Sözde “Özgür Suriye Ordusu” isimli oluşuma tabi milislerin nerde olursa olsun bütün Suriye vatandaşlarını ve hükümet kurumlarını, uygulayacakları terör eylemlerinde meşru hedef olarak ilan etmeleriyle sadece iki gün içerisinde söz konusu milisler, patronlarından aldıkları komutlarla başta Homs olmak üzere ülkenin birçok bölgesinde vatandaşların yoğun bulundukları konut bölgelerine saldırılar düzenlemeye başladılar.
Bozguncu gruplara bağlı milis üyelerinden Ammar el-Vavi’nin değimiyle vatan topraklarında yaşayan herkes terör saldırılarının bir hedefi haline geldi.
Yurdun birçok bölgesi özellikle de Homs ve İdlib illeri sivil vatandaş ve askerleri aynı düzeyde hedef alan terör saldırılarına tanık olurken terör gruplarının katliamlarını örtme çabaları ifşa olmasına rağmen Suriyelilerin kanının akıtılmasına ortak olan televizyon kanalları yalan haberlerini yayınlamayı sürdürüyorlardı.
Fitne ve provokatör olarak da nitelendirilen bu televizyon kanallarının rolü yaşanan gerçekleri çarpıtmaya hizmet eden yalan haberler yayınlamakla sınırlı da kalmadı tabii; bu televizyon kanalları, Suriye’nin ulusal egemenliğini bozmayı ve hükümet binalarını tahrip etme çabaları çerçevesinde İstanbul meclisi paralı asker ve adamlarının eylem planlama ve komut bildirme odalarına dönüştü.
Suriyelilerin kanını akıtılmasına katılması çerçevesinde bu televizyon kanalları kendilerine muhalif insanları ekranlarında konuk ederek Suriye topraklarında bulunan silahlı terör gruplarına masum insanları katletme ve bozgunculuk eylemleri düzenlemeye dönük komutlarını iletmelerini sağlama görevini üstlenmekle kalmayıp silahlı terör gruplarının bu komutları uygulayarak işlediği katliamlarla ilgili ordu birliklerini itham etmeyi de kendine görev bilmiştir.
Silahlı terör grubu üyelerinden Bessam Ceaara isimli kişi söz konusu dezenformasyon televizyon kanallarından birine çıkarak Homs ilinde üniversite yurdu yakınlarında askeri hazırlıklar bulunduğunu söyledikten kısa bir süre sonra söz konusu bölgede yaşanan saldırılarda yaşamını kaybedenler olduğu haberleri yayınlanmaya başladı aynı kanallarda.
İstanbul meclisi üyesi Muhittin el-Lazikani söz konusu televizyonlardan birinin ekranlarında bugün önceki günlerden çok daha fazla şiddet yaşanacak şeklinde açıklamalarda bulunmuştu ki aynı gün birbirini takip eden haberler birçok bölgede silahlı terör gruplarının askeri noktaya, asayiş güçleri barikatlarına ve ibadethanelere saldırdıklarını ifade ediyordu.
Bütün bunlar fitne ve provokasyon televizyon kanallarının ekranlarını katletme ve bozgunculuk komutlarını milislerine iletmeleri için İstanbul meclisi üyelerine açtığını gün gibi ortaya koyuyor.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde ifşa edilen; paltolk kara odalarında sözde Özgür Suriye ordusu kendisine bağlı terörist ve bozgunculara; çöp konteynırlarını yakma ve yollarda araba lastiklerini yakarak dezenformasyon televizyonlarda, ordu birliklerinin bölgeyi bombardıman ettiği haberleri eşliğinde yayınlanmak üzere dumanlı görüntüler gönderme emirlerini verdikleri ses kayıtları da son soluklarını veren komplolarını yeniden canlandırma çabalarını yansıtıyordu.
Diğer taraftan bütün kamuoyu Rusya ve Çin’in güvenlik konseyinde oylamaya sunulan ve Suriye’ye yönelik dış müdahaleye zemin hazırlayan karar tasarısını veto etmesinin ardından hem dezenformasyon medya araçlarının hem de silahlı terör gruplarının saldırı dalgasını yükselttiklerine tanık oldu.
Kararda zemini hazırlanan dış müdahalenin Arap Ligi ve batılı ülkeler tarafından desteklenen sözde muhalefet tarafından talep edilmiş olması da bu muhalefetin nitelikleriyle birlikte Suriye halkına karşı kurulan komployla bağlarını gözler önüne seriyor.
