DÜNYAHABERLERORTADOĞUYemen

Kızıldeniz’deki direniş ekseninin jeopolitik üstünlüğü kendini gösterdi.

Yemen’deki Ensarullah’ın 2014 yılında Sana’nın kontrolünü ele geçirmesinin ardından dünyanın jeopolitik denklemleri değişti ve dünyanın stratejik bir boğazında direniş ekseninin etkisi önemli bir seviyeye ulaştı. Suudi koalisyonunun 2015’te Amerika ve İsrail’in desteğiyle Yemen’e saldırması bu denklemi bozacaktı ama elbette sonuç vermedi. Şimdi ise İran İslam Cumhuriyeti’nin stratejik müttefiki olan Yemen Ensarullah Hareketi, Kızıldeniz’deki stratejik su yolunu İsrail gemilerine veya bu rejimle bağlantılı gemilere kapatacağını ve ilk eyleminde “Clexy” adlı ticari gemiyi devreye alacağını duyurdu. Siyonistlerin sahibi olduğu 52 yolcuyla birlikte “Galaxy Leader” gemisi ele geçirildi. Bu konuda birkaç noktaya değinmek gerekir.
 
Seyyid İmam Ali Hamaney, bugün İslam ülkelerinin İsrail’in hayati damarlarını kesmesi gerektiğini açıklamıştı ve bu emir, bugün Yemenliler tarafından hayata geçirildi. Daha önce Ensarullah liderinin Yemen’deki sözcüsü ve özel temsilcisi Muhammed Abdusselam, bu hareketin Seyyid İmam Ali Hamaney’in velayetini Emir-ül Mü’minin İmam Ali (as)’nin velayetinin bir uzantısı olarak gördüğünü açıklamıştı.
 
Husiler bugünkü eylemi, direniş ekseninin karşı tarafa jeopolitik üstünlüğünü kanıtlamış, İran’ın bölgesel politikalarının ve bölgedeki müttefiklerine verdiği desteğin küresel ve bölgesel denklemleri ne kadar etkileyebileceğini ortaya koymuştur.
 
Daha önce, yaklaşan savaşta Ensarullah’ın Kızıldeniz’i İsrail gemilerine kapatacağını ve bunun Siyonist rejimin askeri ablukası ile uyumlu olacağını duyurulmuştu. Husilerin bugünkü operasyonları, direniş ekseninin doğru zamanda ve yerde kullanıp düşmanlarını şaşırtabileceği birçok kazanan kartının olduğunu açıkça ortaya koydu.
 
Kızıldeniz, Doğu Asya ile Avrupa arasındaki ana ticaret yoludur ve Ensarullah’ın burayı kontrol etmesi, küresel çözüm ekseninin taleplerini hayata geçirmek için direniş eksenine stratejik üstünlük kazandıracaktır.
 
İsrail ticari gemisine el konulması bu rejime ağır bir darbedir. Çünkü ticaretinin %95’inden fazlası denizden yapılmaktadır ve bugünkü olay bu rejimin ekonomisini çevreleyen direnişin eksenidir. Öte yandan Lübnan, gerekli durumlarda İsrail’in ticari ilişkilerini bozabilir, hatta kesintiye uğratabilir.
 
Yemenlilerin İsrail’e bugünkü saldırısı oldukça stratejikti ve bu rejimin buna tepki vermesi gerekiyor; eğer gemiyi bırakamazsa büyük bir krizle karşı karşıya kalacak. Çünkü İsrail üsleriyle Yemen arasındaki mesafe 1500 km’den fazla ve ticari gemilerine el konulmasını engelleyecek askeri güce de sahip değil.
 
Amerikan Donanması, Kızıldeniz’de güçlü bir varlığa sahip ancak müttefiklerinin ticaretinin aksamasını engelleyemedi ve engelleyemez. Bu, kendisini dünyanın en büyük ülkesi olarak gören ABD’nin süper güç konumuna ve uluslararası prestijine ciddi zarar verecektir.
 
Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki Mescid-i Aksa Tufanı savaşı bugünden itibaren yeni bir aşamaya girmiş olup, İsrail’in Gazze’de işlediği suçların devam etmesiyle müttefikler tarafından yeni kazanç kartları masaya konulacak gibi görünüyor. Hamas ve İslami Cihad savaşın denklemlerini değiştirecek. Şunu da belirtmek gerekir ki, Yemenliler 9 yıldır yıpratıcı yaptırımlar altında yaşadıkları ve aynı zamanda büyük bir savaştan başarıyla kurtuldukları için tepkilerden korkmazlar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu