Küçük ManşetlerMAKALE KÖŞESİYAZI-YORUM

Ahmet Varol Zafer İlan Etti

Yazar Ahmet Varol’un Yeni Akit gazetesinde 19.07.2012 tarihli zafer ilanı tarzındaki yazısını sizlere sunuyoruz.Erken kaleme alınmış ve gerçeklikten uzak, sadece görmek istenilenin yazılmış olduğu görüntüsünü veren yazı aşağıda sizlerin taktirine sunulmuştur(islamaktuel.com)

Suriye’de vahşi katliamlarla hâkimiyetini sürdürmeye çalışan Baas rejiminin artık son nefeslerini saydığı görülüyor. Bu rejimin güçlü bir destekçi tabanının olduğu, ayrıca önemli bir dış desteğe sahip olduğu dolayısıyla devrilmesinin çok da kolay olmayacağı yönündeki tahminlerin tutmadığı inşallah çok yakın bir zamanda görülecektir.

Vahşi Baas rejiminin direniş karşısında artık iyice sıkıştığı ve nefeslerini saymaya başladığı yaptığı tehditlerin dozajını iyice artırmasından da anlaşılıyordu. Libya’daki Kaddafi rejiminin taktiklerinin aynısına başvurması dikkat çekiyor. O da kara güçlerinin hareket alanının iyice daraldığını ve askerlerinin büyük bir çoğunluğunun dağıldığını görünce muhaliflerin kontrolündeki bölgelerin tamamını ateşe verebileceği, bütün her yerin altını üstüne getirebileceği tehdidinde bulunmuştu. Ama bu tehditler onu kurtaramadı.

Baas rejiminin vahşetin şiddetini, tehdidin dozajını artırmasına rağmen etrafındaki çember de iyice daraldı. En son bütün bu vahşi saldırıların infazından ve tehditlerin icrasını takipten sorumlu Savunma Bakanı da tasfiye edildi. Saldırı hakkında tartışmalar olacak, çeşitli komplo teorileri üretilecek ve muhtelif taraflara ithamlarda bulunulacaktır. Ama sonuçta Savunma Bakanının tasfiyesi zulüm ve vahşetle ayakta durmaya çalışan Baas rejiminin tam beline balyozun indirilmesi anlamına gelir. Önceki saldırılar belki elini bacağını yaralıyor veya kırıyordu. Ama bu saldırı belini kırdı. Bir daha doğrultması da mümkün görünmüyor.

Öte yandan Beşşar’ın en yakın çevresindeki adamları da tası tarağı toplayıp kaçmaya başladı. Bunlardan bazıları meydanı terk ederken bazıları da Hür Suriye Ordusu’na katılma teklifinde bulundu. Katılma talebinde bulunanların bazıları Hür Suriye Ordusu tarafından kabul edilirken bazılarının istekleri reddedildi. Aslında bu kaçışlar artık rejimin gazının tükendiğinin ve son nefeslerini saydığının ispatıdır. Çünkü bu adamların kaçışı onların saf değiştirmelerinden değil Baas’ın sonunun iyice yaklaştığını görmelerinden ileri geliyor. Katil rejimin sonunu gördükleri için kendi sonlarını kurtarmak amacıyla kaçıyorlar. Amaçları saf değiştirmek ve direnişin saflarını güçlendirmek olsaydı bu işi samimiyetle yapanlarla birlikte hareket ederlerdi. Hür Suriye Ordusu’nun, Baas rejimiyle birlikte çukura yuvarlanmamak için onu terk edenlerin tavırlarına şüpheyle yaklaşması ve bu gibileri direnişin saflarına almak istememesi de bu yüzdendir. Yoksa orduyu ve istihbarat organlarını içten bilen, askerî alanda tecrübeleri olan bu derece önemli şahsiyetleri arasına niye almasın.

Bu merhalede Suriye direnişinin önünde duran en önemli tehlikeli alan BM çatısı altında olaylara müdahale etmeye çalışan uluslararası güçlerin sinsi taktiklerinin döşendiği mayın tarlasıdır.

Katil Baas rejimi aylardan beri Suriye’nin değişik bölgelerinde vahşi katliamlar gerçekleştirirken olaylara fiili müdahalede bulunmak için sopasını göstermeye kalkışmayan BM, bugün bu rejimin artık son çırpınışlarını yapmaya başladığı günlerde müdâhil olmaya ve sopasını göstermeye başladı. Dıştan bakıldığında sopasını katil Baas rejimine gösteriyor ve artık onu katliamlara son vermeye zorlamak istiyor. Gerçekte ise onu tasfiye etme ve dizginleri ele alma noktasına gelen direnişe göstermek suretiyle gidişata el koymaya çalışıyor.

BM güya uluslararası gözlemcilerin görev süresini uzatmayı ve Annan Planını zorla uygulamak için kuvvete başvurmayı tartışıyor, bunun kabul edilmesi için oylamalarda bulunuyor. Oysa uluslararası gözlemcilerin bugüne kadar bir işe yaramadığını, katliamların, vahşetin önüne geçmek için aktif hiçbir rollerinin olmadığını bütün dünya gördü. Bugün beli kırılmış, en güçlü elemanlarını kaybetmiş ve son nefeslerini vermekte olan Baas rejimini gözetlemek için görev süreleri uzatılsa ne olacak?

Direnişi devre dışı bırakarak katil Baas rejimini muhatap alan Annan Planı zaten istenen ve tercih edilen bir plan olmamıştır. Dün Humus’ta, Halep’te, Hama’da, Der’a’da, İdlib’de insanların vahşice katledilmesinin önüne geçmek için güç kullanmayan BM bugün Annan Planı’nı uygulamak için kuvvete başvuracak öyle mi? Canavara kuvvet kullanmayan BM onun ölüsüne mi kuvvet kullanmaya hazırlanıyor?

İlgili Makaleler

7 Yorum

  1. Bu zavallı yine hayellere kapılmış, bir kişinin gitmesiyle bir rejim çökmez. Beşşar Esed, hemen yeni bir svunma bakanı atadı, bundan sonra daha ciddi ve daha şiddetli bir şekilde teröristlerin anasını ağlatacaklar. İran’da inkılabın ilk yıllarında başbakanı, cumhur başkanını, millet vekillerinden onlarca kişiyi kısa bir sürede şehit ettiler, İnkılap çökt mü? Hayır. İçlerindeki münafıkları daha iyi tanıdılar ve onları temizlediler. Suriye’de de böyle olacak inş. Boşuna sevinmesinler, bu sevinçleri kursaklarında kalacaktır inş.
    Dün İran televziyonunda İran muhabiri arabasına binip el-Cezire ve el-Arabiyye’nin yalanlarını deşifre ediyordu. Filan caddeler muhaliflerin elindedir demişler, bakın burada herhangi bir savaş var mı diyordu, nihayet şehrin dış mahallelerinin birinde çatışmanın olduğunu gösterdi, kurşun sesleri geliyordu, o bölgede de münafıklardan onlarcası etkisiz hale getirilmiş ve onlarcası teslim olmuştu.
    Şu anda Suriye halkının çoğu Rejimi destekliyor, onların desteği var oldukça ne ABD, be Arap kıralları ve nete teröristler bir halt yapamayacak, Ahmet Varol gibiler yine çıldıracaklar.
    Ahmet Varol halkın gözünün içine baka baka yalan konuşuyor, Allah ıslah etsin, bir de ortadoğu uzmanıymış.
    Bir ara ABD, AB, İsrail Suriye rejimini destekliyor demişti, insan bu kadar yalancı mı olur, bir de Kuran mütercimiymiş…
    Nice Kuran okuyanlar vardır ki , Kuran onlara lanet etmektedir, nice Kuran tercüme edenler vardır ki , Kuran’a emirlerine aykırı hareket etmektedir.
    İslam hükümeti istiyorlarsa, şimdi İran’da İsalm hükümeti vardır, niye onu desteklemiyorlar, şii olduklarından olmasın?
    Beşşar Esed Alevi olduğu ve İran’ı, Hizbullah’ı desteklediği için kendilerini yırtıyorlar, ellerinden geleni artlarına koymuyorlar, Allah bunları daha da zelil edecektir, bunlar direnişe ve İslam cumhuriyetine darbe vurmaya çalışıyorlar, ama Allah nurunu tamamlayacaktır Varol gibi aklını kiraya vermişler bunu istemeseler de…

  2. Ahmet Varakol’un kendisi korku filminden çıkmış gibi.aynaya bakınca kendiyle özdeş zehir zemberek kabuslar görüyor. bana kalırsa hayal kurduğu bu durum onun kabusu olacak. zira şu unutulmamalı şehadet yolunun açılması o yolun başında duran zayıf insanları bu yola hızla yönlendirir.inşaallah zaman bize de ona da gösterecek ki galibdir bu yol da mağlub gibi görünen.cinayetlerin arkasındaki kara planda kendisi gibi beyinlerin olduğu nasıl belli.dünya Filistin platformu eş başkanlığını yapan bu şahsın öldürülen Suriyeli komutanların Hamas mücahidlerini eğiten kimseler olduğu ifade ediliyor. yoksa kendisi dünya siyonizm platformu eş başkanı mı? baksanıza kustuğu kin Suriye’de öldürülenlerden dolayı değil sanki Bulgaristan’da öldürülen haham ve siyonist önderlerden ötürü.sevinci kursağında kalmışa benziyor.

  3. varol efendi hani ortadoğu uzmanıydın soğır sultan ve bütün dünya halkları anladıda sen niye anlamadın entrikaları. sen kimin adına uzmansın hizbullah beşer esadın füzeleriyle hayfayı vurduğunu açıklıyor.umarım o füzeler hayfaya düşerken sizin gibi israil yanlısı uzmanlarında yüreği parçalanır.varol bey sende yazılarınla israil planlarını meşrulaştrıyorsun ;şeytanlıklara kılıf hazırlıyorsun ya ;sanada hayberi hatırlatırız.hayberde Ali vardı zülfükarıyla. Ali ve zülfükar sana bişeyler hatırlatmıştır.

  4. arkadaş nasıl bir savaş ya anlamadım gitti ,şimdi enteresan olanı bir esad var karşıda o tamam ,karşısında kimler var ,
    fetullahcılar var vahabi-selefiler var ,pkk var barzani var ,israil var abd ve tüm batı var demekki bunlar aynı çanaktan içiyorlar .biri sakallı vahabi ,biri modern görünümlü zamancı ,biri kürtcü biri bilmem ne bela ,aynı vucuda bağlı farklı organlar gibiler el ile göz farklı görünüyor ama aynı vucuda hizmet ediyorlar bunlar da aynı.

  5. Bu güne kadar emperyalist ve siyonist küfrün karşısında olup filistin ve lübnan halkını savunan ve bütün dünya İslami İrana karşı birleşmiş iken İslami İrana müttefik olan Suriye ve onun değerli başkanı Beşşar Esada zalim demek, Mekke müşriklerinin Rasulullaha ve İmam Aliye zalim demelerine ne kadar da benziyor.
    Ahmet Varol Beşşar Esada katil diyebilir. Evet Beşşar Esad da katil olabilir ancak müslümanların katili değil, emperyalist ve siyonist kafirlerin ve onların mnafık dostlarının katilidir ki öyle katillikle biz iftihar ediyoruz.

  6. Yorumunuz Sizden gelenler köşesinde yayınlanmıştır (editör)
    Ahmet Varol Ünlü Tecavüzcülerle Kol Kola

    Yazını okuyan kişi Bosna ve Hersek’te ki mazlum insanlara acıdığınızı sanacak. Bosna Hersek’te görüntüleri olan o tecavüzler olurken sen ve savunduğun kişiler, çiğ köfte partileri düzenleyip, vur patlasın çal oynasın yaparken, zoruna gitse de kerhanelerin kapalı olduğu İran, en küçüğü Annesiyle Kâbe de zina yapmak olan faizin yasak olduğu İran, Barların kapalı olduğu İran……mezhep gözetmeden silah yardımı yaparak, Bosnalı Annelerimizi, Kızlarımızı, kısacası biz Sünnilerin daha doğrusu tüm Müslümanların namusunu (senin için namussa) kurtardı. İşte İran’ın sizin Siyonist sevdalılar yanındaki en büyük suçu bu. Yoksa mezhebi önemli değil. Yaptığı iş sizi rahatsız ediyor İran Bosna’ya gönderdiği komutanları ve silahları sayesinde Bosnalılar, Sırplara galip gelecekken sizin Natonuz hemen araya girerek ateşkes ateşkes diye bağırdı. Bosnalıları kesemeyince, tamamının ırzına geçemeyince hemen bunu engelleyen, beynelminel planları alt üst eden İran’a yükleniyorsunuz. Yoksa İran’ın suçu ne, ülkesinde kerhaneleri, barları, faiz haneleri, kumarhaneleri kaldırması mı sizi kızdırıyor.
    Zahiren kerhanelerin kapalı olması siz Siyonist sevdalıları rahatsız etmeyeceğine göre, olsa olsa emperyalistlerin Müslümanları katliam etmesinin önünde engel olması sizi kızdırıyor. Yoksa öncünüz olan BM’nin kendisine sığınan On binlerce Bosnalıyı sırplara teslim edip tecavüz ve öldürmeleri sizin için bir zevk meselesidir. Üzülseydin tüm Bosnanın o şekilde olmasını engelleyen İran’ın silah ve şehit olan komutanlarını saygıyla selamlardın. İran bu yüzden ABD ve yandaşları olan sizler için sorundur. Bosna için olan uluslar arası toplantılar da İran Bosnanın Hamisi olmuş. Biz ise Bosnayı oyuna getirmeye çalışmışız. Sizi kızdıran İran’ın Müslüman mazlumları emperyalistlerin oyuncağı olmaktan kurtarmaktır. Kosova da yüzbinlerce Müslüman katliam edilirken emperyalistlerin onlar için kurtarıcı olarak seçtiği liderlerini hatırlıyormusun. Kosavalı Müslümanların sığındığı o öncü komutanın cenazesi töreni kilisede mi yoksa camide mi olacak tartışmları yaşanırken cenaze töreni kilisede yapılarak tartışma noktalanmış oldu. Sizin Suriye’ye acıyan dostlarınız kosova katliamı yaparken şuanda ki liderleriniz patrik ile beraber birbirimizi hoş görelim toplantısı yapmıştınız. Patriğe ulan şu adamlarınıza söyleyin katliam yapmasın diyeceğinize müslümanlara hoşgörülü olsun dediniz. Sırpların dini lideri olan patrik eğer emir vermiş olsaydı Kosava katliamı olmazdı. Bu da yetmiyormuş gibi mazlum Kosavalıların başına bir gayri müslim geçirdiniz ve onları o şekilde avundurdunuz. Ama artık siz Siyonist sevdalılar Müslümanların başına geçip yön veremeyeceksiniz. Direniş Arafat vari sizin gibi Siyonist güdümlülerin elinden insiyatifi almıştır. Bundan dolayı rahatsız olmaktasınız. Suriye’nin de siz Siyonist sevdalıları kızdıran meselesi, siyonizmin dünya planlarına çomak sokmasıdır. Asıl sorun bur da yatmaktadır. Yoksa sizin ölen Filistinlilere acımanız rolleriniz gereğidir. Siyonistler, Türklerin başına Türk düşmanı, Kürtlerin başına Kürt düşmanı, Kosavalıların başına Kosova düşmanı Türkiye de de Filistini savunduğunu idda eden resmi derneklerin başına da sizin gibi Filistin düşmanlarını geçirerek rolleri paylaştırmıştır. Evet siyonizmin verdiği görev çerçevesinde işlerinizi yerine getiriyorsunuz Siyonist sevdalılarının Suriye’ye İrana kızması Bosna da olduğu gibi Filistinlileri kesme işleminde emperyalistlere engel teşkil etmesinden dolayıdır.
    Her gün her saat katliama maruz kalan Filistinlilerin sizin Arafatınızın kontrolünden çıkıp Hamas ve İslami cihatla izzet ve şeref kazanması sizi üzmektedir. Filistin sünni direnişi İsrail’in katliamlarına senin gönderdiğin silahlarla mı direndi? Bırak silahı sen bir tek buğday tanesi bile göndermezken, Suriye siz emperyalistlerin gazabını üzerine çekmek pahasına da olsa onları yalnız bırakmadı. Sizin zorunuza giden, şetilleda olduğu gibi kamplara girip Filistinlileri satırlarla doğrayamıyorsunuz. Filistinliler öyle bir zor durumdaydılar ki, Fadlullaha ölülerin etini yiyebilirmiyiz diyorlardı. Neredeydi şu Suriye halkını çok düşünen ABD,BM ve Siyonist sevdalı ağabeylerin. Siz ABD,BM ve onun uşağı sistemlere La diyemezsiniz. Onların katliam, zulüm ve cinayetlerini örtmeye çalışırsınız. Afganistan ve Irakta ABD’nin bir çok tecavüz yaptığını, sebihaların ise tüm Suriye’yi sıraya dizip tecavüz yaptığını dile getirecek kadar abartarak Siyonistlerin eminber neferi olduğunu ispat etmişsin. Senin yazını aynen alıyorum “Irak ve Afganistanda da bir çok tecavüz olayı gün yüzüne çıkarıldı” demişsin. Birçok yani iki üç dört bilemedin 10 olsun. Belgelerede çok az olay yansıtılıyor. Böylece cani katliamcı önderlerinizi temize çıkarıyorsunuz. O tecavüzleride tabip birkaç geri zekalı asker yapmıştır ABD nin böyle kirli işleri olmaz demeye getiriyorsunuz. ABD’ye gelince belgelerle konuşalım diyorsun. Güzel Suriye’ye gelince hangi p…..tun delilini getiriyorsun. Irakta Bosna da Afganistan da ki gibi resmi belgen yoksa, sen mi gözlerinle gördün.
    O zaman böyle mesnetsiz konuşursak Ermeniler Artvin de halka tecavüz etti dersek ucu sana da dokunmaz mı? Böyle koca karı lafları Siyonist sevdalılara yakışır. Biz böyle şeylere tokuz. Haydi seni görelim sende Burmalılara, Arakanlılara silah gönderde onları kurtar nerde Suriye’ye acıyan ağabeylerin çünkü Arakanların ölümü siyonizme zarar vermiyor. Bunun için onlara mecliste lazım değil, özgür ordu da lazım değil Silahta. Sen yapamıyorsan silah gönderenleri karalamak, o tecavüzlere ortak olmak olduğunu bilmelisin. Arakanlılara yine Müslümanların sığınağı İran yardım edecek. Sizin gibi Siyonist sevdalılar değil.
    Filistinlilerin cinayet, katliam, tecavüzden kurtulmaları Filistin Filistin demekle olmaz. Böylece kendini kamufle edemezsin. Filistin’e gidecek orduyu zayıflatmak gizli ve açık Siyonistlerin görevidir. İran’ın, atlama tahtası olarak kullandığı Suriye’yi çökertip Filistinlileri lojistik destekten mahrum bırakamayacaksınız. Direniş cephesi İran, Suriye, Sudan, Lübnan ve Filistin sizi darmadağan edip feleğinizi şaşırtacaktır.

  7. arkadaşlar, bundan önce Amerika ve İsrail’in işledikleri cinayetlere ve yaptıkları işgallere karşı albayrak, varol, dilipak, m özcan ve bunlar gibi ibni mülcemin çocuklarının sesi bu kadar gür çıkmıyordu..abd ve İsrail’in işgallerine karşı bu kadar vaveyla koparıp ortalığa düşmüyorlardı…bu adamların Suriye devletinin çökmesi için çıkardıkları gürültüye bir bakın…ABD Dışişleri bakanlarının ve onların sadık finosu davidoğlunun çabaları bile bunlarınkinin yanında sönük kalır…bunlar ataları mervan, ibn-i ziyad, mercane, yezit, ibn-i mülcem ve diğer habislerin tözüne en yakın damardan gelen iblisler olmalılar..bunun başka bir izahı gözükmüyor…hiç kimse bu adamların Suriye devletine, İslam İnkılabına ve Hizbullah’a düşman olmalarından zerre kadar gocunmuyor..bizim zorumuza giden bu iblislerin suret-i haktan gözükmeleri ve Müslüman kisvesi altında saf beyinleri idlal etmelerinden kaynaklanmaktadır…desinlerki biz mercanenin oğluyuz..veya ibn-i mülcemin kullarıyız,,,ibn-i ziyadın torunlarıyız..veya 99. göbekten Samiri’nin torunlarıyız desinler biz de diyelim ki cehennem bütün mücrimler, münafıklar ve müşrikler için haddinden fazla büyüktür..sizin neyin ve kimin çocukları olduğunuz bizi ilgilendirmez..bizden gözüküp bizim insanlarımızı idlal etmeyin yeter…ama yok, nifak kanlarına öyle bir yerleşmiştir ki bunların bütün hücreleri yezit, yezit, mercane, mercane, ibn-i mülcem, ibn-i mülcem diye nara atmaktadır..bunun için insanları idlal etmenin en kolay yolu olarak kuzu postuna bürünmek ve ne kadar insanı kendimizle beraber gayya çukuruna yuvarlarsak kârdır diye düşünüyorlar..çünkü damarlarındaki nifak ve şikak bunu emrediyor..bunun sancısını çekiyorlar…bizim insanımız kalenderdir..Allah’ın izniyle mücrimi ve müşriki tipinden ve gözlerinden tanır..iman nazrıyla bakarak şu habisanın ne tip insanlar olduğunu hemen kavrar..şu habislerin tiplerine Allah Rızası için bir bakalım hangisinde haşa İslam’ın nuru, İslam’ın izzeti, İslam’ın şerefi vardır…zifte bulanmış sıfatları, zilletten dolayı düşmüş gözleri, nifak kokan sözleri kendilerini ele vermektedir..Anadolunun aziz ve yiğit halkı hiçbir zaman Müslüman görünümlü hokkabazlara, şarlatanlara ve münafıklara pirim vermeyecektir…inşaellah…Biz iyi biliyoruz ki Resulullah’ın vaadi üzerine Deccal ve orduları ki bunlar çok geniş bir yelpazede münafıklar, mücrimler, müşrikler, hainler, mülhidler, ahmaklar, cahillerden oluşan devasa bir güruh olmakla beraber Şam’a yönelecek ve Allah’ın izniyle bunlar bu bölgede yok olacaklardır…Deccal’ın sadık kulları olan Münafıklar ve Müslüman görünümlü işbirlikçilerin maskeleri bu savaşta düşecek ve onlar da Deccalle beraber cehennem çukurlarını dolduracaklardır inşaellah.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu