BM Yemen özel temsilcisi İsmail Veled el-Şeyh, BM genel sekreteri Antonio Gutteres’in görev süresinin bitmesi ardından süreyi uzatmayacağını daha önce belirtmişti. İsmail Veled Şeyh Ahmed’in görevi 4 ekim tarihinde 4 aylığına uzatıldı, böylece görev süresi şubat’ta sona erecektir.
Haber çevrelerinin bildirdiğine göre Martin Griffits, uluslararası alanda arabuluculuk önderlerinden biri olarak tanınırken, insani yardımlar ve siyasi konularda büyük tecrübeleri bulunuyor. 1991-2010 yılları arasında “Avrupa barış düşünce merkezi’nin” yürütme başkanlığını yapmıştır.
Yemen krizi 2015 tarihinde Suudi rejimin saldırısı ile başladı ve geçen 3 yıl boyunca en az 12 bin Yemenli yaralandı veya öldü yüz binlercesi de mülteci duruma düştü. Bu saldırılarda Yemen halkının katliam edilmesinin yanısıra ülkenin tüm alt yapıları da imha edildi. Suudi Arabistan ayrıca ülke halkına kara, hava ve denizden yoğun ambargo uygulayarak, ülkede büyük insani faciaların yaşanmasına sebep oldu. Yemen’de asrın insani facia olarak söz edilen durumdan dolayı Suudi Arabistan yoğun eleştirilere ve dünya kamuoyun itirazları ile karşılaştı. Fakat bu cinayetler yine de başta BM olmak üzere dünya toplumun pasif tutumu ve davranışları ile geçiştiriliyor.
Birleşmiş Milletler bu süreçte Yemen krizi ile ilgili kabul edilir bir karneye sahip değildir, zira Suudi Arabistan’ın Yemen’deki cinayetlerini engelleyememiştir. Üstelik Arabistan ve batı ülkeleri Birleşmiş Milletler ve uluslararası güçlerden yardım alarak Yemen halkına daha fazla baskı uygulamakla onları sindirme ve Yemen hükümetinin kontrolündeki bölgeleri, sıradan bahanelerle kendi işgallerine geçirmeye çalışıyorlar.
İşte bu ard niyetli hedefler nedeni ile Yemenli yetkililer İsmail Veled Şeyh Ahmet’in taraflı önerilerine karşı muhalefet ettiler. Üstelik Yemen halkı da onun Yemen’deki çalışmalarından şüphe duyuyorlardı.
Bu bağlamda Yemen inkılap yüksek komite başkanı Muhammed Ali el-Husi bir süre önce Birleşmiş Milletler’i Yemen’e karşı görevlerini gerçekleştirmekte eleştirerek, Yemen halkının Birleşmiş Milletler’e olan güvenini kaybettiğini açıkça söyledi.
Fakat Birleşmiş Milletler’in başarısızlık süreci sadece Yemen krizi ile sınırlı kalmıyor ve bu süreç Suriye ve Filistin gibi krizlerde de açıkça göze çarpmaktadır. Suriye krizi konusunda Birleşmiş Milletler Suriye eski temsilcileri Kofi Annan ve Ahzar İbrahimi aylar süren çalışmalar ardından hiçbir sonuca varmadan görevlerinden çekildiler. Fakat Birleşmiş Milletler’in Suriye temsilcilerinin hataları yine devam etti ve bu durum açıkça halihazırda Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi olan de Mistura’nın çalışmalarında da açıkça görülüyor.
Birleşmiş Milletler’in son yıllarda uluslararası ve bölgesel krizlerin çözümünde tekrarlanan başarısızlıkların sebebini bu teşkilatın aldığı kararlarında bağımsız olmamasında aramak gerekiyor. Birleşmiş Milletler’in büyük güçlerin dayatmaları, Suudi Arabistan gibi bölgenin büyük güçlerinin garez-kar siyasetçilerinin etkisinde kalması, Birleşmiş Milletler’in Uluslararası krizlerini çözümünde başarısız kalması ve ne yapacağını bilememesine sebep olan nedenlerdendir. bu arada Birleşmiş Milletler temsilcilerinin nötr faaliyetleri ve onların bölgesel krizlerin çözümünde gerçekçi ve etkili planlar sunmalarındaki başarısızlıkları, pratikte onların son yıllarda görevlerinden alınması ile sonuçlanmıştır.