İNSAN HAKLARISuriye

Beşşar Caferi : Suriye Düşmanları Ağacın Tepesine Tırmandılar Nasıl İneceklerini de Bilmiyorlar

Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi temsilcisi Beşşar Caferi Amerika Başkanı Barak Obama ile İngiltere Başbakanı David Cameron’un kendilerini ağacın en üst tepesine çıkardıklarını ve nasıl ineceklerini bilmediklerini bu yüzden içine düştükleri çıkmazdan veya düşürüldükleri musibetten kurtulmak için Avam Kamarası ve Kongres’e başvurduklarını belirtti.

Caferi Suriye Televizyonunun dün akşam kendisiyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Obama’nın aşırı sağcı ve neo-Siyonistler, İsrail, Türkiye ve bazı Araplar tarafından müthiş bir baskıya maruz kaldığını, kendisinin de Suriye’ye saldırı kararını Kongre’ye havale etmekle en iyi şeyi yaptığını çünkü bu yolla Cameron’un çıktığı ağaçtan Avam Kamarası kanalıyla indiğini ifade etti.

Amerikan medyasının negatif yönde savaş medyası halini aldığını belirten Caferi, tereddüt içerisinde kalan askerlerden çok daha fazla Suriye’ye saldırı yönünde baskı yaptıklarını öyle ki, CNN televizyonunun Obama’nın tereddütte kaldığı, çekildiği ve görüşünü değiştirdiği gerekçesiyle konuşmasını bitirmesi ardından, muhasebeye tuttuğunu açıkladı.

Dışişleri, Pentagon ve Beyaz Saray’daki sivil memurların da Obama’yı saldırıya ittiklerine işaret eden Caferi, bununda garip bir durum olduğunu çünkü normalde Askerlerin bu uğurda daha hamasetli olduklarını lakin, Genelkurmay başkanı, Savunma Bakanı ve Amerikan ordusu üst düzey subayların Suriye’ye saldırı konusunda çok tereddütte olduklarını gördüğümüzü ifade etti.

Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Suriye hükümetinin Şam Kırsalında kimyasal silah kullandığına dair elinde kanıtların bulunduğuna dair iddialarda bulunduğunda “çok yüksek doğruluğa sahip deliller” tabirini kullandığında, aynı Colin Pawel’ın 2003 yılında Irak işgalini aklaması için kullandığı “çok yüksek doğruluğa sahip deliller” tabiriyle aynı kelimeleri kullandığına ve aynı hatayı yeniden tekrarladığına dikkat çekti.

Caferi, ABD, Fransa ve İngiltere’nin geçen Mart ayında Han el-Asel olayında kimyasal silah kullananın kimliğinin belirlenmesini belirlemesi için Suriye’nin BM’e sunduğu talebe itiraz ettiklerini çünkü bunu işleyenlerin kimin yaptığını bildiklerini, soruşturma heyetinin Suriye’ye gelmesini 5 aydan fazla bir süredir geciktirenlerin kendileri olduğunu açıkladı.

Caferi, BM müfettişlerinin görevine başladığı aynı günde görevini baltalamak için Şam Kırsalına saldırının vuku bulduğunu çünkü bunu yapanların soruşturmacıların kimyasal silahı kimin kullandığını ve nasıl kullanıldığını bilimsel olarak belirten delillere ulaşacaklarını bildiğine dikkat çekti.

Kapsamlı kitle imha silahı ile silahlı grup ve çetelerinin hazırlayabileceği kimyasal maddelerin kullanımı arasında ayırım yapılması zorunluluğunu vurgulayan Caferi, soruşturma ekibinin bunu sunması halinde külliyen muhtelif bir sonuca vardıracağına dikkat çekti.

Caferi, aşırı dinci bir Japon grubunun 20 yıl önce Tokyo’da bir tern istasyonunda bir kaç gram Sarin gazı kullanmaların sonucunda yüzlerce kişinin ölmesine neden olduğunu belirtirken Türk otoritelerinin bir süre önce “Nusra Cephesi”nden 12 kişiyi ellerinde 2 lt sarin gazıyla Libya’dan sivil uçakla gelmeleri ardından kendi toprakları üzerinde tutukladığını ilan ettiğini bu miktarında yüz binlerce insanı öldürebileceğini söyledi.

Caferi, bu olayın Suriye’de kullanmaya başladıkları kanlı yollarla kullanabilmeleri halinde yüz binlerce insanın ölmesine yo açabilecek tehlikeli kimyasal silahları elde etmelerinde teröristlerin hareketini kolaylaştırmada Suriye’ye düşman bazı ülkelerin istihbarat cihazlarının teamül ettiği vurdum duymazlık ve terörün hacmini yansıttığına işaret etti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu