İran İslami Şura Meclisi Başkanı mecliste Hasan Ruhani hükümeti bakanları için yapılan güven oylamasında 15 bakanın güven oyu alması karşısında 3 bakanın gerekli güven oyu alamamasının meclisin hükümete karşı müsbet eğilim içerisinde olduğunu gösterdiğini ve üç bakana güven oyu verilmemesinin ise siyasi bir eğilim olmadığını söyledi.
İran İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani, dün akşam el-Alem televizyonunun “Min Tahran” programına katılarak, İran’da üç gücün birbirinden tamamen bağımsız olduğunu, cumhurbaşkanının bakanları seçmede tamamen özgür olduğunu ve meclisin de bakanlarla ilgili gerekli araştırmayı yaptığını ve güven oyu verip vermeme konusunda serbest olduğunu belirtti.
Dr. Hasan Ruhani’nin hükümeti çok kritik ve hassas bir ortamda devraldığını belirten İran İslami Şura Meclisi Başkanı Laricani, dış politikada komşu ülkeler ve Arap ve İslam devletlerinin her zaman öncelikli olduklarını ve düşmanların İran’la kendi komşuları ve Arap ülkeleri arasında ihtilaf oluşturmak için komplo kurduklarını söyledi.
“Suriye konusunda bazı bölge ülkeleri ile ciddi anlaşmazlığımız var. Onlar meselenin ilk başından askeri baskıyla meseleyi çözebileceklerini zannediyorlardı, ancak biz hiçbir ülkede demokrasinin silah zoruyla tahakkuk bulamayacağına inanıyorduk. İşte anlaşmazlığımız başladığı hususta burasıydı ve bizi dinlemediler ve Suriye’nin temeline ağır bir darbe indirdiler ancak başarılı olamadılar ve hatta Cenevre 2 oturumunun akıbeti bile halen belirsizdir” ifadesini kullanan İran İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani, Suriye krizinin Hizbullah’ın gücünü yok etmek amacıyla ABD tarafından oluşturulmuş olabileceği ihtimaline de temasla, “bu da ihtimal dahilidir, zira mücadelenin ilk hattında yer alan Suriye gibi bir ülkenin zayıflatılması genelde İslam ümmetinin zararınadır ve biz bu mevzuu daha ilk baştan beri hatırlatmış bulunmaktayız. Ama Suriye olaylarının Hizbullah’ın gücünü zayıflatabileceği tasavvuru boş bir tasavvurdur, zira Hizbullah’ın çok güzel bir kudreti bulunuyor ve mevcut mesele Hizbullah üzerinde pek etkili olamaz” dedi.
İran’la HAMAS ilişkilerine de değinen Laricani, Suriye olaylarının bu ilişkileri zedelediği yönündeki iddiaları reddederek İran’ın HAMAS ile olan ilişkisinin stratejik bir ilişki olduğunu ve güncel şartlardan etkilenemeyeceğini bildirdi.
Mısır olaylarına da temas eden Laricani, Mısır’ın tarihi açıdan İslam alemi içinde özel bir konumunun bulunduğunu ve mevcut durumun bu ülkeyle ilgili kaygıları artırdığını, Mısır olaylarında Amerikalıların bir kez belli bir tarafı ve bir başka gün de karşı tarafı desteklediğini, oysa Mısır’da güçlü siyaset ve devlet adamlarının bulunduğunu ve mevcut krizi ulusal diyalogla çözüme bağlayabileceklerini belirtti.
İran’ın asla batıya karşı savaş içinde olmadığını hatırlatan İran İslami Şura Meclisi Başkanı, “Bizim Avrupa ile siyasi ve ticari önemli ilişkilerimiz bulunuyordu, İran İslam Cumhuriyetinin siyasetleri bellidir, gerek batıyla ilgili olsun ve gerekse doğuyla ilgili siyasetlerimiz hep yapıcı yönde olmuştur ve Amerika’nın bölgedeki savaş yanlısı siyasetleri özellikle Filistin’le ilgili tutumuna ise açıkça karşı çıkmışız”
