DÜNYA

Asılsız Haberler Uydurup Türkiye’ye Gelmiş

Suriye televizyonu dün akşam Lazkiye’nin Ceble kenti sakinlerinden Ala Mazen Morlili’nin Nura Kenefani aracılığıyla Cezire kanalıyla ilişki kurduğu, Lazkiye ‘deki durumlar hakkında yalan bilgi aktardığına ilişkin itiraflarını yayınladı.

Morlili itirafında, Türkiye’ye gittiğini ve burada silahlıları finanse eden ve destekleyenlerle tanıştığını, ardından Lazkiye’ye sahte bir pasaportla döndüğünü anlattı.

Ceble kentinde yaşayan 1990 doğumlu Morlili Lazkiye Teşrin Üniversitesi Tarih Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi olduğunu söyleyerek Fecebook sosyal paylaşım sitesinde Ayşe Ceblevi adlı birinden arkadaşlık isteği aldığını, ardından bu bayanla tanıştığını ve Suriye’de yaşanan olaylar hakkında konuşmaya başladıklarını dile getirdi.

Ayşe’nin kendisine Cezire kanalına muhabirlik yapma teklifinde bulunduğunu bildiren Morlili, Ayşe’nin kendisine gerekli iletişim cihazını temin edeceğini ve yapacağı tek şeyin yazılmış hazır haberleri cep telefonuyla Cezire televizyonuna aktarmak olduğunu söylediğini kaydetti.

Morlili, “asıl adı Nur Kenefani olan Ayşe’yle evinde buluştuk. Bana Cezire televizyonunun kendisini aradığını ve yaklaşık bir buçuk saat sonra hazırlanan haberleri aktarmam gerektiğini söyledi. Cezire’yle konuştuğum sırada Benan Hasan adını kullanmamı istedi” diye konuştu.

Cezire televizyonunun kendilerini Süreyya operatöründen aradığını ve kendisinin Cezire’ye Lazkiye ve Ceble’deki asılsız tutuklama operasyonları ve baskınları bildirdiğini söyleyerek 2011 yılının Ekim ayının sonlarında bu asılsız haberi aktardığı zaman Lazkiye ve Ceble’de hiçbir olayın yaşanmadığını ve insanların yaşamlarını doğal şekilde sürdürdüklerine işaret etti.

Morlili, Ayşe’nin kendisine güvenlik güçlerinin sivil kıyafetler giyerek gösteri yapanları izlediğini söylediğine, oysa Lazkiye ve Ceble’de her şeyin olağan olduğuna dikkat çekerek Cezire’ye verdiği ifadelerden şüphe etmeye başladığının altını çizdi.

Bu sırada Koordinasyon komitesinden sorumlu Tarık Bedra adlı bir şahısla tanıştığını bildirerek Bedra’nın dış bağlantıları, kendisine yasa dışı yolarla para, Süreyya operatörlü cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlar gönderen Ammar Kurbi ile ilişkisi bulunduğunu belirtti.

Morlili, ” Kasım ayının sonlarında Tarık güvenlik güçleri tarafından arandığı gerekçesiyle Türkiye’ye kaçmadan önce bana Cezire kanalına uydurma haberleri göndermeyi sürdürmemi istedi. Haberleri elektronik posta adresime ya da Nura’nın adresine gönderecek, bizde Cezire’ye aktaracaktık” diye belirtti.

Ailesinin reddetmesi nedeniyle haberleri Nura’nın evinden gönderdiklerini aktaran Morlili, “Nura bir gün beni evine çağırarak Cezire kanalına gönderilmek üzere kayıt yapmamız gerektiğini ve bu haberi canlı olarak gönderemeyeceğimizi söyledi.

Verdikleri bilgilerin doğruluğundan şüphelenmemin nedeni, Nura’nın evine gittiğim sırada güvenlik ve ordu güçlerinin baskın düzenledikleri bir evden bomba ve silah çıkardıklarını görmemdi. Nura’ya bunu sorduğumda ise, güvenlik güçlerinin silahlı terör grupları bulunduğunu kanıtlamak için bu silahları kendisinin yerleştirdiğini söyledi” dedi.

Morlili, Cezire televizyonuna son olarak Aralık ayının sonunda haber gönderdiğini, Nura’nın kendisini arayarak güvenlik güçleri tarafından keşfedildiğini, kendime ve onlara zarar vermemek için faaliyetlerini durdurmaları gerektiğini bildirdiğini belirterek sınavlarını bitirdikten sonra Nura’nın güvenlik güçleri tarafından arandığını ve kendisini yurt dışına kaçıracaklarını söylediğini ifade etti.

Morlili, “Nura beni Antakya otogarına götürerek Ebu Ali adlı bir şoförden beni Tarık’a götürmesini istedi. Anlaştıkları gibi beni Asi Nehri köprüsü denilen yere götürdü.

Daha sonra Antakya’da bir otele yerleştirerek Nura, annesi, Tarık’ın teyzesi ve annesi Suriye’den çıkıp Antakya’ya gelene kadar otelde bir hafta kalacağımı, daha sonra bizi bir eve yerleştireceklerini söylediler” diye konuştu.

Antakya’da bir hafta kadar kaldıktan sonra, Nura, annesi Zehra Biytar, teyzesi Maha Biytar’ın geldiklerini ve kendisini kaldıkları eve çağırdıklarını söyleyerek evde kaldığı 20 günlük süre içinde Tarık’ın Aziz adlı bir başka şahısla birlikte yurt içindeki sözde devrimcilere para gönderdiklerini dile getirdi.

Morlili, Antakya’da bir süre kaldıktan sonra Tarık’ın kendisi açısından hiçbir sorun kalmadığını ve sorununu hallettiklerini, Lazkiye’ye dönebileceğini söylediğine işaret ederek fakat Türkiye’den sahte pasaportla çıkması gerektiğini bildirdiğine dikkat çekti.

Tarık’ın cep telefonuyla bir fotoğrafını çektiğini ve ertesi gün elinde Nura Kenafani adına düzenlenmiş sahte bir pasaportla döndüğünü belirtti.

Morlili, Ebu Ali adlı şoförle pasaportla Cilvegözü sınır kapısından giriş yapılması nedeniyle Lazkiye’ye Cilvegözü sınır kapısından döndüğünü aktararak Tarık’ın Lazkiye’ye döndükten sonra iletişim kurması ve pasaportu aktarması için bir şahsın telefon numarasını verdiğini ekledi.

“Evime döndükten sonra ailem beni hiç hoş karşılamadı. Tarık ve Nura’nın tembih etmesi ve Lazkiye’de bir köyde saklandığımı söylememi istemelerine rağmen aileme her şeyi anlattım ve Türkiye’ye gittiğimi söyledim” diye belirti.

Telefonunu verdikleri şahısla temas kurduğunu ve kendisine pasaportu ilettiğini söyleyen Morlili, bu şahsın 4. Sınıf Tıp Fakültesi öğrencisi Muhammed Leyla olduğuna dikkat çekti.

Morlili, 12 Haziran’da tutuklanana dek doğal yaşamına sürdürdüğünü ve diğerleriyle ilişkisini kestiğini belirterek uydu kanallarının hala Benan Hasan adıyla haber yayınlamayı sürdürdüğünü, Benan hakkında Suriye dışında Mısır’da yaşadığı ve televizyonlara haber gönderdiği dışında hiçbir bilgisi bulunmadığını dile getirdi.

Morlili, tüm koordinasyon komitelerinin vatanı bölme, ülkeyi kan gölüne çevirmek için dünya kamuoyunu Suriye konusunda kışkırtma hedefi taşıdığını söyleyerek kendilerini koordinasyon komitesi olarak adlandıranlara bu vatanın üzerinden ellerini çekme ve uydurdukları yalanlar nedeniyle insanların ölmelerine son verme çağrısı yaptı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu