HABERLERKüçük ManşetlerMEDYA ANALİZSuriye

Sizin Gibi Dostu! Olan Düşmanı Neylesin

ABD,Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, İngiltere, İtalya, Katar, Mısır,S.Arabistan, Ürdün ve Türkiye Dışişleri Bakanları Suriye`deki gelişmeleri gözden geçirmek üzere 20 Nisan tarihinde İstanbul`da bir araya gelmişler ve ortak bir bildiri sunmuşlardır.

Sicili  katliam ve baskılarla dolu  ve Suriye Halkının dostu olduklarını iddia eden bir takım ülkelerden oluşan grubun bildirisi dikkatle okunduğunda Suriye de cereyan eden olayların kaynağını ve haklı ve haksızın tesbitinin rahatlıkla yapılabileceği gözlenmektedir.

Öncelikle düşmana gerek bırakmayan bu dostların kim olduklarına bakıldığında, bu ülkelerin tarihinden beri emperyalistliği ile bilindiği ve dünyanın büyük çoğunluğunda  kan,gözyaşı ve yıkımdan başka bir şeye sebep olmadıklar görülür ki ABD,İngiltere,Fransa,Almanya,İtalya gibi,Dünya Halklarına hayatı zehir etmiş canavarların bu cenahta bulunması Suriye Devleti ve Halkının nasıl bir durum ve savaş ile karşı karşıya kaldığının çok bariz bir göstergesidir.

Ayrıca bu büyük emperyalist-siyonist devletlerin yanı sıra onlara eşlik eden ve onlardan pek de geri kalmayan diğer ülkeler de aynen ağababaları gibi kendi halkların huzur vermemiş ve sicilleri incelendiğinde yüz binlerin katili oldukları net bir şekilde görülen yönetimler olduğu anlaşılacaktır.Kaldı ki Suriye’de demokrasi adına devrim iddiası ile hareket eden bu ülkelerin tamamında, özgürlüklerin sadece kağıt üstünde olduğunu ve bu ülkelerde düşünmenin bile yasak olduğu görülecektir ki,bu ülkeler içerisinde devlete kendi ailesinin adını veya yönetimin onlarca yıldır seçim yapmadan babadan oğula devredildiği ülkeler olduğu da bir gerçektir ki bu zihniyette ki insanların bir halkın iyiliğini isteyip istemeyeceği tartışma götürmeyecek bir gerçektir ,kısaca sicilinde bu güne kadar katliamdan başka bir icraatı olmayanların,  Suriye Halkınında  dostu olmayacağı,olamayacağı açıktır.

Deklarasyonda dikkat edilmesi gereken başka bir unsur ise bu devletlerin Suriye’de bir devrim istemeleri ve bu devrimi gerçekleştirme adına silahlı güçlere, ve terörist odaklara her türlü desteği vermeleri ve Suriye Devleti ile savaşmalarının sağlanmasıdır.Burada aklı başında,her insanın hükmedeceği bir gerçek vardır ki o da, Halk desteğinden kopuk ve Dışarıdan destek ile gerçekleştirilen bir hareketin devrim hareketi ve sonucunun devrim olamayacağıdır bu durum olsa olsa uşaklık hareketi ve manda devleti kurma teşebbüsüdür .Kaldı ki bu harekette dahi kullandıkları unsurlar beyinlerini yıkadıkları,ve onlara verdikleri zehirli düşüncelerin neticesinde düşünme yetisini kaybetmiş, vahhabizim ile insanlıktan dahi çıkarılmış Müslüman unsurlardır.Onların kendi efendilerini sorgulamadan her emirlerini yerine getirdikleri,rahat bir şekilde kafa kestikleri,yağmalama ve tecavüzlere giriştikleri görülmektedir.Bu durum ise Dostların! içinden geçenleri yorulmadan yine Müslüman eli ile gerçekleştirme ve hep kazan politikalarının sonucu olduğunu göstermektedir. 

Yaptıkları ve yapacakları haksızlık,cinayet,gasp ve tecavüzler ile Suriye Halkını yok etme ve büyük israil devletinin kurulmasının önündeki en büyük engel olan Suriye Devletini yıkma Faaliyetlerini,İnsani kılıflar,insani ve vicdani sözler ve kelimeler ile süsledikleri ama aslında canavarlıklarını ifade eden dostluk! bildirileri aşağıda  takdirinize sunulmuştur.

 

SURİYE KONULU İSTANBUL TOPLANTISI KATILIMCI ÜLKELERİNİN ORTAK AÇIKLAMASI

T.C. Dışişleri Bakanlığı

ABD,Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, İngiltere, İtalya, Katar, Mısır,S.Arabistan, Ürdün ve Türkiye Dışişleri Bakanları Suriye`deki gelişmeleri gözden geçirmek üzere 20 Nisan tarihinde İstanbul`da bir araya gelmişlerdir.Bakanlar, rejimin şiddet kampanyası sonucunda Suriye`de oluşan durumdan derin kaygı duyduklarını dile getirmişlerdir. İhtilafın sona erdirilmesini teminen acilen harekete geçilmesi gerekliliği hususunda mutabık kalmışlardır.

Bakanlar, 28 Şubat tarihli Roma Toplantısında yapılan görüş alışverişine atıfla, Suriye ihtilafına Cenevre Bildirisi çerçevesinde uygun bir siyasi çözüm bulunmasına yönelik güçlü desteklerini yinelemişlerdir. Ulusal Koalisyonun Suriye`de siyasi çözüme yönelik çalışmalarını memnuniyetle karşılamışlar ve buna desteklerini ifade etmişlerdir. Beşar Esad ve yakın ekibinin Suriye`nin geleceğinde yeri olmayacağına, daha fazla kan dökülmesinin önlenmesi ve tüm Suriyelilerin haklarının ve çıkarlarının korunacağı birleşik bir Suriye’ye ulaştıracak düzenli bir geçiş için gerekli zeminin hazırlanmasını teminen yetkilerini geçiş yürütme organına devretmesinin elzem olduğuna yönelik güçlü inançlarını yinelemişlerdir.

Suriye halkının meşru temsilcisi olarak tanıdıkları Ulusal Koalisyonun, devrimin hedeflerine ve temel ilkelerine bağlı tüm Suriyelileri kucaklayarak zeminini daha da genişletmesinden duydukları memnuniyeti dile getirmişlerdir. Ayrıca,Arap Ligi`nin Suriye sandalyesinin Suriye Devrimci ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu`na devredilmesi kararını takdirle karşılamışlardır.

Ulusal Koalisyonun Suriye`deki rejime karşı mücadelesinde bağlı kalacağını açıkladığı,aşırıcılığın güçlü bir şekilde reddedilmesi ve kimyasal silah kullanılmamasınıda içeren anlayış ve temel ilkeleri içeren Deklarasyonu memnuniyetle karşılamışlardır. Katılımcı ülkeler, bu yükümlülükler ışığında, Koalisyona bağlı tüm kurumlara yönelik desteklerini genişletmek ve geliştirmek hususunda anlaşmışlardır.

Bakanlar,Roma Toplantısında Suriye halkının meşru müdafaa hakkına ve sahada güç dengesinin değiştirilmesi gerekliliğine yaptıkları vurguyu hatırlatmışlardır.Bu bağlamda, rejim karşısında Suriye muhalefetine yönelik yardımlarını arttırmayı ve derinleştirmeyi kararlaştırmışlardır. Bu anlayıştan hareketle, Koalisyon bünyesindeki Yüksek Askeri Konseye (YAK) dönük mevcut yardım akışını gözden geçirmişler; YAK`a yönelik ilave destek taahhütlerini ve vaatlerini memnuniyetle karşılamışlardır. Tüm askeri yardımları münhasıran YAK üzerinden sağlanması taahhüdünde bulunmuşlardır.

Suriye`deki rejim tarafından sivillere yönelik balistik füzeler kullanılmasını güçlü biçimde kınamışlardır. Bu suçun durdurulmasını teminen harekete geçmek hususunda mutabık kalmışlardır. Suriye`de kimyasal silah kullanıldığına dair iddiaları da ele almışlar ve BM tarafından söz konusu iddiaların doğruluğunun ivedilikle ortaya konması çağrısında bulunmuşlardır. Rejimin bu iddiaları soruşturmakla görevlendirilen BM araştırma misyonunu engellemesini kınamışlar ve bu yaklaşımın Rejimin sorumluluğuna delalet ettiğine dair inançlarını belirtmişlerdir. Bu konuyu yakından takip edeceklerini ve söz konusu iddialar doğrulandığı takdirde vahim sonuçları olacağını belirtmişlerdir.

Suriye halkına yönelik terör kampanyasında destek verenleri askeri teçhizat, silah ve silahlı birimler temin etmeyi durdurmaya ve evrensel insan hakları değerlerine sahip çıkmaya davet etmişlerdir.

Suriye`de giderek kötüleşen insani durumdan duydukları kaygıyı dile getirmişler ve Suriye halkının acılarını hafifletmek için uluslararası toplumu acil ve somut önlemler almaya davet etmişlerdir. Bu çerçevede, hayat kurtarmaya ve sivilleri korumaya matuf yeni yollar geliştirilmesinin ve Suriye’de daha geniş alanlara insani erişim sağlanması gerekliliğine vurgu yapmışlardır.

Sınır ötesi insani yardım operasyonlarının öneminin altını çizmişler; yardıma muhtaç durumdaki birçok bölgeye güvenli erişim imkanı bulunmaması ışığında ilgili uluslararası aktörleri ve örgütleri bu tür faaliyetleri yürütmeye teşvik etmişlerdir. Ayrıca ihtilaf taraflarına çizgi ötesi insani operasyonlara müdahalelerine son vermeleri ve bunları kolaylaştırmaları çağrısında bulunmuşlardır.

Uluslararası toplumu Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere artan insani ihtiyaçların karşılanabilmesini teminen daha fazla maddi destek sağlamaya ve mülteci sorununu yük paylaşımı ilkesi uyarınca uygun yol ve tedbirler marifetiyle ele almaya davet etmişlerdir.

Cenevre Bildirisi çerçevesinde siyasi çözüme yönelik birleşik taahhüdümüzü ifade ederken, Suriye rejiminin bu fırsatı reddetmesi halinde yardımlarımızın genişletilmesi bağlamında ilave açıklamalarda bulunulacaktır.

Suriye halkına yardım etmek amacıyla yakın eş güdüm ve işbirliğini sürdürmeyi kararlaştırmışlardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu