DÜNYAIrakMAKALE KÖŞESİ

Haşdi Şabi Hareketi’nin kazanımları-1

Haşdi Şabi Hareketi ya da Irak halkının seferberlik hareketi 2015 yılında tekfirci IŞİD terör örgütünün Irak kentlerine saldırısına karşı koymak üzere kuruldu. Gerçekte bu hareket Irak’ın büyük alimi Ayetullah Ali Sistani ve Irak yönetiminin çağrısına cevap vermek üzere Irak ordusunun yanında bir halk gücü kalıbında şekillendi.

Haşdi Şabi hareketinde Iraklı çeşitli dini ve etnik gruplara mensup insanlar yer alıyor. Haşdi Şabi hareketinin Başkan yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis 3 Ocak 2020’deİslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Gücü’nün şehit komutanı General Kasım Süleymani ile birlikte Amerika terör devletinin düzenlediği bir suikastte şehit düştü.

Irak’ta Haşdi Şabi hareketinin kuruluşu üç yasal süreçten geçti. İlkin Irak’ın dönem Başbakanı ve silahlı kuvvetleri başkomutanı Nuri Maliki tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadele etmek ve başkent Bağdat’a saldırmasını önlemek üzere gönüllü halk gücü kurulmasına emretti.

Irak’ın Haşdi Şabi hareketinin yapılanma modeli İran’da gönüllü seferberler hareketi Besic’in yapısına çok benziyordu; zira Irak’ta genellikle dini inançları ağır basan halk kitlelerinden oluşuyordu.

Başbakan Nuri Maliki’nin bu fermanı üzerine oluşan halk gücü ve özellikle askeri deneyimleri bulunanlar bir araya gelerek IŞİD’le savaş meydanlarının yolunu tuttu.

Haşdi Şabi hareketinin kuruluşu üzerinden üç ay geçtikten sonra Iraklı büyük alim Ayetullah Ali sistani IŞİD ile cihat konusunda fetva verdi ve bu cihadın farzı kifaye olduğunu ilan ederek kimin gücü yetiyorsa, Irak ordusunun yanında IŞİD ile savaşmaya davet etti. Bu fetva Irak halkının Haşdi Şabi hareketine katılmasında önemli rol ifa etti ve meşruiyetini daha da arttırdı.

2015 yılına gelindiğinde, Irak bakanlar kurulu Haşdi Şabi hareketi resmi bir kurum ve başbakanlığa bağlı olduğunu onayladı. Bu kararın ardından Haşdi Şabi hareketi resmen Irak silahlı kuvvetlerinin bir parçası ve silahlı kuvvetler başkumandanına bağlı bir kuvvet oldu.

Yine Batılı ve Arap medya organlarının tüm propagandalarına karşın Irak’ta ister Şii ister Sünni, ister Hristiyan ister başka inançlara mensup insanlar ve yine Arap, Kürt, Türkmen gibi tüm etnik gruplardan insanlar Haşdi Şabi hareketinde yer alıyor.

Haşdi Şabi hareketinde yer alan bazı gruplar ise şöyle:

Bedir hareketi, Asaib’ul Ehli Hak, Ketaib’ul Hizbullah, Kuvatı Şehid Sadr, Nuceba hareketi, Seraya’ul Selam.

Hareketin başında ise hali hazırda Falih Fayyaz bulunuyor.

Haşdi Şabi hareketi Irak’ın birçok bölgesini tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinden kurtararak bu ülkenin söz konusu terör örgütünü Irak topraklarından atma sürecinde elde ettiği zaferlerde önemli payı oldu. Bu zaferlere Tikrit, Felluce, Musul ve Bici kentlerini kurtarma operasyonlarını örnek vermek mümkün.

Haşdi Şabi hareketi hakkında bir kitap yazan Emir Hamed Azad bu hareketi acil şartların ürünü ve direniş zemininde oluşan bir hareket niteliyor.  Hamed Azad ayrıca Irak’ta Haşdi Şabi hareketini kriz zemininde direniş ekseni için başarılı bir model ve iyi bir fırsat olarak değerlendiriyor.

Söz buraya gelmişken, Irak’ta acil şartların nasıl ortaya çıktığını ve Haşdi Şabi hareketini doğurduğunu, ayrıca tekfirci IŞİD terör örgütünün ortaya çıkış zeminini gözden geçirmekte yarar görüyoruz.

IŞİD terör örgütü Haziran 2014’te Tikrit ve Samerra kentlerine saldırdı. Yine diğer bazı terör örgütleri Şarkat, Bici ve Siniye bölgelerine karşı saldırıya geçti. Musul kenti çok kısa sürede bir kaç bölge ile birlikte IŞİD tarafından işgal edildi. Bu işgale paralel olarak ve Irak ordusunun birinci tümeni ve Diyale polis gücü bu eyaletten geri çekildiği ve Bağdat’a karşı muhtemel bir saldırıya karşı koymak üzere askeri bir kuşak oluşturmaya karar verdikleri bir sırada Diyale eyaletinde Celula kenti de IŞİD ve bazı radikal örgütlerin  işgaline uğradı. Böylece Irak’ın kuzeyinde önemli bir alan IŞİD ve isyancılarca işgal edildi.

Musul düşmeden önce Irak güvenlik güçleri ordu komutanlığı, federal polis, özel kuvvetler ve sınır muhafaza birliğinin komutası altında bulunan yüz aktif tugaydan oluşuyor ve her tugayda yaklaşık 2 bin asker görev yapıyordu. Ancak Haziran 2014’te bu tugaylardan orduya bağlı 19 tugay ve federal polise bağlı 6 tugay birden dağıldı. Bu sayı, Irak güvenlik güçlerinin eğitimli 50 bin askerden oluşan askeri yeteneğinin dörtte biri kadardı. Dolayısıyla Irak ordusunun bu şekilde dağılması ve Musul’un bir gecede düşmesi, eski Baas partinin ordu içine nüfuzu ve ihaneti ve tekfirci teröristlerle iş birliği yaptığını gösteriyordu.

Veriler de Irak ordusunda yüksek rütbeli subayların yüzde 23’ü ve diğer subayların yüzde 31’i yani ordu subaylarının yüzde 54 kadarı eski Baas partisi mensubu subaylardan oluştuğunu gösteriyordu.  Oluşan yeni şartlar, yani Irak’ın kuzeyinde bazı bölgelerin düşmesi ve ordunun ülkenin toprak bütünlüğünü savunamaması, Nuri Maliki başbakanlığındaki Irak bakanlar kurulunu ülkeyi savunmak üzere halk gücünün kurulmasına karar vermeyi yöneltti. Bu karar daha sonra Iraklı büyük alim Ayetullah Ali Sistani’nin cihat fetvası ve IŞİD ile mücadele edebilecek gençleri ve yetişkinleri seferberlik hareketine katılmaya davet etmesi ile takviye edildi ve nihayetinde Haşdi Şabi hareketi tüm halk kesimlerinin katılımı ile kuruldu.

Ayetullah Sistani’nin ünlü fetvası Irak halkını ister Şii ister Sünni, ister Kürt ister Arap ister Türkmen, tüm kesimlerin ülkeyi tehdit eden iç teröre karşı birlik olmaya çağırdı. Bu doğrultuda Iraklı siyasi partiler de Ayetullah Sistani’nin inisiyatifini takdir ederek Irak halkını Haşdi Şabi hareketine katılmaya ve kutsal cihat fetvası ekseninde tekfirci teröre karşı vahdete davet ederek işgal altındaki kentleri kurtarma harekatını başlattılar.

Irak’ın büyük taklit mercii Ayetullah Sistani’nin eksen rolü ve Irak halkının tüm kesimlerinin ona karşı güven duygusu oldukça yüksekti. Lübnan Hizbullah hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrallah Musul’un kurtuluşu dolayısıyla yaptığı konuşmada bu konuya şöyle değindi:

Irak’ta taklit mercinin fetvası büyük zaferlerde bir dönüm noktasıydı, zira bu fetva Irak halkını şaşkınlıktan kurtardı; düşmanı çok iyi gösterdi ve Irak halkının sorumluluğunu belirledi. Bu fetva ayrıca yüzlerce gencin IŞİD ile savaş saflarına katılmaları ve bu örgütle Irak’ta mücadelede etkili bir güç olarak Haşdi Şabi hareketinin kurulmasına vesile oldu.

Ancak bölgede direniş ekseni karşıtları Haşdi Şabi hareketini karalamak için çeşitli yollara başvuruyor ve bu gücü teröre son veren yardımcı bir güç değil de, bir tehdit gibi göstermeye çalışıyor. Muhaliflerin ortaya attığı en büyük iftira ve yalan ise bu hareketi etnikçi olmakla suçlamasıdır. Oysa daha önce belirtildiği üzere Haşdi Şabi hareketinde Iraklı tüm dini ve etnik gruplardan insanlar yer alıyor.

Ancak muhaliflerin medya organları ve propaganda sistemleri Haşdi Şabi hareketinin tüm üyeleri Şii Müslümanlardan oluştuğunu iddia ederek bu hareketi Irak’te Ehl-i Sünnet’in varlığına karşı ciddi bir tehdit olarak göstermeye çalışarak şöyle iddia ediyor: IŞİD’e karşı zafer durumunda Şiiler fethedilen kentlerin kontrolünü ele geçirecek ve Ehl-i Sünnete evlerine dönüş izni vermeyecek ve böylece Irak’ta Sünnilerin yaşadığı kentlerde nüfus yapısını değiştirecektir.(bkz:Dönemin Türk TV’lerindeki tüm haberler bu yönde olmuştur) Oysa gerçekte birçok Sünni nüfusu yoğunlukta olan kent Haşdi Şabi hareketi tarafından kurtarıldıktan sonra kent halkına teslim edildi. Tüm bunlar düşman medyasının propagandalarına rağmen Haşdi Şabi hareketinde Iraklı tüm dini ve etnik grupların yer aldığını gösteriyor.

Irak’ta Haşdi Şabi hareketinin tekfirci terörü bozguna uğratmakta rolünü bilen Amerikalı yetkililer ise mesnetsiz iddiaları ileri sürerek bu hareketi Irak’ta sosyal ve siyasi istikrarın yolunda bir engel olarak tanıtıyor. Oysa Haşdi Şabi hareketi Irak’ta yasal ve halkçı bir hareket olarak Amerika’nın beslediği ve desteklediği tekfirci terörü yok etmekte en önemli rolü ifa eden harekettir.

Bugün yine Irak güvenlik güçleri, ister ordu ister Haşdi Şabi hareketi olsun, tekfirci teröristlerin son kalıntılarını yok etmekte kararlıdır. Nitekim Bağdat yönetimi de dış baskılara aldırmadan Suriye ile ortak sınırlarda tekfirci teröristlerin son kalıntılarını temizlemek istiyor.

yazının devamı için

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu