayarlardı. Vurulan yer hesaplanamayacak yer değil… Yani işin uzmanı vuracağı yeri dert ederse ve hesaplarsa, en fazla 10 metre yanılır. Ve bu yanılma payı tahvikli mühimmatın patlama yüksekliği ve etkisiyle yok hale getirilir…

“Veri 2: Vurulan yer rastlantısaldır… Suriye ordusu ile Türkiye sınırı arasına sıkışacağı varsayılabilecek Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarına karşı Suriye ordusu top mühimmatı kullanmaz, kullansa bile ÖSO işin uzmanları tarafından atılacak mühimmatın şaşırma payı bu kadar yüksek olup, Akçakale’ye düşmez… En fazla 10 metre yanılma payı olur.

“Veri 3: Bu mühimmatı Suriye ordusu attıysa yanılarak veya hesap hatası ile değil, bilerek Akçakale ye atmıştır…”

 Suriye ordusunun envanterindeki ağır silahların SSCB menşeli olduğunu hatırlatan Papuç, “Bu silahları (ancak ve ancak hesap ederek) Suriye ordusunda görev yapmış olanlar kullanabilir” tespitini yaptıktan sonra, mevcut tabloyu şöyle özetledi:

 “İş uzman işi olsa bile düzenli ordu işi değil, yani eskiden topçu neferliği yapmış ÖSO elemanları el yordamıyla yapmış olabilir. Vurulan yer rastlantısaldır, işin uzmanı mevcut düzenli orduda olsa, istediği takdirde birkaç metre hatayla kaymakamlığı bile yerle bir ederdi.

“Bu mühimmatı Suriye ordusu attıysa, yanılarak veya hesap hatası ile değil bilerek Akçakale’ye atmıştır…

 “ÖSO işi ise acemice bir provokasyondur…”

 Uzmanların dile getirdiği görüşler, her durumda Akçakale’nin ne tür silahla ve kim tarafından vurulduğunun soruşturulmasının önemine işaret ediyor. Ancak Türkiye’yi savaşa sokmak ve sınır bölgelerinde bir tampon yaratmak için her türlü provokasyona başvurduğu bir sır olmayan ÖSO gibi güçlerin de ölümlerin faili olması olasılığı AKP hükümeti tarafından tamamen göz ardı edilmiş durumda. Zira hükümetin her türlü desteği verdiği bu güçlerin Türkiye’yi savaşa sokmak için Türkiye vatandaşlarını öldürdüğünün açığa çıkması, gerek ABD’nin gerekse AKP’nin Suriye konusundaki politikalarına çok büyük bir zarar verecek. Dolayısıyla AKP hükümeti, olayla ilgili yanıt bekleyen bu çok önemli soruları cevaplamanın değil, bir kez daha Suriye’ye müdahale edilmesini gündeme getirmenin derdinde.

 

Kaynak:solhaber

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu